• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
18 Ağustos 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Gazeteci Eren: Medyada süreci provoke eden dil değişmeli

18 Ağustos 2025 Pazartesi - 09:40
Kategori: Güncel, Manşet
Gazeteci Eren: Medyada süreci provoke eden dil değişmeli

Kürt sorunun çözümü bağlamında yürütülen süreçte medyanın kötü bir sınav verdiğini belirten gazeteci Faruk Eren, ‘Süreci her an provoke eden bir dil kullanılıyor. Bu dilin değişmesi gerekiyor’ dedi

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’yla başlayan süreç, gündemdeki yerini koruyor. Aradan geçen 10 aylık süreçte ise Meclis’te ‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ kuruldu. Gazeteci Faruk Eren, süreçte medyanın rolü ve yayın organlarının kullandığı dile dair değerlendirmelerde bulundu.

‘Utanılacak manşetler’

Medyada AKP iktidarı öncesinden genel olarak devletçi, militarist, kadın düşmanı ve milliyetçi bir yayın çizgisi hakim olduğunu belirten Faruk Eren, tarihte Kürt sorununa bakış konusunda ‘utanılacak manşetler’ olduğunu söyledi.

2013-2015’teki süreçte AKP medyasının dilinde olumlu bir dönüşüm olduğunu belirten Faruk Eren şöyle konuştu:

 “Ama süreç bittikten sonra daha yakın tarihe kadar inanılmaz şeyler yaşandı. Sadece örgüt için değil HDP’ye hatta CHP’ye yönelik düşmanlaştıran bir dil kullanıldı. Yakın zamana kadar DEM Parti, her hafta yaptığı grup toplantısını hiçbir televizyon kanalı canlı yayınlamadı. Ama neredeyse her gün televizyon programlarında DEM Parti’den bahsedilirdi. Böyle bir durum vardı.”

‘Medya kötü bir sınav veriyor’

Devlet Bahçeli’nin Meclis’te DEM Partili milletvekilleriyle tokalaşıp ardından Abdullah Öcalan’a çağrı yapmasının herkesi şaşırttığını dile getiren Faruk Eren şunları kaydetti:

“Böyle bir çıkışı kimse beklemiyordu. Bu şaşkınlık atıldıktan sonra süreç yine terörle tanımlandı. AKP medyası ‘Terörsüz Türkiye’ diye tanımladı. Komisyon kuruldu, birtakım çalışmalar yürüyor. Önümüzdeki dönemde ne olacağını göreceğiz. Ancak medyanın dili açısından baktığımızda AKP medyasında süreci destekleyenler kadar aykırı görüşler de ortaya çıkıyor. Geçen gün bir komisyon üyesi katıldığı YouTube programında komisyona dair, ‘7 yıldır Meclis’teyim hayatımda gördüğüm en demokratik komisyon’ dedi. Bu bir şekilde medyaya da yansıyor. Süreçle ilgili herkesin endişeleri var. Muhalif medya denilen kesim de süreçten önce Kürt meselesi konusunda, temel insan hakları konularında bile AKP medyasının yaptığı konuma geldi. Mesela 30 yıldır cezaevinde olan tutuklular var, cezası bitmiş, keyfi gerekçelerle bir iki yıl fazladan yatırılıyor. Televizyon programlarında kendilerine ‘muhalif’ diyenler, ‘bu insanlar niye bırakılıyor’ şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Buna karşı çıkmasındaki argümanı da süreçle ilgili endişeye bağlıyor. O yüzden sürece dair medyada kötü bir sınav veriliyor.”

‘Ana akım medya savaşı sever’

İktidara karşı olan medya organlarında bir kaygıdan öte süreç karşıtlığının olunduğuna dikkat çeken Faruk Eren şunları ekledi:

