DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyaret etti. Ziyaretin ardından yapılan ortak basın toplantısında konuşan Bakırhan, ‘Geçmişte de bu hukuksuzlukları yaşayan bir parti olarak bu hukuksuzluklara karşı Cumhuriyet Halk Partisi ile dayanışma içerisinde olacağımızı belirtmek istiyorum’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyaret etti.
DEM Parti heyeti, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyım olarak Gürsel Tekin’in atanması ve CHP’ye yönelik operasyonlara karşı bugün İstanbul’da bulunan CHP Genel Başkanlığı Çalışma Ofisi’ne (Eski il binası) gitti.
Heyet, Genel Başkanlık katında CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile bir araya geldi.
Görüşme sonrası DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Bakırhan, CHP Genel Başkanı Özel ile ortak basın toplantısı düzenledi.
‘Kayyım uygulamaları bugün artık Türkiyelileşti’
Tuncer Bakırhan, ziyaretin sadece bir dayanışma ziyareti olmadığını belirterek, ziyaretin hukuksuzluğa karşı ortak bir tutum olduğunu söyledi. Halkın seçtiği iradelerin yargı eliyle işlevsizleştirilmeye çalışıldığını vurgulayan Bakırhan, “Geçmişte bizim de bizzat yaşamış olduğumuz kayyım uygulamaları bugün artık Türkiyelileşti. Biz demokrasinin, hukukun, özgürlüklerine Türkiyelileşmesi mücadelesini verirken maalesef iktidar tarafından kayyım uygulamaları söz konusu. Sadece siyasi partilerle sınırlı olmayan bir şekilde Türkiye’nin dört bir yanına yayıldı. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Biz halkın seçmiş olduğu iradenin yerine kayyım atanmasına karşıyız. Bunu bir hukuksuzluk olarak değerlendiriyoruz. Geçmişte de bu hukuksuzlukları yaşayan bir parti olarak bu hukuksuzluklara karşı Cumhuriyet Halk Partisi ile dayanışma içerisinde olacağımızı belirtmek istiyorum. Halk 5 yıllığına, 3 yıllığına seçmiş olduğu yöneticilerin kendilerini yönetmesini istiyor. Halk getirir, halk götürür. Yargı burada getirip götüren bir işlev görmemelidir. Bizler yıllardır demokrasi, adalet ve özgürlükler mücadelesi yürütüyoruz. Bu uygulamalar tam da dediğimiz bu üç temel meseleye karşı aslında bir karşı duruştur. Parti olarak bunun karşısında duracağız. Cumhuriyet Halk Partisi’ne Sayın Genel Başkan şahsında, İl Başkanımız şahsında geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” dedi.
‘Bu ülkeyi düzlüğe, demokrasiye çıkarma mücadelesini devam ettireceğiz’
Değerleri savunan bir parti olduklarını ifade eden Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de değerler için bedel ödeyen bir gelenekten geliyoruz. Siyasi iradenin gasp edilmesi yerine kayyım atanması da bir değerler karşısında bir hukuksuzluktur. Dolayısıyla değerleri savunan bir parti olarak demokrasi, hukukun üstünlüğü gibi değerlerin yanında olacağımızı belirtmek istiyorum. Sessiz kalmayacağız. Bir an önce iktidar bu tür uygulamalardan vazgeçmelidir. Seçilmiş iradeyle belediyelerle artık uğraşmaktan vazgeçmelidir. Ortadoğu’da görüyoruz. Demokrasinin olmadığı ülkeler resmen işte bir kaos ve kriz içerisinde yaşıyor. Bizler demokrasiyle, hukukun üstünlüğüyle, adaletle aslında Ortadoğu’ya örnek bir model olabiliriz. Bunun aslında koşulları da var. Bunlar gündemimizde olması gerekirken bu yapay gündemlerle aslında hem Türkiye’yi, hem halkımızı, hem Türkiye’nin gündemini yormaya çalışıyoruz. Seçme ve seçilme hakkına kesinlikle saygı gösterilmelidir. Olmazsa olmaz en önemli koşullardan birisi budur. Yine omuz omuza bu ülke hepimizindir. Bu ülkeyi düzlüğe, demokrasiye çıkarma mücadelesini devam ettireceğiz. Bu topraklar hepimizindir. Bu topraklar üzerinde demokrasi, adalet olmasını istiyoruz. Seçilmiş iradenin bu ülkeyi yönetmesini istiyoruz. Dışarıdan yargı eliyle bu iradeye müdahale edilmemesi gerektiğini belirtmek istiyoruz. Demokratik olmayan bir rejim belki bugün Cumhuriyet Halk Partisi için bir risk oluşturuyor ama yarın bu biçimde devam eden bir rejim AK Parti için de bir risk oluşturacaktır. Sonraki gün başka bir parti, başka seçilmişler için de bir risk oluşturacaktır. Bizler DEM Parti olarak demokratik bir rejimin inşasının mücadelesini veriyoruz. 86 milyon için risk olan bu yaklaşımların, bu anlayışların bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyoruz.
Antidemokratik uygulamalarla süreç tıkanmaya çalışılıyor
Bir süreç yürüyor. Bir taraftan barış süreci diyoruz. Ama antidemokratik uygulamalarla bu süreç tıkanmaya çalışılıyor. Demokrasiyle barış birbirinden ayrılmaz. İki bütündür. Birisi değeri siz yürüyemez. Dolayısıyla barışın tartışıldığı bir süreçte bu tür antidemokratik uygulamaların bir tıkaç rolü oynayacağını artık bu anlayıştan bu tıkaçları ortadan kaldırmaktan başka bir Şansımız yoktur. Bu cumhuriyeti demokratikleştirmek için omuz omuza başta muhalefet partileri ile olmak üzere yürüyeceğimizi, birlikte mücadele edeceğimizi belirtiyoruz. Tekrar Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyelerine, seçmenlerine, gönül verenlerine geçmiş olsun diyor. Bir an önce bu huzursuzluğun ortadan kaldırılması gerektiğini belirterek hepinize selam sevgilerimi sunuyorum.”
Özel: Seçim kazanıyoruz diye, teslim olmuyoruz diye, baş eğmiyoruz diye…
Ardından konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise büyük bir hukuksuzluğun karşısında olduklarını söyledi. Özel, “Bu bina İstanbul’da Adalet ve Kalkınma Partisi karşısında en büyük zaferi kazandı. İstanbul’u kazananın Türkiye’yi kazanacağı gerçeğiyle birlikte bu bina hedef haline geldi. Bu binanın kendisi davalık. Bu binanın yönetiminin belirlenmesindeki il kongresi davalık. O il kongresinde seçilen il başkanı hem kongre üzerinden hem Çağlayan’daki bazı süreçlerdeki yönetici olarak üstlendiği görevler yüzünden davalık. Partinin bir tane sembol kedisi var Şanslı. Onu da geldiler veterinerlik yaptılar. Bu kadar husumet, bu kadar düşmanlık ne için yapılıyor partiye? Seçim kazanıyoruz diye, teslim olmuyoruz diye, baş eğmiyoruz diye” ifadelerini kullandı.
Özgür Özel, şöyle devam etti:
“Burada yaşananları hepiniz gördünüz. Bugün benim buraya gelmemden 2 saat öncesine, ziyaretten 2,5 saat öncesine kadar bu binanın her odasında polisler vardı ve binamız İçişleri Bakanı’nın emri, valiliğin tatbikiyle, emniyetin tatbikiyle işgal altındaydı. 15 gün önce binaya atanacak kayyıma yakın bir avukat tarafından tarif edilen başvuru yaptırılmış. Daha sonra binayı partiye, il başkanlığına kayyım atanmış ve buna karşı İstanbul’daki Cumhuriyet Halk Partisi bir bütün olarak itiraz etmiş. Geçen seçimin 310’a 290’lık rekabetinden şu anda delege olan sıfatı devam eden 580 kişinin neredeyse tamamının imzasıyla biz kayyıma karşı olağanüstü kongre istiyoruz denmiş. Parti bir bütünleşmiş. Sadece pek çoğu partiden yüz kızartıcı sebeplerden atılmış kişilerden müteşekkil bir grubun bu partiye yollanması, bu binanın elde tutulması ve ikisi istifa etmiş üçü istifa etmiş kayyum heyetinin, geri kalanı da partiden ihraç edilmiş kayyım heyetinin görev yapması ve seçilmiş iradenin yerine geçmesine çalışıldı. Biz babaevine davette bulunduk. Bu davetimiz 5 bin polisle ve gördüğünüz bariyerlerle binlerce, on binlerce bariyerle kilometrelerce bir ablukaya alındı.
Bizim niyetimiz sokağı karıştırmak değil, haneye tecavüze mani olmak
Bu ablukanın bir benzeri bazı terör eylemlerine karşı alınsaydı mesela Ankara’daki gar katliamına karşı alınsaydı bombacılar bir kişi tarafından bile aranmadan, hiç durdurulmadan, hiç bariyer görmeden oraya gelmeselerdi 104 canımız gitmezdi mesela. Orada alınması önleyici tedbirin 50 katını burada aldılar. Partisinden ihraç edilmiş bir kayyum partisine karşı suç işlemiş 30 kişiyle birlikte, topluma karşı suç işlemiş. 30 kişiyle birlikte buraya girebilsin diye. Biz buna karşı baba evini savunun dedik. Baba evinin kapılarını kapadılar diye arkadaşlarımız sokakta kaldı. Bugün Sayın Bahçeli’nin ifadelerinde var. ‘Sokakları mı karıştıracaksınız?’ Erdoğan diyor, ‘Kimseyi sokağa karıştırmasına izin vermeyiz.’ Bizim niyetimiz sokağı karıştırmak falan değil, haneye, tecavüze mani olmak. Burada kimsenin burnunu kanatmadık ama buradaki direnişin hukuktaki ve vicdandaki adı meşru müdafaadır.
Direnmeyecek misiniz?
Birileri partinize sizin seçtiğiniz kişi değil, kayyım atansın diye mahkeme mahkeme gidiyor. 9 kere reddediliyor. 10’uncu mahkeme seçtiğiniz il başkanının ya da genel başkanınızın yerine kendi kafasına göre birini yollamaya çalışıyor. Ne yapacaksınız? Kapıda çiçek yaptırıp gelip gelin AK Parti’yi artık siz mi yönetin diyeceksiniz? MHP’lilere de soralım. Devlet Bahçeli’nin yerine, İstanbul İl Başkanınızın yerine bir hakim, bir siyasi rekabetten dolayı punduna getirmiş yerine birini yollamaya çalışıyor. Ne yapacaksınız? Direnmeyecek misiniz? Devlet Bey gitti yeni başbuğumuz kayyumdur mu diyeceksiniz? Olacak iş mi bunlar? O yüzden, o yüzden bu işleri öyle kimse basite almasın.”
Abluka kaldırıldı
Ziyaret öncesi bina ve önündeki polis ablukası kaldırıldı. Kayyım Gürsel Tekin’in gelmediği binada, kayyım heyetinden iki kişi de binadan ayrıldı. Binadan ayrılanlar daha sonra geri geldi. Binanın içinde ve çevresinde az sayıda polisin olduğu belirtildi.
HABER MERKEZİ