Beylikova’da iddialara göre dünyanın en büyük ikinci nadir toprak element madeni için Çin’in ardından ABD’de sıraya girdi. Olası element madenciliği büyük yıkımları beraberinde getirecek
Yusuf Gürsucu
ABD Başkanı D. Trump’ın Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan ile görüşmesinde Nadir Toprak Elementleri (NTE) üretiminde tekel olan Çin’den kurtulmak ve batı sermayesine yeni alan açmak üzere, Eskişehir’in Beylikova ilçesinde tespit edildiği iddia edilen NTE madenciliğine ABD’nin göz diktiği belirtiliyor. Trump, NTE için Ukrayna’yı tehdit edip mineral anlaşması imzalandı. Ancak anlaşma halen hayata geçirilebilmiş değil.
Barrack’tan ‘stratejik fırsat’
Geçtiğimiz yıl Eylül ayında yapılan Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu’na katılan Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan, NTE ve mineral madenciliğinde ABD ve AB’nin oluşturduğu ‘batı blokunu’ seçtiği duyurulmuştu. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack, daha önce senatonun Dış İlişkiler Komitesi’nde yaptığı konuşmada Türkiye’nin henüz tam işletilmeyen nadir toprak elementleri yataklarını “stratejik fırsat” diye tanımlamış ve Türkiye’yi hem NATO’nun askeri gücü hem de kritik madenlerde potansiyel tedarik ortağı olarak göstermişti.
MSP forumu!
Türkiye kritik ham madde olarak nitelenen NTE üretimi konusunda ABD, Avrupa Birliği ve diğer ülkelerle iş birliği yapmak üzere “Minerals Security Partnership” (MSP) forumuna katıldığı öğrenilmişti. MSP, nadir toprak mineralleri ve diğer kritik minerallerin küresel güvenli tedarik zincirini çeşitlendirmeyi amaçlayan 14 ülkeden ve Avrupa Birliği’nden oluşan bir grup. Türkiye, küresel “nadir toprak elementleri” rekabetinde Çin’e karşı Batı blokuna katılmış oldu. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Middle East Eye’de (MEE) yaptığı açıklamada “Dışişleri Bakanlığı Türkiye hükümetinin MSP forumuna katıldığını teyit edebilir. Önümüzdeki haftalarda resmi bir duyuru yapılacak” diye belirterek gelişmeyi teyit ediyordu.
MSP Çin’e karşı kuruldu
2024’te başlatılan MSP forumu Kazakistan, Namibya, Ukrayna ve Özbekistan gibi ortakları ve maden üreticisi ülkeleri bir araya getirerek Çin’in bu alandaki hakimiyetine karşı koymayı hedefleyen bir birlik. Çin hali hazırda nadir toprak elementleri ticaretinin yüzde 70’inden fazlasını kontrol ediyor. Dünya üzerinde en fazla nadir toprak elementi üretimini de Çin gerçekleştiriyor. Türkiye’nin MSP’ye katılımının bu alandaki teknolojik ve teknik detayları elde etmek ve bu alanda kullanılacak fonlar bulmak konusunda önem arz ettiği vurgulandı.
Çin ile yapılan görüşmeler
ABD ile olası anlaşma öncesi Çin ile de bu elementlerin çıkarılması ve işlenmesi konusunda görüşmeler yürütüyordu. Çin Komünist Partisi’nin yayın organı Global Times gazetesin de aynı tarihlerde bu keşfin Çin ve Türkiye’nin işbirliği yapması için bir fırsat yarattığı yazısı dikkat çekiciydi. ABD merkezli Bloomberg’te Türkiye’nin nadir toprak elementleri rezervlerini işlemek için Çin ile işbirliği görüşmeleri yürüttüğü belirtildi.

Bayraktar’ın açıklamaları
Geçtiğimiz Ekim ayında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar bu amaçla Çin’e gitti. “Doğal Kaynaklar ve Madencı̇lı̇k Alanlarında İşbı̇rlı̇ğı̇ne İlı̇şkı̇n Mutabakat Zaptı”, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Çinli mevkidaşı Wang Guanghua tarafından imzalandı. Anlaşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Bayraktar, “Madenciliğin her alanında iş birliğimizi ilerletmeyi, özellikle kritik mineraller konusunda Türkiye’de birlikte çalışmayı hedefliyoruz” denildi.
Xi Jinping NTE görüşmesi
Şanghay İşbirliği Örgütü Devlet Başkanları Zirvesi geçtiğimiz 2024 Temmuz ayında Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapıldı ve zirveye katılan Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, NTE madenciliği üzerine Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile bir görüşme yaptı. Erdoğan’ın heyetinde yer alan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, görüşmeye ilişkin sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Çin ile nükleer, yenilenebilir enerji ve kritik mineraller başta olmak üzere enerji ve madencilik alanlarında gerçekleştirebileceğimiz iş birlikleri için görüşmelerimiz sürüyor” diye belirtmişti.
Beylikova yıkımla tanışacak
2022 yılında Türkiye, Eskişehir Beyliova’da 694 milyon tonluk bir yatakla dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementi rezervini keşfettiğini açıklamıştı. Türkiye bu alanda 72 bin ton barit, 70 bin ton florit ve nükleer teknoloji için çok önemli olan 250 ton toryuma ek olarak yıllık 10 bin ton nadir element oksit üretmeyi hedeflediğini belirtiyor. Türkiye özellikle toryum alanında dünyada en fazla rezerve sahip ülkelerden biri olarak niteleniyor. Beylik ova ve Sivrihisar coğrafyasında başlatmak istenen madencilik bölgede geri dönülemez büyük yıkımlar yaratacak.
Manisa Malatya ve Dersim
Kritik öneme sahip nadir toprak elementleri, akıllı füzelerden uydu haberleşmesine, yakıt hücrelerinden elektrikli otomobillere kadar birçok stratejik alanda kullanılıyor. Eskişehir Beylikova dışında Manisa kırsalında mineral madenciliği için saha ihalesi açıldı. Tüm bular yaşanırken, Malatya Kuluncak’ta ‘Yerli’ otomobilde kullanılacağı iddia edildiği NTE ve mineral madenciliği başlatılacağı duyurulmuştu. En son Dersim’de Munzur Üniversite’sinde kurulan laboratuvarla bölgedeki sondajların NTE madenciliğine doğru genişletileceğini ortaya koydu.
Halklarda farkındalık büyüyor
Elektrikli araçlar dahil birçok konuda değişime gidilecek politikalar hayata geçirilerek sermaye için yeni ve çok büyük bir birikim yolunu açmaya çalışıyorlar. Halkların üzerinde ‘küresel ısınmayla mücadele ediliyor’ iddiasıyla rıza üretme çalışmalarını uzun yıllardır sürdüren kapitalist emperyalist dünya, yeni birikim yolunun yaratacağı yıkımları gözlerden uzak tutmaya çalışsa da bunda yeterince başarı elde edemedi. Dünya halkları bu sermaye dönüşümü sürecinde ortaya çıkacak olan yıkımları görüp direnişler başlattı.
Maden tekeli Rio Tinto
Dünyanın en büyük maden şirketi olan Rio Tinto’nun Sırbistan’da lityum madenciliğine yönelik girişimi onbinlerce kişi tarafından defalarca protesto edildi. Rio Tinto, Türkiye’de İliç altın madenin yanı sıra birçok imtiyaza sahip bir şirket. İngiltere-Avustralya merkezli çokuluslu madencilik şirketi Rio Tinto, 2006 yılında Sırbistan’ın batısındaki Loznica kasabası çevresinde, önemli miktarda lityum bulduğu duyurulmuştu. Şirket lityum çıkarma çalışmalarına başlamak için son onayı beklerken, hükümetin iptal ettiği anlaşma, Sırbistan Anaya Mahkemesi tarafından iptal edilerek, Rio Tinto’un Sırbistan’da yasal anlamda önünü açarken madene karşı güçlü direnişler devam ediyor.
NTE madenciliği nedir?
Elektrik üretmek için rüzgar türbinleri ve güneş panelleri ile elektrikli araçların bugün tüketim oranıyla kıyasladığında aynı miktarda enerji sağlamak için konvensiyonel üretimlere göre doğal yaşamı yıkıma uğratacak en az 10 kat daha fazla madenciliğe ihtiyaç duyulacak. Rüzgar Enerji Santralleri’nde (RES) kullanılan temel elementlerden biri olan neodimyum, dünyada bugün için yıllık olarak yaklaşık 7.000 ton üretilmektedir. Mevcut enerji üretiminin yerine ikame edilmek istenen temiz enerji senaryolarına göre, önümüzdeki 10 yıl içinde neodimyum üretimi 28 milyon tona çıkmak zorundadır. Güneş panelleri üretimi için gerekli olan yarı iletkenlerin imalatında kullanılan indiyum madenciliğinin ise yüzde 8.000 artması gerekecektir.
Ekosistem de büyük yıkım
Elektrikli arabaların aküleri için kullanılan (GES ve RES üretimlerinde enerji depolama için gerekli olan lityum aküler hariç) lityum üretiminin yüzde 2000’den fazla artmasına ihtiyaç var. GES ve RES gibi santrallerin enerji depolamada ihtiyaç duyduğu aküler ise lityum üretimindeki artışın yüzde 2000’i 10 kat aşacağı öngörülüyor. Konvansiyonel yolla 1 ton bakır elde etmek için 200 ton cevherin çıkarılması, taşınması, ezilmesi ve kimyasallarla işlenmesi gerekiyor. 1 ton kobalt elementi elde etmek içinse yaklaşık 1.500 ton cevher kullanılması ve 1 ton kobalt cevherine ulaşmak içinse 7 bin ton toprağın kazılması gerekiyor. Yani 1 ton kazanılmış kobaltiçin 10 milyon ton toprağın yerin derinliklerinden yüzeye çıkarılmasıyla gerekecek ve bu durum ekosistemde büyük bir yıkımları ortaya çıkacaktır.
2030’a kadar 225 milyon araç!
Avrupa’da 2030 yılından itibaren karbon yakıtlı araçların üretiminin durdurulacağı yönünde kararlar alındı. Avrupa Birliği’nde (AB) 2021 yılı sonu itibariyle bin kişiye düşen otomobil sayısı 560’tır. AB’yi oluşturan ülkelerin toplam nüfusu ise 1 Ocak 2023’te 448 milyon 400 bin olarak sayılmıştır. Yani bu durumda ortalama 225 milyon adet içten yanmalı otomobil üretimi durdurulacak ve bu süreçte halkın bu araçları elektrikli araçlarla değiştirmeleri için indirimler, teşvikler ve dolaylı baskılar uygulanacaktır. Bu da kısa bir süreçte sadece AB ülkelerinde 225 milyon adet elektrikli araç üretilmesi gerekirken, bir o kadar araç çöpe ya da dönüşüme gidecektir.