• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
6 Eylül 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Forum

Türkiye’nin demokratik çıkmazı: Kürt meselesi                    

6 Eylül 2025 Cumartesi - 11:33
Kategori: Forum, Güncel, Manşet
Türkiye’nin demokratik çıkmazı: Kürt meselesi                    

Türkiye’nin geleceği, yasakların ve korkunun değil; hakların, özgürlüğün ve eşit yurttaşlığın yolunda inşa edilecektir. Bu yol, birlikte yaşamanın ve kalıcı barışın tek garantisidir; aksi hâlde kutuplaşma, güvensizlik ve adaletsizlik nesiller boyu sürecek bir kısır döngüye dönüşecektir

Türkan Aslan Ağaç

Türkiye, bir asrı aşkın süredir aynı çıkmazda debeleniyor: Kürt meselesi, her dönemde güvenlikçi politikaların gölgesine hapsedildi; demokratikleşme ise toplumun önüne sürekli ertelenen bir vaat olarak konuldu. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne, inkâr ve asimilasyondan baskı ve kriminalizasyona uzanan politikalar, sorunu çözmek yerine derinleştirdi. Bugün hâlâ Kürt kimliği, dili ve kültürü siyasetin meşru zemininde değil, ceza yasalarının tehdidi altında var olabiliyor.

Bu tablo, yalnızca Kürtlerin özgürlüklerinin gasp edilmesi anlamına gelmiyor; aynı zamanda Türkiye’nin demokrasi iddiasının da sürekli akamete uğraması demektir. Kürtlerin demokratik entegrasyonu olmadan barış da, demokratik toplum da inşa edilemez. Bu entegrasyon, halkların birbirine benzemesi değil; farklılıkların eşit haklarla, özgürlükle ve güven içinde yan yana yaşayabilmesidir.

Güvenlik politikalarının gölgesinde sıkışan demokrasi

Barış kavramı, Türkiye’de çoğu zaman yalnızca silahların susması veya çatışmanın durmasıyla eş tutuluyor. Oysa gerçek barış, eşitlik ve özgürlük üzerine inşa edilmiş, tüm yurttaşların kimliklerini, dillerini, kültürlerini korkmadan yaşayabildiği bir toplumdur. Tarih boyunca Kürtler, anadillerini kamusal alanda kullanmaktan, kendi kültürel pratiklerini sürdürmekten ve siyasal iradelerini özgürce ifade etmekten mahrum bırakıldı. Bu baskılar, yalnızca bireyleri değil, toplumsal hafızayı ve demokratik kültürü de zedeledi.

Bugün hâlâ Kürtlerin temel haklarının güvence altında olmadığı bir ülkede “barış”, yüzeyde görünen geçici bir sessizlikten öteye geçemez. Gerçek barış, eşitsizliklerin, adaletsizliklerin ve hak gasplarının sona erdiği; yurttaşların özgürce sözünü söyleyebildiği ve kendini toplumun eşit bir parçası olarak görebildiği bir düzenle mümkündür. Demokratik topluma giden yol, suskunluğun değil, özgürlüğün güvenceye alındığı bir barış anlayışıyla başlar.

Demokratik entegrasyon: Farklılıklarla birlikte yaşamak

Kürtlerin demokratik entegrasyonu, yalnızca devlete koşulsuz bir uyum sağlamak anlamına gelmez; tam tersine, devletin kendi yapısını demokratikleştirerek Kürtleri ve diğer tüm farklı kimlikleri eşit yurttaşlar olarak tanıması ve kabul etmesiyle mümkündür. Tarihsel olarak, devletin merkeziyetçi ve tek tipçi politikaları, farklılıkların görünmezleştirilmesine ve baskıya uğramasına yol açtı. Demokratik entegrasyon, bu baskıların tersine çevrilmesi ve toplumsal çoğulculuğun hukuki, siyasal ve kültürel temellerle güvence altına alınmasıdır.

Anadilde eğitim hakkının sağlanmasından kültürel ifadelerin korunmasına, yerel yönetimlerde özerklikten siyasette eşit temsile kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Demokratik entegrasyon, toplumsal barış ve güven için zorunludur; yurttaşlar kendilerini ikinci sınıf hissettiklerinde demokratik kurumlara güvenleri sarsılır, kutuplaşma derinleşir.

Demokratik toplumun inşası: Haklar ve özgürlükler temelinde

Demokratik toplum, yalnızca seçimlerin yapıldığı veya yasaların var olduğu bir yapı değildir; çoğulculuk, özgürlük ve katılımın günlük yaşamda somut olarak deneyimlendiği bir sistemdir. Eğer bir ülkede milyonlarca insan kendi dilini eğitimde kullanamıyor, seçilmiş belediye başkanları kayyumlarla görevden alınıyor ve siyasetçiler her an tutuklanma tehdidi altındaysa, orada demokratik toplumdan söz edilemez; sadece demokratik maskeyle örtülmüş bir otoriterlik hüküm sürmektedir.

Türkiye’nin önündeki görev, sadece Kürtler açısından değil, kadınlar, gençler, Aleviler, emekçiler ve farklı inanç grupları için de yaşamsal bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Demokratik toplum, bir grup veya sınıfın değil, bütün toplumun özgürlüğünü güvence altına alır. Bu, devletin merkeziyetçi reflekslerinden uzaklaşarak katılımcı bir yönetişim modeli benimsemesini, hukukun üstünlüğünü güçlendirmesini ve yerel demokrasi mekanizmalarını etkinleştirmesini gerektirir.

Bugün yapılması gerekenler

Türkiye’nin önünde duran görevler açıktır ve gecikmeksizin hayata geçirilmelidir:

  • Kayyum rejiminin son bulması: Seçilmiş belediye başkanlarının görevlerinden alınması, demokrasiye olan güveni zedelemekte ve kutuplaşmayı derinleştirmektedir.
  • Düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasaların kaldırılması: Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun muğlak maddeleri, demokratik siyaseti ve toplumsal eleştiriyi kriminalize etmektedir.
  • Anadilde eğitim ve kültürel hakların güvence altına alınması: Kimlik ve kültür haklarının tanınmaması, toplumsal çoğulculuğu zedelemektedir.
  • Demokratik siyasetin kriminalize edilmesine son verilmesi: Muhalif seslerin susturulması ve siyasal katılımın cezalandırılması, toplumun demokratik kültürünü aşındırmaktadır.

Bu adımlar yalnızca Kürtler için değil, Türkiye’de demokrasiye, özgürlüğe ve eşitliğe inanan herkes için yaşamsal öneme sahiptir. Yapılacak reformlar, toplumsal barışı ve devletin meşruiyetini güçlendirecek; farklılıkların eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşadığı demokratik toplumun önünü açacaktır.

Birlikte yaşamanın tek yolu

Türkiye ya mevcut çıkmazı sürdürerek toplumu daha da kutuplaştıracak ve demokratik kurumların işlevini askıya alacak, ya da cesur bir adımla barış ve demokratik toplumun inşasına başlayacaktır. Bu süreç yalnızca Kürtler için değil, tüm yurttaşlar için varoluşsal bir öneme sahiptir.

Gerçek barış, sadece çatışmasızlık değil; eşit haklar, özgürlükler ve çoğulcu siyasetin güvenceye alınması ile mümkündür. Demokratik entegrasyon, Kürtlerin siyasi iradesinin, kültürel kimliğinin ve toplumsal haklarının tanınması demektir; bu olmadan toplumun diğer tüm kesimlerinde de hak ve özgürlüklerin güvencesi yoktur.

Türkiye’nin geleceği, yasakların ve korkunun değil; hakların, özgürlüğün ve eşit yurttaşlığın yolunda inşa edilecektir. Bu yol, birlikte yaşamanın ve kalıcı barışın tek garantisidir; aksi hâlde kutuplaşma, güvensizlik ve adaletsizlik nesiller boyu sürecek bir kısır döngüye dönüşecektir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

İnkârın ekonomi politiği

Sonraki Haber

Monet’in Bahçesi

Sonraki Haber
Monet’in Bahçesi

Monet’in Bahçesi

SON HABERLER

Partilerden kayyım kararına ortak tepki

Partilerden kayyım kararına ortak tepki

Yazar: Özge Kar
6 Eylül 2025

Hasta tutsakların durumu kritik: Acil tahliye edilsin

Hasta tutsakların durumu kritik: Acil tahliye edilsin

Yazar: Özge Kar
6 Eylül 2025

Halepçe Valisi Nuxşe Nasih’e Onur Ödülü

Halepçe Valisi Nuxşe Nasih’e Onur Ödülü

Yazar: Aziz Oruç
6 Eylül 2025

HPG’li Tamer Koç’un taziyesine ziyaretler sürüyor

HPG’li Tamer Koç’un taziyesine ziyaretler sürüyor

Yazar: Aziz Oruç
6 Eylül 2025

Antalya İl Emniyet Müdürü görevden uzaklaştırıldı

Antalya İl Emniyet Müdürü görevden uzaklaştırıldı

Yazar: Özge Kar
6 Eylül 2025

‘Devlet hala inkar ve imha politikalarını sürdürüyor’

‘Devlet hala inkar ve imha politikalarını sürdürüyor’

Yazar: Özge Kar
6 Eylül 2025

Nergis Muhammedi’den BM’ye Kürt öğretmenler için çağrı

Nergis Muhammedi’den BM’ye Kürt öğretmenler için çağrı

Yazar: Aziz Oruç
6 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır