‘Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz’ şiarıyla Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için Ankara’ya yürüyen kadınlar Berecûk’te yaptıkları yürüyüş sonrası Dîlok’a vardı. Yürüyüşçüler halaylarla karşılanırken, Öcalan’ın özgürlüğü ve barış talepleri vurgulandı
Tevgera Jinên Azad (TJA) tarafından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle Amed’den Ankara’ya “Umutla özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla başlatılan yürüyüş, üçüncü gününde büyük bir coşkuyla devam ediyor. Xelfeti’den (Halfeti) Amara’ya varan yürüyüşçüler yol boyunca, “Selam selam İmralı’ya bin selam”, “Biji Serok Apo” ve “Jin, Jiyan, azadî azad bike reberti” sloganları attı.
Abdullah Öcalan’ın evinde toplanan kadınlar, Abdullah Öcalan’ın daha önce kadınlara gönderdiği mesaj, bir kez daha okundu.
‘Kadın özgürlük mücadelesi miras yarattı’
Abdullah Öcalan’ın kadınlara gönderdiği mesaj şöyle:
“Çocukluğumdan beri kadınların en iyi arkadaşı, en iyi yoldaşları olmak için çabaladım. Annemle olan ilişkim de bile özgür kadın arayışım görülebilir. Çocukluk hayallerime bağlı kalarak yaşadım ve kadın özgürlük mücadelesini ortaya çıkarttım. İlk İmralı Adası’na getirildiğimde; ‘kadın çalışmam yarım kalan bir projedir’ demiştim. Bu çalışmam artık tamamlanmıştır ve geriye bunu gerçekleştirmek kalıyor. Kadın özgürlük mücadelesi çok önemli bir miras yarattı. Bu miras bugüne kadar binlerce şehit vererek geldi ve önemli bir değer oluşturdu. Bilinmesi gerekir ki, ben hep kadınların yaşaması ve yaşatılmasını istedim ve onların her kaybı bana hep acı verdi. Benim için ‘tanrıçanın oğlu’ dediler. Ben de hep kadınlara layık bir oğul olmak istedim. Temel mücadele ilkemi bu belirledi. Kadınlar için ‘umut ilkesini’ geliştirdim. Her kadın özgürleşmeli dedim. Ben de kendimi bir erkek olarak özgürlük ölçüsünde şekillenen etik ve estetik ölçülerle terbiye ettim. Sosyalizmin temel ilkesi kadın özgürlüğüdür dedim. Bir erkeğin sosyalist olma ölçüsü de kadınla doğru yaşamasını bilmesidir. Bu sosyalizmin temel ilkesidir. Tarih boyunca yaşanan sosyalist deneyimlerde bu ilke hep eksik kaldı. Marks’tan Stalin’e, Mao’dan Lenin’e kadar tüm öncü liderlerin kadınlarla ilişkisi iyi incelenirse bu hakikat daha iyi kavranacaktır.
Yarım kalan projem jineoloji ile yol aldı
Yarım kalan projem jineoloji ile de yol aldı. Ben bu kuram ve kavram ile kadın sorununu doğru tanımlamak istedim. Buda’nın dediği gibi; ‘toplumun sırtındaki hançeri çıkarmadan hiçbir şey yapamazsın.’ Evet, toplumun birçok sorunu var ama sırttaki hançer kadın köleliğidir ve bu hançeri çıkarmadan hiçbir sorunu çözemezsin. Jineoloji bu amaçta önemli bir yol aldı. Değerli bir emek harcandı. Şimdi bu emeğin yeni süreçle beraber daha da anlam kazanması gerekir. Kadın varlığının doğru tanımlanması ve kadın kimliği, varlığı özdeşlik yöntemi ile ele alınmalıdır. Simon diyor ya; ‘kadın doğulmaz, kadın olunur.’ İnşa edilen kadın kimliğinin cinsiyetçi öğelerden arındırılması gerekir. Kadınlar bunun için yoğunlaşmalı. Tıpkı V. Woolf’un dediği gibi; kadının kendisine ait bir odası olmalı. Kendisi hakkında düşünmeli ve kendisini inşa edebilmelidir. Kadın olmanın ne kadar zor olduğunu bilerek bunu belirtiyorum. Erkeğin sürekli tecavüz kültürü altında yaşarken kendini özgürce inşa etmek kadın için zordur. Ama kadınlar bu yakıcı gerçeği benim kadar acı çekerek, öfkelenerek hissediyor mu, bilemiyorum. Ben bu öfke ile her gün kendimi düşünsel olarak yeniliyor, çözüm üretiyor ve kadının özgür yaşayabilmesi için yaşıyorum. Yaşamın anlamı bende böyle gerçeklik kazanıyor.
Sürece kadınlar öncülük yapacak
Feministler, neden Kürt kadın hareketinin başında bir erkek var diye sorguluyormuş. Haklılar, keşke kadınlar bu öncülüğü başarsaydı. Ben de bunu çok isterdim. Maalesef Kürt hareketi dışında da genel olarak da henüz bu öncülük ortaya çıkmadı. Ben sürekli özgür kadın nasıl olmalı diyerek projeler, kuramlar ürettim; kadın özgürlük ideolojisini ve jineolojiyi geliştirdim, bunu örgütlü güce kavuşturdum. Erkeği dönüştürmek ve kadınla toplumu özgürleştirmek için uğraştım, çabaladım. Tanrıçalara layık bir oğul olmak için bunu yaptım. Beni bu gerçeğimle doğru anlamalarını beklerim. Geliştirmeye çalıştığımız ‘barış ve demokrasi’ sürecine kadınların öncülük yapacağını biliyorum. Onlar şimdiye kadar kazanılan başarıların yarısından daha fazlasının sahibidir. Bundan sonra da öncülük yapacaklarına inanıyor ve diyorum ki her zaman ihtiyaç duyduğunuz kadar sizinle yaşamaya ve sizinle olmaya devam edeceğim.”
Mesajın ardından, “Biji Serok Apo” ve “Jin, jiyan azadî azad bike rêbertî” sloganları atıldı.
‘Eyleminiz çok önemli’
Burada yapılan açıklamada konuşan Mehmet Öcalan, “Yolunuz buradan Ankara’ya açık olsun. Eyleminiz çok önemli, her şey emekle kazanılır. Başkan ve tutsaklar için yapacağınız yürüyüş için yolunuz açık olsun. Serkeftin, serkeftin, serkeftin” dedi.
‘Özgürlüğü kimse kısıtlayamaz’
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Beritan Güneş Altın ise umut hakkının derhal uygulanması gerektiğini vurguladı.
Beritan Güneş Altın, şunları söyledi:
“Sayın Öcalan’la şu anda görüşme yapılıyor. Bizler buradan ona, İmralı’ya selamlarımızı gönderiyoruz. Bizler özgürlük yürüyüşçüleri olarak iki günü geride bıraktık, üçüncü günde kutsal topraklardayız. Birçok kişi buraya varmak için şehit düştü, onları saygıyla anıyoruz. Buraya varırken özgürlük ve umuttan bahsetme amacı güttük. Bizler, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü isteyen enternasyonalistlere de selam göndermek istiyoruz. Onlar da bize selam gönderdi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü kimse kısıtlayamaz. Milyonlarca insan Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için sesini yükseltiyor.”
‘Umut hakkı uygulanmalı’
Beritan Güneş Altın, son olarak şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Öcalan barıştan yana, kimse aksini iddia edemez. Bizler umut hakkının bir an önce uygulanması gerektiğini söylüyoruz. Bizler buradan açıkça ifade ediyoruz: Bizler artık Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz. Kürt sorununun çözümü için adım atılmasını istiyoruz. Bir önder düşünün ki sabah akşam barış için, Ortadoğu’daki sorunlar için çalışıyor. Artık umut hakkının uygulanması gerek. Bu süreçte kadınlar sonucu belirleyecek. Yine kadınların yedi günlük yürüyüşü gerçekleşiyor. Bizim yürüyüşümüz sonucu belirleyecek; Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayacak.”
Açıklamanın ardından atılan sloganlarla birlikte, yürüyüşçüler Dîlok’a (Antep) doğru yola koyuldu.
Yürüyüşçüler Dîlok’ta
Yürüyüşçüler Berecûk’te (Birecik) yaptıkları yürüyüş sonrası Dîlok’a (Antep) vardı. Yürüyüşçüler, Dîlok’un girişinden Vatan Mahallesi’nde bulunan Mizgin Market önüne doğru yürüyüş gerçekleştirdi.
Mahalleye ulaşan yürüyüşçüleri, barış anneleri pankart ve çiçeklerle karşıladı. Katılımcılar daha sonra Kürtçe şarkılar eşliğinde halaya durdu.
‘Çözüm kapılarını hep beraber açalım’
Emek Partisi Dîlok Milletvekili Sevda Karaca, her kesimden kadınlara seslenerek barışı beraber inşa etmeye çağırdı. Sevda Karaca, “İrademizi kent kent, sokak sokak büyütenler hoş geldiniz. Dîlok’ta sizleri karşılarken bütün kadınların çözüm talebiyle, tecridin kaldırılması, cezaevlerindeki tutsakların serbest bırakılması ve onurlu bir barış sağlanması için buradasınız. Sadece 200 kadın değil, bu ülkede barışın kadınlar için özgürlük ve gelecek umudu olduğunu bilen herkes bu yürüyüşe katılmalıdır. Ayaklarınızın altında özgür, eşit, var oluşumuzun tanındığı bir geleceğe adım atma umudu var. Barış yürüyüşteki en önemli talebimiz; Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması ve kadınların çözümün anahtarı olarak masaya konulmasıdır. Gelin bu anahtarla tüm çözümlerin kapılarını hep beraber açalım” dedi.
‘En büyük talebimiz Öcalan’ın özgürlüğüdür’
TJA’lı Hülya Alökmen, “Sayın Öcalan özgür olmadan biz özgür olamayız” diyerek mücadeleyi büyütme çağrısında bulundu. Alökmen, “3 gündür yollardayız ve bugün Antep’teyiz. Buradan şehitlerimizi anıyor ve mücadelemizi sürdüreceğimizi söylüyoruz. Binlerce kadın bu mücadele için yürüyor. Onurlu ve kalıcı bir barış sağlanmadan yürüyüşümüz sürecektir. Sayın Öcalan tüm hayatını kadınların özgürlüğü için adadı. En büyük talebimiz Öcalan’ın özgürlüğüdür” ifadelerini kullandı.
‘Sayın Öcalan’ın paradigması ile hayat bulacaktır’
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, yürüyüşün amacını şöyle açıkladı:
“Devletin elimizden almak istediği iradeyi vermemek için buradayız. Bugün Vartinis’te ve Hacı Lokman Birlik’in katledilmesi gibi acıların bir daha yaşanmaması, demokrasi ve halkların bir arada yaşayabilmesi için yürüyoruz. Bu yol haritasını Sayın Öcalan belirledi. Kadın özgürlüğü, toplumsal özgürlüğün anahtarıdır. Yakın zamanda kurulan komisyon sayesinde Kürt sorununu konuşmaktan çekinenler bir araya geldi; ancak baş aktör Sayın Öcalan dinlenmedi. Bu yürüyüşle kadınlar, özgür ve eşit yaşamın inşası için mücadele ediyor. Bu ülkenin hukukunda, Kürt halkı başta olmak üzere herkesin hakları tanınmalı, kapsayıcı bir anayasa oluşturulmalıdır.”
Kaynak: JINNEWS
