Kürt halkının en temel demokratik hakkının tanınması gerektiğini kaydeden Hüseyin Tosu, komisyonun anadilde eğitim için çalışmalar yürütmesi gerektiğini ifade etti
Türkiye ve Kürdistan kentlerinde yeni eğitim-öğretim yılı da başladı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da milyonlarca öğrenci Kürtçe anadil eğitiminden mahrum bırakıldı. Öte yandan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı Barış ve Demokratik Toplum süreciyle birlikte Kürt halkının anadilde eğitim talebi ön plana çıktı.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul 3 No’lu Şubesi Başkanı Hüseyin Tosu, anadilde eğitime ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Anadilde eğitimin verilmemesinin çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ifade eden Hüseyin Tosu, “Anadilde eğitimin verilmemesi zamanla çocuklarımıza kimliğini, kültürünü ve tarihsel geçmişini unutturmaktadır. Anadilde eğitimin bir hak olarak tanınması gerekiyor. Tek ulus anlayışı, azınlıkları belirli bir potada eriterek farklılıkları yok ediyor. Bundan dolayı da karşı durmak gerekiyor” dedi.
‘İnkar politikasından vazgeçilmeli’
Anadilin geçmişten bu yana kültürel anlamda önemli bir taşıyıcı olduğunu belirten Hüseyin Tosu, şunları belirtti:
“Bir dili yok saydığınızda, aslında o dili konuşanların kültürünü, tarihini de yok saymış oluyorsunuz. Demokrasinin işlevsel hale gelmesi için dilin önündeki bariyerler kaldırılmalıdır. Türkiye’de 85 milyon insan var ve bunun 15-20 milyona yakını Kürtlerden oluşuyor. Bu insanların kendi dillerinde eğitim alabilmelerinin önündeki engeller kaldırılmalı. Bu anlamda resmi ideolojinin öteden beri süregelen inkar politikasından vazgeçmesi lazım.”
Komisyonun görevi
Meclis’te kurulan, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun geçmişten bu yana yaşanan sorunları ortaya çıkarması gerektiğini belirten Hüseyin Tosu, sorunların hukuksal engellerini tespit edip buna dönük çalışmalar yapması gerektiğini kaydetti.
Kürt halkının en temel demokratik hakkının tanınması gerektiğini kaydeden Hüseyin Tosu, “Bu açıdan komisyon bir işlev yüklenebilir, yürütebilir; eğer gerçekten samimilerse bu sorunu barışçıl yollarla çözme olanaklar vardır. Yeter ki samimiyetle iş yürütülsün. Bizim de beklentimiz budur; anadilde eğitim hakkı bu araçlardan biridir” diye konuştu.
‘Anadilde eğitim zorunlu olmalı’
Çocukların anadillerini öğrenmesinde ailelerin ısrarcı olması gerektiğini kaydeden Hüseyin Tosu, “21’inci yüzyılda artık bir dili reddetmek, inkar etmek kabul edilebilir bir durum değildir. Kürtler, Ortadoğu’da en yaygın nüfusa sahip olan bir halktır ve artık inkar edilmesi söz konusu değildir” diye konuştu.
Eğitim Bakanlığı’nın anadil eğitimi bir zorunluluk haline getirmesi gerektiğinin altını çizen Hüseyin Tosu, şunları belirtti:
“Anadilde eğitime ilişkin Avrupa’da modeller vardır; farklı ülkelerde yaşanan çok dilli, etnik kökenli eğitim uygulamaları söz konusudur. Bu eğitim modelleri üzerine sendikalar, bilim insanları ve sivil toplum kuruluşları çalıştaylar yaparak birlikte tartışılabilir ve bunu geliştirilebilir. Yapılacak bu çalışmalar, Meclis’in oluşturmuş olduğu komisyona da hizmet edebilir. Bu da yetkililerin yapması gereken en önemli işlerden biridir. Bu sürece de denk gelecek şekilde çok dilli eğitimi önümüze görev olarak koymamız gerekiyor”
‘Savunmaya devam edeceğiz’
Anadilin aynı zamanda insanın kimliği olduğuna dikkat çeken Hüseyin Tosu, “Çocuklarımızın pedagojik, duygusal, bilişsel gelişiminin iyi olması için anadilini öğrenmesi elzemdir. Dolayısıyla çocukların eğitimdeki eşitlik hakkı gereği kendi dillerinde eğitim görmeleri en temel haklarıdır. Biz bunu savunuyoruz, bunu da savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Kaynak: MA