15 Ağustos 2000’de Türkiye’ye ait savaş uçaklarının Güney Kürdistan’ın Kendekol bölgesinde gerçekleştirdiği hava saldırısında 35 sivil katledildi, 25 kişi yaralandı. Katliamın üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen, adalet arayışı sürüyor
15 Ağustos 2000, Güney Kürdistan’ın Hewlêr kentine bağlı Kendekol bölgesi için kara bir gün olarak tarihe geçti. Türkiye’ye ait savaş uçaklarının saat 16.30 sularında gerçekleştirdiği hava saldırısı, sivil halkı hedef aldı. Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 35 kişi katledilirken, 25 kişi ağır yaralandı.
Soruşturma açılmadı, sorumluluk üstlenilmedi
Xakurkê alanında bulunan bu bölge, o dönemde Kürt halkının yoğun olarak yaşadığı bir yerleşim yeriydi. Saldırı, Türkiye’nin Kürt halkına yönelik yürüttüğü işgal saldırılarının bir parçası olarak kayıtlara geçti. Ancak, resmi makamlar tarafından olayın sorumluluğu üstlenilmedi ve katliamın failleri hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmadı. Yıllar geçse de Kendekol Katliamı, Kürt halkının belleğinde derin bir yara olarak kalmaya devam ediyor.
İşgalin kanlı sayfası
Kendekol Katliamı, Türkiye’nin 1980’lerden itibaren Güney Kürdistan’a yönelik gerçekleştirdiği saldırıların en kanlı sayfalarından biri olarak öne çıkıyor. Saldırı, Xakurkê bölgesindeki sivil halkın yaşadığı Kendekol alanına yönelik düzenlendi. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, savaş uçakları köyün yakınındaki bir alanı bombaladı. Bu bombardımanda doğrudan siviller hedef alındı. Katledilenler arasında çocuklar, kadınlar ve yaşlılar vardı. Yaralılar ise bölgedeki kısıtlı sağlık imkanları nedeniyle büyük zorluklar yaşadı.
Hesap sorulmadı
Katliamın ardından ne Irak hükümeti ne de Kürdistan Bölgesi yönetimi, Türkiye’den hesap sorma yoluna gitti. Olay, uluslararası toplumda da yeterince yankı bulmadı ve katliamın failleri cezasız kaldı. Bu durum, Kürt halkı arasında derin bir hayal kırıklığı ve öfke yaratırken katliamların Irak ve Kürdistan Bölgesi hükümeti işbirliğiyle gerçekleştirildiği gerçeğini gözler önüne seriyordu.
Türkiye’nin Güney Kürdistan’a yönelik saldırıları, Kendekol ile sınırlı kalmadı. 1990’lı yıllarda başlayan ve 2000’li yıllarda devam eden hava ve kara operasyonlarında yüzlerce sivil katledildi. Kendekol, bu zincirin en acı halkalarından biri olarak öne çıkıyor. Kürt halkı, bu tür saldırıların amacının aynı zamanda halkı korkutarak göçe zorlamak olduğunu on yıllarca devam eden katliamlarla tecrübe edindi.
Kendekol Katliamı, üzerinden çeyrek asır geçmiş olmasına rağmen, Kürt halkının kolektif hafızasında canlılığını koruyor. 35 sivil insanın katledildiği bu katliam, adaletin sağlanamaması nedeniyle kapanmayan bir yara olarak duruyor.
Katliamın faillerinin yargılanması ve sorumluların hesap vermesi için uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiği, Kürt halkı ve insan hakları savunucuları tarafından sıkça dile getiriliyor. Kendekol, sadece bir katliamın değil, aynı zamanda bir halkın direniş ve adalet arayışının da sembolü haline gelmiştir. Unutulmaması ve unutturulmaması gereken bir insanlık suçu olarak, tarihin sayfalarında yerini koruyor.
Kaynak: ROJNEWS