“Sürece karşı olduğunu söyleyen kişiler kendine ‘muhalif’ diyor. Sıkıştığı zaman da ‘barışa karşı değiliz, tabi ki silahlar bırakılsın’ diyorlar. Ama bunun karşılığında da hiçbir şey yapılmasın çünkü onların gözünde Kürt sorunu diye bir sorun yok. Dolayısıyla çözüm diye bir sorun da yok. Türkiye’de bütün sorunların AKP ile başlamadığını tartışmak gerekiyor. Bir devlet geleneği var. Tabi ki AKP’nin son yıllarında ağır hukuksuzluklar ve hak ihlalleri yaşanıyor. Ama bunu AKP icat etmedi. Binlerce insan ‘beyaz toros’larla faili meçhul cinayetlerde katledilirken veya gözaltında kaybedilirken şu an birilerinin özlediği ‘merkez medya’ denilen medya vardı ve bütün bu dehşete sessiz kalıyordu. Sessiz kalmaktan da öte neredeyse bu katliamların ideolojik taşıyıcılığını yapıyordu. O dönemlerde köyler boşaltılıp, yakılıyor ama bu medyadan hiç ses çıkmıyordu. AKP öncesinde de Kürt sorunu, insan hakları sorunu, demokrasi sorunu, adalet sorunu ve yargı sorunu vardı. Türkiye’deki medya; militarist, devletçi, askerci ve savaşçıdır. Sadece Kürt meselesinde değil örneğin Ege’de ufak bir gerginlik olduğunda gazete ve televizyonlarda ‘çubuklu adamlar’ çıkar. Ana akım medya savaşı sever, bunun ticariden çok ideolojik yanı var.” 

‘Provoke dilin değişmesi gerekiyor’

Gazetecinin tarafsız olmadığının altını çizen Faruk Eren sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Gazeteci kamudan, gerçeklerden, halktan, barıştan ve demokrasiden yanadır. Ama ne yazık ki Türkiye’deki ana akım medya denilen daha sonra iktidar medyası denilen medya, barış gazeteciliğini değil savaş dilini tercih etmiştir. Savaşı teşvik etmiştir. Barış odaklı habercilik sadece gazetecilerin sorunu değil. Gazeteciler tek başına barış odaklı haberciliği yapamaz. Evet, Türkiye’de barış gazeteciliği yapılıyor. Ama bu okurların, izleyicilerin, kamuoyunun baskısıyla oluşabilecek bir şeydir. Bu süreçte buna daha çok ihtiyaç var. Süreci baltalayacak, provoke edecek yayınları izlememek, gazeteleri okumamak gerekiyor. Ancak izleyici baskısıyla sürece dair saldırgan yayıncılık anlayışı değişebilir. Bu süreçte medyaya düşen temel görevlerden bir tanesi süreci provoke etmemektir. Süreci her an provoke eden bir dil kullanılıyor. Bu dilin değişmesi gerekiyor. Demokratik bir ülkenin barış içinde olması medyanın kullandığı dille de alakalı olacaktır. Tabi ki süreç şeffaf yürütülmelidir. Kamuoyu bazı şeyleri zor öğrenecektir ama medya bu süreçte barışı ve demokrasiyi teşvik etmelidir. Ve kamuoyunu da bu şekilde bilinçlendirilmelidir.” 

Haber: Melik Çelik / MA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Belediye bütçelerinin kullanımına halk karar verecek

Sonraki Haber

Evin Demirtaş dosyasında 10 aydır ilerleme yok!

Sonraki Haber
Evin Demirtaş dosyasında 10 aydır ilerleme yok!

Evin Demirtaş dosyasında 10 aydır ilerleme yok!

SON HABERLER

Kamu emekçileri iş bıraktı: Müzakere değil mücadele

Kamu emekçileri iş bıraktı: Müzakere değil mücadele

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

Mêrdîn’de Arslan, Sofî ve Babur anıldı

Mêrdîn’de Arslan, Sofî ve Babur anıldı

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

Evrensel’e silahlı saldırı düzenleyen Biler tutuklandı

Evrensel’e silahlı saldırı düzenleyen Biler tutuklandı

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

‘Mücadeleyi zaferle taçlandıracağız’

‘Mücadeleyi zaferle taçlandıracağız’

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

Ankara’da erkek şiddeti: 4 kişi katledildi

Aydın’da bir kadın katledildi

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

HRW’den Irak raporu: 3 gazeteci ve 8 sivil katledildi

HRW’den Irak raporu: 3 gazeteci ve 8 sivil katledildi

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

31 yıllık tutsak Gülten Akgül tahliye edildi

31 yıllık tutsak Gülten Akgül tahliye edildi

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır