Türkiye Suriye’deki Kürt patilerini karşı karşıya getirme konumuna soyunmuş. ENKS zaten YPG’nin Kobani direnişinde Türkiye ile dirsek temasındaydı. IŞİD savaşı Kürt kadın hareketi ve Kürt halkının direnişi ile sonuçlanınca durumlar değişti ve Kürtler dünya kamuoyuna önemli bir mesaj vermiş oldu. Nihayetinde son zamanlarda bu temaslar Kürt birliğinin yapılanması konusunda gelişti. Ortak bir karar alma ortamı yaratıldı. Esasında bu Kürt birliği en çok Erdoğan’ı rahatsız etti. Erdoğan’ın söylemek istemediklerini ortağı Bahçeli dile getirdi. Bahçeli’nin her açıklaması Türkiye siyasetine yön veren ve dolayısıyla gündemi devamlı meşgul eden açıklamalar. Türkiye’nin bekası için Suriye’de toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini dile getiriyorlar. TV ekranlarında Suriye haritasını gösterip SDG, Dürzi, Alevi ve İsrail’in bölüştüğü topraklar hakkında yorum yapıyorlar. O yorum yapanlara sormak lazım, haritadaki kırmızı renkli Suriye topraklarını hangi devlet işgal etti acaba? Konuşmalarında neden terörist başı Şara’nın bugün geçici olarak Türkiye’nin desteğiyle hükümette olduğu yorumunu yapmıyorlar? Üstüne üstlük DEM Parti’nin Cumhur İttifakı ile beraber olduğunu ima ediyorlar? DEM Parti Eşbaşkanları Özgür Özel’e ziyarette bulunarak nezaket ve destek olması dileğiyle ziyaret ettiler. Hani Suriye’nin bütünlüğüne saygınız vardı? Bu açıkça bir yalan, asıl amaç Suriye’nin bölünmesi durumunda İsrail gibi pay sahibi olmak. Ayrıca Erdoğan İsrail’e yaptırım talebinde bulunmuş son konuşmasında, o zaman bugüne kadar ticari olarak neler yaptığınızı da açıklamanız gerekmez mi? Burada en büyük engel SDG. Şam-Ankara artık beraber çalışıyorlar. Şara Erdoğan’ın emrinde ve Fidan da yönetici olarak temasları sürdürüyor. Şara’nın konuşmaları her geçen gün daha da sertleşiyor. Şimdi de Kürt nüfusunun SDG’nin kontrol ettiği bölgelerde az olduğunu söylüyor. Herhalde ENKS ile bu konuları konuşacaklar. ENKS umarız Kürt ulusal birliğini zedeleyecek adımlar atmaz. Bence bu konu aşıldığında ENKS şu soruyu Şam’a sorabilir; Sizin içinizde Türkiye tarafından finansı sağlanan SMO gibi veya ülkede bulunan IŞİD terör örgütün kimlerden oluştuğunu açıklayabilir misiniz? Burada söz konusu Türkiye’nin bekası sorunu değil hükümetin ülke içindeki muhaliflere yönelme taktiğidir.
Son günlerdeki hukuksuzluklar kötü olan ekonomiyi daha da yıpratmaktadır. CHP’nin başına gelenlerin fazlası Kürt partilerinin başına gelmiştir. Seçimlerde oyların çalınmasından tutun da binlerce yöneticisini tutuklamaya kadar, sonra da kayyum atayarak halk iradesini gasp etmişlerdir. Milyarlarca dolara mal olan bu hukuksuzlukların cezasını ülke insanına yaşatmak kimsenin hakkı olmaması ve yeni vergi politikaları ile cezalandırılması kabul edile bilinilir mi? Azınlık bir kısmın her şeye sahip olduğu, çoğunluğun ezildiği günleri yaşıyoruz. Bu durumun böyle gideceğine inananlar yanılıyorlar. Muhalefetin artık etnik ve inanç ayrışımını yapmadan bir ittifak içinde olması kaçınılmazdır. Demokrasi ancak böyle yapılanmaya gider, aksi takdirde başımıza daha büyük felaketler gelecektir.
20 Eylül 1992 yılında pusuya düşürülerek katledilen babamın yani MUSA ANTER’İN 33. yılının anmasını yapacağız. Öncelikle bütün basın şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyorum. İnsanlık suçu olan ve zamanaşımı kapsamına girmesi için bilinçli olarak uzatılan, davanın çözülmesini istemeyenler tarafından sürüncemede bırakılan bir dava. Birçok faili belli cinayetlere emsal olacak çok önemli bir dava. İşte şu anki komisyon görüşmelerinde birinci derecede ele alınması gereken bir konu. Barışın yolu adaletin yerine getirilmesiyle ancak olur ve yaşatılır.