Mûş’ta Leyla Dinçer’in şüpheli ölümüne dair yürütülen soruşturma, tanık ifadeleri ve adli raporlara rağmen takipsizlikle sonuçlandı. Başsavcılık, sistematik şiddet ve ölüm tehditleriyle ilgili delillerin ‘soyut’ olduğu gerekçesiyle dosyayı kapattı
Yılın ilk 7 ayında Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında 120 kadın şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Bu olayların çoğunda yürütülen soruşturmalar yüzeysel kalıyor. Adli tıp raporları ve tanık ifadeleriyle sınırlandırılan dosyalar, derinlemesine araştırılmadan ‘takipsizlik’ kararıyla kapatılıyor. Bunun son örneklerinden biri Mûş’un Milazgir (Malazgirt) ilçesinde yaşandı. 2024 Aralık ayında şüpheli şekilde hayatını kaybeden Leyla Dinçer’in şüpheli ölümüne dair tanıklar, onun şiddete ve tehdide maruz bırakıldığını ifade etti. Ancak savcılık, bu ifadelere rağmen ‘somut delil yok’ diyerek dosyayı kapattı.
Şüpheli hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan soruşturma başlatıldı!
2 Aralık 2024 tarihinde yaklaşık bir hafta önce Denizli’den Milazgir’e taşınan Leyla Dinçer, kaldığı evde şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Çocuklarının olayı görmesi ve komşularına haber vermesi sonrası olay yerine gelen polis ekipleri Leyla Dinçer’in hayatını kaybettiğini belirledi. Olay sonrası Leyla Dinçer’in ölüm sebebinin öğrenmesi için cenazesi Erzurum Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Olayın ardından alınan tanık ifadelerinde yüksek şüphe üzerine Leyla Dinçer’in evli olduğu Çetin Dinçer, hakkında Malazgirt Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla soruşturma başlatıldı.
Leyla’nın çocuğu: Annem buraya çıkamaz!
Leyla Dinçer’in çocukları, Denizli’de bulunan avukatı ve ailesinden alınan ifadelerinin yer aldığı soruşturma dosyasında Leyla Dinçer’in çocuklarının anneleri ve babaları arasında sorun yaşandığı ifadelerine yer verdi. Leyla Dinçer’in anne ve babası da, kızlarının kendini öldürecek biri olmadığını ve sık sık evli olduğu Çetin Dinçer, tarafından sistematik şiddete maruz bırakıldığını ifade ederek kişi hakkında şikayetçi oldu. Olayın açığa çıkarılmasını talep eden aile üyelerinin ifadesinde Leyla Dinçer’in bir çocuğunun, ‘Annem buraya çıkamaz, intihar edemez, babam annemi öldürdü, babamın bu işte parmağı var’ dediği soruşturma dosyasında yer aldı. Çocuğun verdiği ifadeleri olay yerine gelen polis ekiplerinin incelemesi de doğruladı. Yapılan incelemede ‘ası sonucu’ yaşamını yitiren Leyla Dinçer’in boyunun yetemeyeceği bir alanda ipin asılı olduğunu ve bu durumun hayatın normal akışına aykırı olduğu belirlendi.
Leyla Dinçer’in avukatı: Ölüm tehditleri alıyordu!
Şüpheli Çetin Dinçer, yaşanan ölüme dair Leyla Dinçer’le arasının bozuk olmadığı ve hastalığından dolayı çok acı çekmesi sebebiyle intihar ettiğini öne sürdü. Çetin Dinçer’in ifadesinin aksine Leyla Dinçer’in henüz Denizli’de iken konuştuğu avukatı ise bu iddiaları yalanlayarak Leyla Dinçer’in boşanma talebiyle yanına geldiğini söyledi.
Avukatın ifadesinde şu detaylar yer aldı:
“Olay tarihinden 22 gün önce Leyla Dinçer’in kendisini arayarak avukatlığını yapmasını istediğini, yakında Malazgirt’e taşınacağını, Malazgirt’e taşındığında eşinden boşanmak istediğini, eşi tarafından kendisine cinsel, psikolojik, maddi ve fiziksel şiddet uygulandığını, bu sebeple çeşitli ameliyatlar olduğunu, hatta oturmakta dahi zorlandığını, eşi hakkında daha önceleri defalarca uzaklaştırma kararı aldırdığını, eşinin kendisini öldüreceğini ve tehditlerinden artık bıktığını ve dayanamadığını anlattığını, olay günü otizmli oğlunu hastaneye götürdükten sonra notere giderek kendisine vekalet vermek istediğini söylediğini, ancak daha sonra Leyla Dinçer’in ölüm haberini aldığını, Leyla’nın kesinlikle intihara meyilli bir kişi olmadığını, kendisine vereceği vekalet ücreti ve dava masraflarını dahi hazırladığını, boşandıktan sonra eşinin kendisine yaşattığı cinsel rahatsızlıklar sebebiyle tedavi için Ankara’ya gitmek istediğini, intihar düşüncesinde olsaydı kendisine ulaşarak çözüm arayışında olmayacağını, şahsın intihar kaynaklı ölmediğini ve ölümünün kesinlikle şüpheli olduğunu düşünüyorum.”
‘Tanık ifadeleri soyut sayıldı’
Alınan tanık ifadeleri, ATK raporları ve bütün dosyayı değerlendiren başsavcılık, şüpheli Çetin Dinçer üzerindeki şüphelerin ‘soyut ve iddia’ olarak kaldığını gerekçe göstererek takipsizlik kararı verdi.
Kararın ilgili kısımda şu ifadeler yer aldı:
“Bu iddiaları destekler nitelikte kamu davası açmaya yeterli her türlü kuşkudan uzak, kesin, inandırıcı bir delil bulunmadığı, kaldı ki müteveffanın ölümünün kendisini asmak suretiyle gerçekleştiğinin tespit edildiği, Leyla Dinçer’in ölümünde herhangi bir suç ve suç unsuru bir eylemin tespit edilemediği; teşvik eden, kararını kuvvetlendiren ya da herhangi bir şekilde yardım eden bir kişinin bulunduğuna dair herhangi bir somut delil de bulunmadığı…”
Verilen kararla beraber Leyla Dinçer’in maruz kaldığı sistematik şiddet ve daha önce yaptığı şikayetler ise soyut olay olarak görüldü.
Haber: Medine Mamedoğlu / JINNEWS