Peri Tekstil’de çalışan çoğu kadın işçi, maruz kaldıkları haksızlık ve mobbinge karşı çıktıkları için işten atıldı ve direnişe başladı. İşçi temsilcisi Evrim Altınkaynak, ‘Haklarımızı ve işimizi geri alana kadar direneceğiz’ dedi
Duygu Kıt
Dêrsim’de yaklaşık sekiz yıl önce faaliyete başlayan ve ‘Tunceli’den Avrupa’ya tekstilde ilk ihracat’ sözleriyle duyurulan Peri Tekstil’de, çoğunluğu kadın on yedi işçi mobbing ve hakarete itiraz ettikleri için işten atıldılar. Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN)’na üye olan işçiler direnişe başladı. İşçilerin yaşadıkları sorunlar ve talepleri için işçi temsilcisi Evrim Altınkaynak, BİRTEK-SEN Temsilcisi Kadir Ulaş ve avukat Çağla Yolaşan gazetemize konuştu.
Peri Tekstil’de beş yıldır makineci olarak çalışan işçi temsilcisi ve işten çıkarılan işçilerden Evrim Altınkaynak işyerinde uzun zamandır sıkıntı yaşadıklarını ve taleplerinin çözümsüz kaldığını belirtti. Altınkaynak sürece ilişkin şunları söyledi,
“Uzun zamandır iş yerinde mobbing ve baskıya maruz bırakılıyorduk. Son yaşadığımız olay bardağı taşıran son damla oldu. Servis sebebiyle yaşadığımız bir sorunu işverene taşıdıktan sonra işveren hepimizi yemekhanede topladı ve azarladı. Durum itiş kakışa ve argo sözlere kadar ilerledi. Biz de bu yüzden işi protesto edip dışarı çıktık. Daha sonra bizimle irtibata geçen de olmadı. Biz ertesi gün giderek patronla görüşmek istedik ama kabul edilmedik.”
‘Sendikayla çalışmak istemiyorum’
Tüm hakları iade edilene kadar direneceklerini kaydeden Altınkaynak işçilerin taleplerini şu şekilde sıraladı; “Biz işçiler olarak haklarımızın iade edilmesini, mobbingin son bulmasını, maaşlarımızın gününde yatmasını istiyoruz. İşveren bize ‘Burada sendika istemiyorum’ dedi ama bizler hem sendikamızı hem haklarımızı istiyoruz. Hepimiz yıllardır bu fabrikaya emek veren emekçileriz. Bir gün olur da hastalanıp işe gidemezsek maaşımızdan kesinti olurdu, yıkık dökük servislerle iş yerimize gider gelirdik. Tüm bunlar yüzünden sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz, ekmeğimizi de haklarımızı da geri istiyoruz.”
BİRTEK-SEN Temsilcisi Kadir Ulaş Peri Tekstil’de şu an çalışan işçilerin en az beş yıllık işçiler olduğunu belirterek işçilerin uzun süredir haksızlığa, mobbinge ve kötü çalışma koşullarına maruz kaldıklarını kaydetti. Ulaş şunları söyledi:
“Bugün yaşanan durum da beş yıllık birikimin sonucudur. İşçiler mobbingin yanı sıra ücretlerini zamanında alamıyorlar ve sigorta primleri aldıkları ücretler üzerinden yatırılmıyor. Sürekli usta başlarının hakaretlerine maruz kalıyorlar. Gelinen aşamada ‘Artık bunu yaşamak istemiyoruz.’ deyip on yedi kişi işi bırakıyor. Bir gün sonrasında da iyi niyet gösterisi olarak tekrardan görüşmek için gidiyorlar iş yerine. İşçiler ‘Çalışmak istiyoruz, işe ihtiyacımız var ama mobbinge ve haksızlığa maruz kalmak istemiyoruz’ diye söylüyorlar. İşveren de ‘biz istemiyoruz’ deyip işçileri işe almıyor. Süreç böyle başlıyor.”
‘Arkadaşlarımız dönene kadar eylemdeyiz’
Ulaş işçilerin haklarının iade edilmesi için bir dizi eylem kararı aldıklarını belirterek sendika olarak taleplerini ise şu şekilde dile getirdi; “Durum bize intikal ettikten sonra işverenle görüşme talep ettik. Durumu barışçıl bir yöntemle çözmek istediğimizi ilettik. Şu ana kadar dönüş yapmadılar. Bu defa biz mücadele yolunu tutmuş olduk. Ve fabrika önüne gittik, basın açıklaması yaptık. Bundan sonra da bir dizi eylem kararı aldık ve süreç böyle devam edecek. Sendika olarak işverenden birinci talebimiz işçilerin doğrudan işe dönmesi, hem sendikalarının tanınması hem de bir daha mobbinge maruz kalmamaları, çalışma şartlarının iyileştirilmesidir. En önemlisi de sendika hakkının tanınmasıdır.”
İşçilerin vekili avukat Çağla Yolaşan Türkiye’de tekstil üretiminde kıdem fark etmeksizin asgari ücretle çalışan işçilerin çoğunluğunun kadın işçiler olduğuna dikkat çekti. “Peri Tekstil’de de çalışan ve işten çıkarılan işçilerin çoğu kadın.” diye belirten Yolaşan mevcut hukuki sürece ilişkin olarak şu bilgileri verdi:
“Tunceli Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan Peri Tekstil fabrikasında çalışan on yedi işçi, işten çıkarılmalarının ardından işe geri dönmek biçiminde ortak bir irade geliştirdi. Bunun üzerine yasal şartları taşıyan on dört işçi adına işe iade istemiyle arabuluculuk başvurusu yaptık ve yasal süreç başlamış oldu. Tekstil alanında cinsiyetçi ayrımcılık ve mobbing önemli bir gündem. Hal böyle olunca çalışma yaşamında iş kanunu ile belirlenmiş olan sınırların korunması da kadın işçiler açısından daha da önemli bir hale geliyor. Diğer yandan işçiler de henüz yeni işçileşmiş, çalışma haklarının korunmasıyla ilgili mücadele deneyimleri de henüz çok sınırlı. Bu anlamda işçilerin BİRTEK-SEN ile birlikte bu deneyimi kazanmaları ve hukuku da bir mücadele aracı olarak kullanmalarının önemli olduğunu düşünüyorum.”