• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
13 Temmuz 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Zeynel Kete

Bir barış ikrarına şahitlik: Silahların susması üzerine

13 Temmuz 2025 Pazar - 00:00
Kategori: Yazarlar, Zeynel Kete
Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

11 Temmuz 2025… Tarihe tanıklık sözü sanki bugün için söylenmişti.

21. yüzyılın barış erkanına, kadim dönemlerin kutsal bir ritüelinin devriyesine şahitlik edildi. Yüzlerce can cem olmuştu; yüzlerce yürek, yüzlerce göz ve yüzlerce gönül ruhsal, zihinsel ve bedensel olarak BİR olmuşlardı. Bu, farklılıkların ruhta, zihinde ve meydanda BİR’lenmesinin ifadesiydi.

Yaşanan bir an değil, tarihin ta kendisiydi. Bu barış ikrarına şahitlik eden her canın gözlerinde yaşlar vardı. Kimi yüksek bir nida ile, kimi sessiz bir çığlıkla; kimisi madde aleminde göçmüş bir haldeydi. Akan her damla gözyaşının bir acısı, hafızası, bir arka planı, bir hatırası vardı.

Zamanın ve mekânın ruhu vardır, derler. 11 Temmuz, Coserê Dağı’nın etekleri… Aynı zamanda kadim bir mağara: Şikefta Coserê (Coserê Mağarası). Mağara ve dağ motifleri, bâtınî (içsel) anlamda insanın hakikate ulaşma yolculuğunu simgeler. Dağ, ilahi hakikatin yüksekliğini ve ulaşılması gereken yüce mertebeyi; mağara ise insanın nefsinden arınmak için içine döndüğü içsel tefekkür mekânını temsil eder.

İlksel toplumlarda dağ ve mağara, yeniden doğuşun ve hakikat arayışının imgeleridir. Mağarada inzivaya çekilmek, dünyadan soyutlanarak hakikati arama sürecidir. Dağa çıkmak ise bu arayışta ruhun yükselişini ve aydınlanmayı simgeler. Bu iki motif, birlikte insanın içsel yolculuğunda geçmesi gereken aşamaları ve mertebeleri işaret eder. Barışa meydan açmanın, kapısı dağa açılan bir mağaranın girişinde yapılması neye delalettir!

Yüzyılın en büyük barış ritüeli için yolculuk başladı. Hakikat ve özgürlük arayışında yol, cümleden uludur. Tarihin akışını değiştiren, zaman ve mekânda iz bırakan yürüyüşler vardır. Bu yürüyüş, 21. yüzyılda demokratik toplumlar için bir eşik anlamındadır. “Her hicret bir devrimdir” misali… Hakikatin zihin deryasında “yürümek – hicret”, fiziken bir yerden başka bir yere gitmek değil; yeniden doğuş için zihinsel bir sıçrama yaşamaktır. Bu, bir taktik değil; bir hal değişimidir.

Bin yıldır bu topraklarda acının dilsizliğini, direnişin ağırbaşlılığını taşıdık. Biz Aleviler, ateşi yalnızca uyandıran değil; aynı zamanda arıtan ve arındıran olarak biliriz. Ateşin diliyle hakikati anlatır, karanlık çağlara ışık olmaya çalışırız. İnancımıza göre, her can ateşi uyandıramaz; ehli kamil olan, kemalet sahibi, kemerbest bağlayan kadın canlar ateşi uyandırır. Ateşin bir sırrı vardır. Bu sırrı görebilenler, ateşle konuşur, onunla duygusal bağ kurar.

Coserê Dağı’nda yalnızca bir ritüele değil; bir çağın kapanışına ve yeni bir çağın açılışına şahitlik etmeye geldik. PKK’nin silahlarını yakması, sadece bir savaşın sonu değil; bu topraklarda ezelden beri aranan barışın, insanlığın ve onurlu yaşamın başlangıcıdır. Ateş, bir halden yeni bir hale geçişi ifade eder.

Bizim inancımızda silaha yalnızca çaresiz kalındığında el atılır. Her kim ki hak ve adalet adına yola düşmüşse, onun yolu eninde sonunda gönül ikrarına, barış meydanına çıkar. Bugün o günlerden biridir. Silahların susması, dağların yankısının artık ağıda değil, halaya dönmesidir. Bu yalnızca bir örgütün kararı değil; kadim halkların, yok sayılmış kimliklerin, bastırılmış dillerin ve inançların ortak yakarışıdır.

Bu topraklarda barış, lafla değil; büyük bedellerle gelir. Barışın mücadelesini vermek kolay olmamıştır. Barış, sadece savaşın olmaması değildir. Barış; her canın kendini ifade edebildiği, inancını korkmadan yaşayabildiği, emeğinin karşılığını alabildiği, kendisi olduğu bir yaşamdır. Barış, sadece devletin değil; halkların da rızalıkla katıldığı toplumsal bir sözleşmedir.

Barış, hak meydanında “yer” bulmanın nişanesidir. Bu meydanda “kendini bilen, yerini bilir; yer gösterir.” Demokratik toplum stratejisi, kendini bilme ve yer göstermedir.

Bugün burada yakılan silahlar, aslında bir çağın mezar taşlarıdır. Bir dönemin “varlık nedeni” olarak kullanılan aracın hal değiştirmesidir. “Yakmak”, küle dönmek gibi bir devriyeyi içinde barındırır. Zümrüdü Anka Kuşu’nun kendi küllerinden yeniden doğuşu gibi… Ve o külden yeni bir yaşam doğmalıdır.

Nasıl ki biz semah dönmeden önce niyet ederiz, rızalık alırız… Barış da böyledir. Önce niyet, sonra rıza, sonra yol bir, sürek bin bir…

Bu barış, yalnızca Kürt halkı için değil; bu ülkede yaşayan tüm halklar için, tüm inançlar ve ezilenler için bir umuttur. Dilerim ki bu ateş yüreklere kin salmasın; bilakis karanlıkta yol arayanlara nur olsun. Dilerim ki bu silahsızlanma, yalnızca bir tarafın değil, herkesin vicdanıyla sınandığı bir selama vesile olsun. Ve dilerim ki bu topraklar bir daha hiçbir ananın gözyaşını taşımak zorunda kalmasın. Masum evlatların kanı toprağa düşmesin.

Barış, sadece politik bir sonuç değil; derin bir manevi dönüşümdür. Bu dönüşüm, inkârla değil kabul ile; savaşla değil muhabbet ile mümkündür. Ve biz Aleviler, muhabbetin yolcularıyız. Bugün burada yapılan da bir barış cemidir; hak meydanıdır. Bu meydanda söylenen kelam, arınmış ve durulmuştur: Hak kelamıdır. Hak kelamına verilen ikrardır.

Bu ikrara herkes kendi dilince, kemaletince niyaz etsin; ama unutmasın ki asıl niyaz, yüreğin sustuğu, vicdanın konuştuğu andadır. An, geçmişin yükünü omuzlarında taşır. Eşiğe niyaz olunmuş, meydan açılmış, çerağ uyandırılmış, ikrar verilmiştir. Aslolan, ikrarda durmaktır. Zaman durma zamanı değildir; âşk ile pervane olma demlerindeyiz:

“Bu yola giren oturmaz

Hak söze hile katılmaz

Bunda hiç hile satılmaz

Cevherinden pul isterler”

Tanıklık (şahadet), her bağlamda büyük bir sorumluluk yükler. Tanıklık eden kişi, gördüğünü inkâr edemez; gerektiğinde doğruluğu savunmalı, yalanı açığa çıkarmalıdır. Özellikle verilen ikrara tanıklık ediyorsa, bu ikrarın unutulmasına, çiğnenmesine veya saptırılmasına karşı serden geçmeyi göze almalıdır.

21. yüzyılın barış erkanına şahadet edenlerin sorumluluğu da bu minvaldedir. Silahların yakılması erkânına katılan her can, tarihsel bir sorumluluk üstlenmiştir. Şahit olanlar, artık “demokratik siyaset stratejisi” yoluna girmiştir. Artık üzerlerinden yol geçmiştir! “Siyaset günleri gelip geçmeden” sorumluluk almalıdırlar.

Barışa çerağ uyandıranlara, bu çerağa şahitlik edenlere aşk olsun…

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Demokratik Toplum Buluşmaları: Devlet somut adım atmalı

Sonraki Haber

Gözaltı, tutuklama, hüküm, İstinaf ve Yargıtay…

Sonraki Haber
Gözaltı, tutuklama, hüküm, İstinaf ve Yargıtay…

Gözaltı, tutuklama, hüküm, İstinaf ve Yargıtay…

SON HABERLER

İran medyası: Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan İsrail saldırısında yaralandı

İran medyası: Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan İsrail saldırısında yaralandı

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

11 Temmuz 2025: Fotoğraflarla PKK’nin tarihi töreni

Agirî Baro Başkanı: Devletten de pratik adımlar atmasını bekliyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

DEM Parti’den Zilan Katliamı ile yüzleşme çağrısı

DEM Parti’den Zilan Katliamı ile yüzleşme çağrısı

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

Grand Kartal Otel davasında 4 kişi hakkında karar

Grand Kartal Otel davasında 4 kişi hakkında karar

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

Hesendîn’de 17 yıllık maden mücadelesi: ÇED raporu ‘kayboldu’, halk direnişte

Hesendîn’de 17 yıllık maden mücadelesi: ÇED raporu ‘kayboldu’, halk direnişte

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun yola çıkış görüntüleri

Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun yola çıkış görüntüleri

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

Şile Belediyesi Başkanı dahil 6 kişi adliyeye sevk edildi

Şile Belediyesi Başkanı dahil 6 kişi adliyeye sevk edildi

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır