• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
21 Temmuz 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Ekoloji

‘Süper Talan’a karşı ortak mücadele

21 Temmuz 2025 Pazartesi - 00:00
Kategori: Ekoloji, Manşet
‘Süper Talan’a karşı ortak mücadele

Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Serap Baysal, ‘Yok edilen doğa, susturulan halktır. Sermaye için değil; emek, yaşam ve doğa için örgütlenip bir araya gelme zamanıdır. Çünkü bu bir doğa sorunu değil yalnızca, aynı zamanda bu bir sınıf meselesidir’ dedi 

Duygu Kıt

Meclis Genel Kurulu’nda tarım alanlarını, ormanları ve zeytinlikleri maden talanına açan kanun teklifi önceki gece kabul edildi. Zeytinliklerin ve meraların maden faaliyetlerine açılmasını kolaylaştıracak, şirketlere ve sermayedarlara sınırsız alan açacak “süper talan” olarak adlandırılan yasa ise Meclis Genel Kurulu’ndan geçti. Yasanın risklerine ve içeriğine ilişkin Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Serap Baysal ile konuştuk.

“Türkiye, yeni bir yağma ve sömürü düzenlemesinin eşiğinde,” diye söze başlayan Baysal, kamuoyu tarafından sermayeye ‘süper talan yasası’ diye adlandırılan yasanın içeriğine dair şöyle dedi: “Bu yağma ve tahakküm dalgasıyla karşı karşıya gelmemizin sebebi AKP’li milletvekillerinin sermayedarların temsilciliğini yapmalarındandır. Maalesef seçim zamanı ev ev, köy köy dolaşan bu vekillerin seçildikten sonra ne için Meclis’e gittiklerini unutuyor olmaları ve tamamen sermaye odaklı kâr-çıkar ilişkileri üzerine yasalar çıkarmaları kabul edilir bir durum değil. Çünkü bu yasa teklifi; yalnızca bir torba yasası değil; halk iradesine, doğanın haklarına ve emekçilerin yaşam alanlarına yönelik topyekûn bir saldırıdır. Ne anayasal güvencelere ne de demokratik hukuk düzenine sığdırılamayacak bu yasa, açıkça yerli ve yabancı sermaye gruplarının sınırsız kâr hırsı için halkın toprağını, suyunu, havasını, geçimini ve geleceğini yok etmeyi hedeflemektedir.”

‘Yasa bir sınıf saldırısıdır’

Yasanın maden, enerji ve inşaat tekellerine sınırsız ayrıcalık tanıdığını, halkın müştereklerini özel sermayenin çıkarına tahsis ettiğini vurgulayan Baysal, “Bu yasa, halkın değil; zenginliğine zenginlik katmak isteyen sermayedarların yasasıdır” ifadelerini kullandı. Baysal yasanın neler getireceğine ilişkin ise sözlerini şöyle sürdürdü; “Yasa ile ormanlar, meralar, zeytinlikler, kıyılar şirketlere sınırsızca açılıyor. Zeytinlik alanların maden sahalarına dönüştürülmesine ‘kamu yararı’ kılıfıyla izin veriyor. Zeytin ağaçları taşınamıyorsa, ‘eşdeğer’ bahçe kurulması yeterli görülüyor. Bu düzenleme, sadece zeytini değil, onunla birlikte yüzyıllardır sürdürülen geçimlik üretimi, kadın emeğini ve kırsal kültürü yok ediyor. Zeytinlikleri madenlere feda etmek, sadece doğayı değil, emekçilerin geçim araçlarını ve tarihsel belleğini de ortadan kaldırmaktır.”

‘ÇED otomatikman onaylanıyor’

“Yasa sadece hayvancılığı değil, köylünün bağımsız üretimini ve geçimini yok eden bir düzenlemedir” diyen Baysal, “Meraları yok etmek, köylüyü doğadan koparıp şirketlerin ucuz işgücü deposuna dönüştürmek demektir. Yine ormanlar madencilik için açık hedef haline getirilecek. Orman vasıflı arazilerde madencilik için gereken tüm izinler artık doğrudan MAPEG tarafından sağlanabiliyor. Orman Genel Müdürlüğü gibi kurumların görüş verme yetkisi fiilen kaldırılıyor. ÇED sürecindeki tüm denetim mekanizmaları işlevsizleştiriliyor. Bu düzenlemeyle birlikte ormanın korunması değil, sermayeye açılması esas haline gelmiştir. Orman Genel Müdürlüğü’nün ‘olumsuz’ görüş hakkının ortadan kaldırılması, doğanın haklarını savunacak hiçbir kurumun kalmaması anlamına gelir” dedi.

‘ÇED Süreci: Sermaye için olumlu, halk için formalite’

Yeni düzenleme ile şirketlerin yatırım sürecinde ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) sürecini sadece bir formaliteye indirgediğini vurgulayan Baysal, kurumların görüşlerini üç ay içinde vermemesi durumunda otomatik olarak ‘olumlu’ sayılacağını belirterek şöyle konuştu: “Yasa ile devletin denetleme işlevi, sermaye için otomatik onay mekanizmasına dönüştürülüyor. Bu düzenleme, doğaya ve kamu sağlığına karşı işlenecek suçlara peşinen izin verilmesi anlamına gelir. Sermayeye verilen bu süper imtiyaz, halkın yaşam alanlarında süresiz bir tehdit ve yok oluş demektir. Kamusal denetim kaldırılacak ve MAPEG (Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü), artık yatırımcı şirketler adına tüm izin süreçlerini yürütebilecek. Kurumlar, üç ay içinde cevap vermezse MAPEG doğrudan ‘izin verilmiş sayılır’ hükmünü işletiyor. Yani halkın vergileriyle çalışan kamu kurumları, sermayenin noterine dönüştürülüyor. Bu, sadece doğanın değil, demokratik kamu yönetiminin de tasfiyesidir. MAPEG’in şirket temsilcisi gibi çalışması, kamu hizmetini değil sermaye çıkarlarını önceleyen bir devlet mimarisinin inşasıdır.”

‘Halkın mülkiyeti şirketlerin hizmetine sunuluyor’

Kamulaştırma yetkisinin de genişletileceğini aktaran Baysal, kamusal doğal varlıkların, ‘üstün kamu yararı’ kılıfıyla özel şirketlere peşkeş çekileceğine işaret etti. “Kaçak yapılar yasallaştırılıyor, hukuksuzluk ödüllendiriliyor” diye devam eden Baysal, konuşmasını şöyle sürdürdü, “Yeni düzenleme, bir alanda kültür varlığı tespit edilirse ve ilgili kurum yatırım iznini vermezse, bu kurum ‘yatırımcıya tazminat ödemekle’ yükümlü hale getiriliyor. Bu durum, kamu görevi yapan bir kurumun cezalandırılması ve doğayı savunmanın suç sayılmasıdır. Kamunun savunusunu yapan kurumlar, tazminat tehdidiyle susturulmak isteniyor. Bu düzenleme, servet transferi yaratmanın, doğayı ve kamuyu şirketlere ‘tazminatla’ satmanın yolunu açmaktadır. Bu düzenlemeler, emekçileri mülksüzleştirmenin, kırsalı sermayeye açmanın, doğayı metalaştırmanın adımlarıdır. Bu bir kalkınma değil; şirket kârı uğruna ülke çapında bir talandır.”

 ‘Köylülük yok edilecek’

Yasanın köyleri boşaltma, kırsalı tasfiye etme ve işçileştirilmiş bir yoksullar kitlesi yaratma hedefi güttüğünün altını çizen Baysal, “Tüm bunlar, sermayenin ucuz, örgütsüz, sessiz ve köksüz bir işgücü yaratma stratejisidir” diye belirtti. Yasanın köylüler açısından değerlendirilmesine ilişkin olarak Baysal, şu yorumda bulundu: ​“​Köylü üretimden koparılarak, ya taşeron ya da işsiz bırakılacak. ​Tütün, şeker ve zeytin üreticisinin yaşadığı gibi; bu kez merasını, zeytinliğini kaybeden köylü, güvencesiz işçiye dönüştürülmek isteniliyor. ​Sermaye için yaratılan ‘yatırım kolaylığı’, halka mülksüzlük, işsizlik, göç ve yoksulluk getiriyor. ​Meclis’te sermayeye hizmet edenler, halkın denetim hakkını ortadan kaldırıyor, yasama yetkisi yürütmeye devredilerek bir hukuk darbesi gerçekleştirilmek isteniyor” diye konuştu.

‘Vazgeçmeden durdurmamız şart’

“Bu yasayı durdurmak, ancak birleşik bir halk muhalefetiyle mümkündür” diyen Baysal, son olarak şöyle konuştu: “Bu yasa ile kırsal üretim çökertilecek, emekçi halk toprağından koparılacak, kamu yararı yok edilecek, ekolojik sistemler geri dönülmez biçimde tahrip edilecektir. Ama bu gidişat kader değildir. Ya talana razı geleceğiz, ya da direnerek kazanacağız. Sınıfsal ve ekolojik felakete karşı, şimdi mücadele zamanıdır. Tarım Orkam-Sen olarak tüm yaşam savunucularını, doğayı ve emeği savunan herkesi bu sınıf mücadelesine katılmaya çağırıyoruz. Toprağımıza, ormanımıza, zeytinliğimize, suyumuza, yaşamımıza sahip çıkmak için; sınıfsal ve ekolojik bir mücadele hattında buluşmamız şart. Yok edilen doğa, susturulan halktır. Sermaye için değil; emek, yaşam ve doğa için örgütlenip bir araya gelme zamanıdır. Çünkü bu bir doğa sorunu değil yalnızca, aynı zamanda bu bir sınıf meselesidir. Zeytinliğini kaybeden köylüyle, havası kirlenen kentli işçinin suyuna sahip çıkan mahalleliyle ormanını savunan ekoloji aktivistinin mücadelesi ortaktır ve ortak olmalıdır da.”

Meclis’ten geçen maddelerin bazıları

Enerji ve maden şirketlerinin doğa talanına izin verecek kanun teklifinin maddeleri Meclis Genel Kurulu’nda dün gece kabul edildi. Bu maddelerin kabulüyle ÇED zorunluluğu kaldırıldı, acele kamulaştırma adı altında talana izin verildi. Kabul edilen maddelerde öne çıkan başlıklar şöyle;

  •  Birinci madde: Çevre Kanunu’nun 10. maddesinde yer alan ve gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetler sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmelerin “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı” ile “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı” alınması zorunluluk olmaktan çıkarıldı.
  • İkinci madde: Madencilik Kanunu’na “rehabilitasyon” kavramını ekliyor. Bu kavram şirketlerin orman, mera ve zeytinliklere zarar vermesinin önünü açıyor. Rehabilitasyon kavramı, maden şirketinin rantı için ormanların, zeytinliklerin taşınabileceği ya da yok edilen ağaçlar yerine başka alanlara yeni dikimler yapılması anlamına geliyor.
  • Üçüncü madde: ÇED süreçlerinde “Üç ay içinde cevap verilmezse izin verilmiş sayılır” düzenlemesi ve çevresel denetimlerin “sadeleştirilmesine” ilişkin hükümleri onaylıyor.
  •  Dördüncü madde: En tartışmalı düzenlemelerden biri. “Kritik önemdeki madenler” için acele kamulaştırma yetkisi Cumhurbaşkanı’na verildi. Böylece köy arazileri, tarım alanları, zeytinlikler, meralar ve ormanlar, stratejik maden gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı kararıyla hızla projeye açılabilecek.

Yasanın tahribatları

Tüm demokratik katılım yollarını ve yerel halkın söz hakkını ortadan kaldıran bu yasa, sadece doğayı değil; aynı zamanda yaşamı, emeği ve halkın iradesini yok sayıyor. Doğanın bir kaynak değil, yaşamın ta kendisi olduğunu; halkın çıkarının sermayenin değil, yaşamın sürdürülebilirliğinde olduğunu biliyoruz. Bu yasa ile birlikte:

  • Ekosistemler parçalanacak, yaşam döngüsü bozulacak.
  •  Orman yangınları artacak, toprak çoraklaşacak.
  • Gıda krizi derinleşecek, kırsal üretim çökertilecek.
  •  Milyonlarca insanın temiz hava, su, gıda ve sağlıklı çevre hakkı tehdit altında kalacak.
  •  Anayasa’nın çevreyi, kültürü, halk sağlığını ve kamu yararını koruyan maddelerini ihlal edilecek.
  •  Köylülerin, üreticilerin, arıcıların, hayvancıların binlerce yıllık bilgi ve üretim birikimi yok sayılacak.
  •  Enerji güvenliği iddiasıyla ekosistemlerin ve toplumsal yaşamın geri döndürülemez biçimde tahribatına zemin hazırlanacak.”

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Sakarya’da orman yangını

Sonraki Haber

Komisyonun ilk durağı Öcalan olmalıdır

Sonraki Haber
Zulme Karşı Direnmek

Komisyonun ilk durağı Öcalan olmalıdır

SON HABERLER

Kurtulmuş’tan Meclis’te Bahçeli’ye ziyaret

Kurtulmuş’tan Meclis’te Bahçeli’ye ziyaret

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

TAJÊ’den 19 ülkeye ‘Êzidî soykırımını tanıyın’ mektubu

TAJÊ’den 19 ülkeye ‘Êzidî soykırımını tanıyın’ mektubu

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

İran’da genç bir kadın gözaltına alındı

İran’da genç bir kadın gözaltına alındı

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

Irak’ta seçim ve reform gündemi: Sudani ile Meşhedani görüştü

Irak’ta seçim ve reform gündemi: Sudani ile Meşhedani görüştü

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

Erdoğan: Meclis zemininde ilerlemeye şahitlik edeceksiniz

Erdoğan: Meclis zemininde ilerlemeye şahitlik edeceksiniz

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

CHP, savcı Gürlek’i HSK’ye şikayet etti

CHP, savcı Gürlek’i HSK’ye şikayet etti

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

MİT Başkanı Kalın Bahçeli’yi ziyaret etti

MİT Başkanı Kalın Bahçeli’yi ziyaret etti

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır