Amed’de Abdullah Şeyhmusoğlu tarafından katledilen Evin Demirtaş dosyasında 10 aydır ‘Müşteki ifadesi eksik’ denilerek bir şey yapılmıyor
Amed’in Peyas (Kayapınar) ilçesinde 23 Ekim 2024 tarihinde Evin Demirtaş, imam nikahıyla evli olduğu ancak ayrıldığı Abdullah Şeyhmusoğlu tarafından katledildi. Evin Demirtaş’ı takip ederek katliamı planlayan fail, olayı gerçekleştirdikten sonra yürüyerek olay yerinden ayrıldı. Olaydan iki gün sonra fail tutuklanıp cezaevine gönderilirken, Evin Demirtaş’ın cenazesini ise kadınlar sahiplendi. Aradan geçen 10 aya rağmen olaya dair başlatılan soruşturma davaya dönüşmezken, savcılık tarafından dosyaya konulan gizlilik kararı ise hala sürüyor.
Evin Demirtaş’ı sık sık tehdit eden ve beraberlikleri boyunca sistematik şiddete maruz bırakan failin, önceki evli olduğu kadını da katlettiği ortaya çıkmıştı.
‘10 aydır müşteki ifadesi bekleniyor’
Soruşturma dosyasının takipçisi olan Avukat Cansel Talay, sürece dair bilgi verdi. Cansel Talay, gizlilik kararı bulunan dosyada yaşanan aksaklıkları aktararak uzun süredir İstanbul’dan gelecek telefon kayıtlarının incelenmesinin beklendiğini söyledi. Bu incelemenin, azmettirme durumu olup olmadığının veya suça iştirak eden kişilerin bulunup bulunmadığının tespiti açısından hayati önem taşıdığını belirten Cansel Talay, tüm bu süreçte savcıya ulaşamadığını ve katipler üzerinden bilgi aldıklarını aktardı.
Sürekli olarak “Bir müşteki ifadesi eksik, onu bekliyoruz” yanıtını aldığını dosyada savcı değişikliği yaşandığını da dile getiren Cansel Talay, “Yaklaşık bir yıldır iddianamenin hazırlanamaması ciddi bir hak ihlalidir” dedi.
Cansel Talay, devamla şunları dile getirdi:
“Ne yazık ki, kadınların yaşam hakkını ilgilendiren kaybettirilme ve cinayet davalarında benzer sorunlar sistematik biçimde karşımıza çıkmaktadır. Gerekli teknik donanım sağlanmamakta, bütçe ayrılmamakta, işlemler hızlı ve etkin yürütülmemektedir. Yetkililer görevlerini olması gerektiği şekilde değil, ağırdan alarak yerine getirmektedir. Somut olayda müşteki tarafın olmaması, cenazenin dahi arkadaşları tarafından sahiplenilmesi sürecin daha da uzamasına neden olmuştur.”
‘Adalete erişim hakkı ihlal ediliyor‘
Bu durumun yalnızca bir dosya özelinde yaşanan aksaklık olmadığını vurgulayan Cansel Talay, “Kadınların adalete erişim hakkı ihlal edilmekte, yaşam hakkı ihlalleri görmezden gelinmekte ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği yargı pratiğine yansımaktadır” diye konuştu.
Kadın katliamlarında etkin soruşturma yapılmasının Anayasa’nın ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin, özellikle İstanbul Sözleşmesi ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin (CEDAW) devlete yüklediği açık bir yükümlülük olduğunu hatırlatan Cansel Talay, “Adaletin gecikmesi, adaletin yok sayılması anlamına gelmektedir. Bu nedenle kadınların yaşam hakkını koruyacak, failleri ve sorumluları açığa çıkaracak etkin, hızlı ve şeffaf bir yargılama sürecinin işletilmesi, devletin en temel görevlerinden biridir” dedi.
Haber: Medine Mamedoğlu \ JINNEWS