• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
2 Ağustos 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

İzmir Barosu’ndan panel: Cezaevlerinde tecrit artıyor

31 Temmuz 2025 Perşembe - 21:17
Kategori: Güncel
İzmir Barosu’ndan panel: Cezaevlerinde tecrit artıyor

S, Y ve Yüksek Güvenlikli Cezaevlerinin durumuna ilişkin yapılan panelde konuşan panelistler, bu cezaevlerinin tecrit ve sosyal izolasyonun derinleştirmek amacıyla tasarlandığını ve tutsakların insansızlaştırıldığını vurguladı

İzmir Barosu, Yüksek Güvenlikli Cezaevlerine ilişkin baro binasında bulunan konferans salonunda panel düzenledi. İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz’ın moderatörlüğünü yaptığı panele konuşmacı olarak Avukat Şule Arslan Hızal, Yüksek Mimar İpek Güney ve İzmir Tabip Odası Başkanı Fahri Yüce Ayhan katıldı.

Açılış konuşmasını yapan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, “Bugün konuşacağımız konu aslında yaşam hakkına ilişkin bir durum. Özgür, adaletli, insanca yaşamın olmadığı alanlar tutsakların ölüme mahkum edildiği alanlar olarak karşımıza çıkıyor” ifadelerini kullandı.

İlk olarak konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Fahri Yüce Ayhan da cezaevlerinde sağlığın korunması ve ulaşabilmesinin uluslararası standartlarda belirlendiğini vurguladı. Kişilerin cezaevlerine girdikten sonra sağlığının bozulmasının aksine daha iyi bir sağlıkla tahliye edilmesi gerektiğini ifade eden Ayhan, “Düzenli sağlık taramalarının yapılması, acil sağlık müdahalesi, temiz havada egzersiz, beslenme gibi başlıklar uluslararası hukukta ele alınıyor. Sağlık direncinin arttırılması, cezaevi dışındaki yaşama adapte olabilmesi, yaşamını sürdürülebilir olması gerekiyor ki öyle bir sağlık hizmeti alması gerekiyor. Cezaevi idareleri, cezaevi koşullarında kişilerin ruh sağlığı da dahil sağlığını korumakla yükümlüdür. Sağlık personelinin kişileri tutuklu kimliği ile değil hasta kimliği ile görmesi gerekiyor. Bunun içinde mesleki bağımsızlığa sahip olması gerekiyor. Adalet Bakanlığı personeli olan meslektaşlarımızın rahat davranamadığını biliyoruz. Kelepçelenmiş tutukluların tedavi edilmemesi gerekiyor. Bu Türkiye’de çok sıkça yaşadığımız sorunlardan birisi” diye konuştu.

‘İnsan temelli bir arayış yok’

Ardından konuşan Yüksek Mimar İpek Güney, uluslararası cezaevleri ile Türkiye’de bulunan cezaevlerine yönelik bir karşılaştırma yaparak, “Türkiye’de yeni cezaevi üzerine yönetimler dışında herhangi bir aktörün söz sahibi olması için platform açılmıyor. Türkiye’deki cezaevlerini tasarımsal olarak değerlendiremiyoruz. Çünkü uluslararası örneklerinde dış cephedeki açıklıklardan estetiğine kadar bir değerlendirme yapabilirken, buradaki cezaevlerinde özellikle YGC’lerde dışarıya bakan herhangi bir açıklık bile göremiyoruz. Olanlar da göz hizasının çok üstünde yer alıyor. Kısmı bir aydınlanma ve yetersiz havalandırmayı sağladığı söylenebilir. Aradaki uçurumun net bir şekilde görüyoruz. Koğuş ve hücre sistemi plan şeması olarak görüyoruz. Sosyal alanlar oldukça kısıtlı, F Tipinde neredeyse hiç yok. Sosyal tecridin ve izolasyonun ön planda olduğu arayışlar. İnsan temelli arayışın olmadığı örnekler” ifadelerini kullandı.

İnsan temelli cezaevi tasarımlarına uluslararası alandan örnekler sunan İpek Güney, bu cezaevlerinin günlük hayat taklit edilerek tasarlanmasının sebebinin kişinin tahliye olduktan sonra günlük hayata adapte olabilmesi olduğunu kaydetti.

‘Tecrit ağırlaştı’

Son olarak konuşan Avukat Şule Arslan Hızal, iktidarın kamusal tepkileri bir kafese kapatarak anahtarını çok uzaklara attığını söyledi. Kamuoyunun bunlardan habersiz, aynı şeylerin kendisine yapılmayacağını düşündüğünü kaydeden Şule Arslan Hızal, “Oysa ki herhangi birisi de an cezaevlerine girebilir. O yüzden o mekanları algılamak gerekiyor. Demokratik ülkelerde cezaevine konulan insanların hakları söz konusudur. Bizde uygulanan tecrit sisteminde ısrar ise insan hakları anlamında sınıfta kalmak demek oluyor. Hapishaneler her zaman işkence ve kötü muamelenin gündeme geldiği kapatılma mekanları oldu. Kuyu tipi olarak adlandırılan cezaevleri bunu daha da ağır bir boyuta taşıdı. Bu cezaevleri F Tipinin daha ağır versiyonu. Şimdilik 43 tane mevcut ama inşaatlar devam ediyor. Çoğunluğu tek kişilik olan hücrelerde tutulan mahpuslar, günün 22 buçuk saatini güneşin ve havanın girmediği bir yerde geçiriyor. Sadece bir saatliğine, bazı yerlerde de 1 buçuk saatliğine havalandırmaya götürülüyor. Burada insansızlaştırma modeli uygulanıyor. Hücrelerin içine mevcut yasalara aykırı olarak kameralar koyuluyor. Keyfiyete yer vermeyecek şekilde bu kameraların kaldırılması lazım. Mahpus olduğunuz benliğinizi kapıda bıraktığınız anlamına gelmiyor” ifadelerini kullandı.

Panel soru-cevap bölümü ile sona erdi.

Kaynak: MA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Kayyımın işten çıkardığı işçilerin eylemi: Talimatı AKP il başkanı verdi

Sonraki Haber

Türkiye, Duhok’ta bazı köy yollarını kapattı

Sonraki Haber
Türkiye, Duhok’ta bazı köy yollarını kapattı

Türkiye, Duhok'ta bazı köy yollarını kapattı

SON HABERLER

Yarına geç kalmadan bugünü doğru anlayalım

Yarına geç kalmadan bugünü doğru anlayalım

Yazar: Yeni Yaşam
2 Ağustos 2025

Muhalefet mi dediniz?

Ulus krizine iki zıt çözüm / 2

Yazar: Yeni Yaşam
2 Ağustos 2025

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Yeni safha; Barış ve Demokratikleşme Komisyonu

Yazar: Yeni Yaşam
2 Ağustos 2025

Son defilenin sürpriz sonu

Son defilenin sürpriz sonu

Yazar: Yeni Yaşam
2 Ağustos 2025

‘Ağaçlar değil ekolojik adalet kül oluyor’

‘Ağaçlar değil ekolojik adalet kül oluyor’

Yazar: Yeni Yaşam
2 Ağustos 2025

Yeni anayasa tartışmaları ve DHP’nin sorumluluğu

Yasaklara karşı grevi politik eyleme dönüştürmek…

Yazar: Yeni Yaşam
2 Ağustos 2025

Dêrsim’de işçi kıyımına karşı direniş

Dêrsim’de işçi kıyımına karşı direniş

Yazar: Yeni Yaşam
2 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır