Riha’da keşfedilen Mendik Tepe, Göbeklitepe ve Karahantepe’den daha eski olabilir. Kadın eksenli topluluk yaşamına dair izler taşıyan yerleşim, Neolitik dönemin sosyal yapısını yeniden yorumlamaya kapı aralıyor
Riha’nın (Urfa) Eyyübiye ilçesi kırsalında bulunan Mendik Tepe, bölgenin Neolitik döneme ait en erken yerleşimlerinden biri olabileceği yönündeki bulgularla arkeoloji dünyasında heyecan yarattı. Kadın merkezli yaşam izlerine rastlanan bu yeni alan, Taş Tepeler bölgesinin en dikkat çekici keşiflerinden biri olma yolunda ilerliyor.
Kadim yaşamın izinde yeni bir durak
2024 yılında Çakmak Tepe Kazı Başkanı Fatma Şahin tarafından keşfedilen Mendik Tepe’deki kazılar, Liverpool Üniversitesi’nden Prof. Dr. Douglas Baird başkanlığında yürütülüyor. Kazılar, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ve İngiliz Arkeoloji Enstitüsü iş birliğiyle sürdürülüyor.
Mendik Tepe, sadece arkeolojik değil, aynı zamanda toplumsal tarih açısından da önemli bulgular sunuyor. Elde edilen veriler, bölgede kadın eksenli yaşam örgütlenmesine dair özgün ipuçları taşıyor.
Farklı yapılar, farklı yaşam pratikleri
Kazılarda farklı boyutlarda çok sayıda yapı ortaya çıkarıldı. Bu yapılar topluluğun gündelik yaşamını, üretim faaliyetlerini ve kolektif yaşam anlayışını anlamaya katkı sağlıyor:
- Küçük yapılar, üretim ve paylaşım alanı olarak işlev görmüş olabilir.
- Orta büyüklükteki yapılar, ortak yaşamı ve bir aradalığı yansıtan konutlar olabilir.
- Büyük yapılar ise dikkat çekici taş işçiliğiyle öne çıkıyor ve ritüel, toplu karar alma ya da toplumsal buluşma amaçlı kullanılmış olabilir.
Prof. Dr. Douglas Baird, özellikle büyük yapıların ritüel merkezler olarak kullanılmış olma ihtimalini güçlü gördüklerini belirtiyor.
Göbeklitepe’den daha eski olabilir
Mendik Tepe’nin, Göbeklitepe ve Karahantepe’den daha eski bir yerleşim olabileceği düşünülüyor. Elde edilen bulgular, yerleşik yaşama geçişte bu alanın öncü bir rol üstlenmiş olabileceğine işaret ediyor.
Yaklaşık 5 kilometre uzaklıktaki Çakmak Tepe ile benzer tarihler taşıması, bu iki yerleşimin kadın merkezli, eş zamanlı topluluklar tarafından kullanıldığı ihtimalini güçlendiriyor.
Simgesel dönüşüm
Mendik Tepe’deki bulgular, Göbeklitepe ve Karahantepe’deki ikonik “T” biçimli dikilitaşlar ile karşılaştırıldığında simgesel biçimlerin farklılaştığını gösteriyor. Bu durum, Mendik Tepe’nin farklı bir inanç sistemi ve toplumsal yapıya sahip olabileceğini düşündürüyor.
Prof. Dr. Douglas Baird’e göre, bu değişim Mendik Tepe’nin kendi özgün kültürel kodlarını oluşturduğuna işaret ediyor.
Ne olmuştu?
Son yıllarda Taş Tepeler bölgesinde yapılan arkeolojik kazılar, Neolitik dönemin bilinmeyen yönlerine ışık tutuyor. Göbeklitepe, Karahantepe ve şimdi de Mendik Tepe ile birlikte, bu bölgenin insanlık tarihindeki önemi her geçen gün daha da netleşiyor. Özellikle kadın merkezli yaşam izlerin, Neolitik döneme dair ezberleri bozabilecek nitelikte olduğu ifade ediliyor.
KÜLTÜR SERVİSİ