Uluslararası komplonun amacına ulaşmadığını belirten KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamus, ‘Komploda yer alan güçler Sayın Öcalan esir alınması ile PKK’nin tasfiye olacağını sanıyordu. Ama 27 yıl geçti hala amaçlarına ulaşmadılar. Tasfiye etmek istedikleri hareket her geçen gün büyüyor’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye’den çıkartılmasıyla startı verilen uluslararası komplo 27’nci yılında. Abdullah Öcalan, Suriye’den ayrıldıktan sonra 15 Şubat 1999’da Kenya’daki Nairobi Havaalanı’ndan uluslararası istihbarat örgütlerinin ortak operasyonuyla korsanca kaçırıldı. 16 Şubat günü kameralar karşısına geçen dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiğini açıkladı. Abdullah Öcalan, Türkiye’ye getirildiği günden bu yana İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor.
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Ahmet Karamus, sonuçları itibariyle tüm bölgeyi etkileyen komplo sürecini ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Ahmet Karamus, komplonun gerçekleştiği dönemin öncesine işaret ederek, Soğuk Savaş’ın sona erdiğini, Sovyetler Birliği’nin parçalandığını ve NATO öncülüğünde tek kutuplu hegemonik güçlerin öne çıktığını belirtti.
Komplo uluslararasıydı
Emperyalist güçlerin çıkarlarına aykırı olan siyasi ve ideolojik güçleri tasfiye etmek üzerine hareket ettiğini söyleyen Ahmet Karamus, “Birçok Filistinli grubu içinden barındıran Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) tasfiye edildi. NATO, Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek için bölgedeki farklılıkları ya kendi yanına çekerek çıkarları doğrultusundan kullandı ya da tasfiye etmeye çalıştı. Kendilerine karşı tehdit olarak gördükleri güçleri ortadan kaldırmak için harekete geçti. Amerika, Irak’ı Kuveyt’e saldırttı, sonra Irak’ı işgal etti. Sayın Öcalan’a dönük komplonun startı yaşanan bu gelişmelerin ardından geldi. Bu komplonun uluslararası boyutudur” diye konuştu.
‘Tasfiye etmek istedikleri hareket büyüyor’
Kürdistan coğrafyasına dönük planların da hayata geçirilmek istendiğine dikkati çeken Ahmet Karamus, “Dört parça Kürdistan’ı işgal eden güçler, kendi planlarını devreye sokmak için böyle bir komploya ihtiyaç duydular. Aradan geçen 27 yılda yaşananlar söylenenleri destekliyor” dedi. Komployla Abdullah Öcalan’ın tasfiye edilmek istendiğini ve Kürt özgürlük hareketinin teslim alınmasının amaçlandığını dile getiren Ahmet Karamus, “Komplo amacına ulaşmadı. Komploda yer alan güçler Sayın Öcalan esir alınması ile PKK’nin tasfiye olacağını sanıyordu. PKK’nin olmadığı bir Ortadoğu’da, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) denilen projeyi daha rahat hayata geçireceklerini bekliyorlardı. Ancak Sayın Öcalan’ın ideolojinin halk arasında yaydığı kökler vardı. Komplocu güçler bunu tahmin etmiyorlardı. Halkların harekete sahip çıkması ile komplonun amacına ulaşması ilk etapta engellendi. 27 yıl geçti hala amaçlarına ulaşmadılar. Tasfiye etmek istedikleri hareket her geçen gün büyüyor” ifadelerini kullandı.
‘Özgür çalışır ve yaşar koşullara ulaşmalıdır’
Ahmet Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün bir an önce sağlanması gerektiğini vurgulayan Karamus, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “Umut Hakkı”na dair verdiği kararı hatırlattı. Kararın halen uygulanmadığını ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin de adım atmadığına dikkati çeken Ahmet Karamus, “Sayın Öcalan’ın paradigması evrensel bir paradigmadır. Sayın Öcalan’ın paradigması uluslararası arenada herkes için bir umut oldu. Avrupa’daki kurumlar samimi olsaydı ‘umut hakkı’ çoktan uygulanmış ve Sayın Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşmuş olurdu. Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ndeyiz. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sürece olan sahiplenmeyi de arttıracak. Ancak Türkiye samimiyetsiz bir siyaset yürütüyor. Süreci kendine maske yaparak, tasfiye planları yapması kabul edilemez. Nasıl komplo amacına ulaşmadıysa bu siyaset de amacına ulaşmayacak. Türkiye bir an önce kendi yasalarını uygulamalı ve Sayın Öcalan özgür çalışır ve yaşar koşullara ulaşmalıdır” diye konuştu.
‘Ulusal birliğe her zamankinden fazla ihtiyacımız var’
Kürtler arası ulusal birlikte komplonun tamamen boşa çıkarılabileceğinin altını çizen Ahmet Karamus, şunları söyledi:
“Ulusal birlik her zaman gündemde olan bir konu ancak bir türlü gerçekleşmedi. KNK’nin kurulması da Sayın Öcalan’ın ısrarlı çalışmaları üzerine kuruldu. Sayın Öcalan esaretten sonra avukatları ile yaptığı ilk görüşmede kongre için neler yapıldığın sormuş. Sayın Öcalan’ın paradigmasının hayat bulması için ulusal birlik çok önemli bir yerde duruyor. Ortadoğu’da dengeler değişiyor. İsrail-Filistin savaşı devam ediyor. Ortadoğu’da yaşanan krizler Kürtleri ulusal birliklerini oluşturmaya mecbur bırakıyor. Bugün buna her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Yakın zamanda gerçekleşen Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Kürtlerin neden ulusal birliklerini sağlamaları gerektiğini en açık şekilde bir kez daha gördük. Komplonun amaçlarından biri de ulusal birliğinin sağlanmaması içindi. Kürtler ulusal birliklerini sağlamaz ise, önlerine çıkan tarihi fırsatı ellerinin tersi ile itmiş olurlar.”
“Kürtler ulusal birliği sağlamaz ise komplo amacına ulaşır” diyen Ahmet Karamus şöyle devam etti:
“Kürtler umutsuz olmamalı. Kürtler büyük bir iradeyle her yerde birbirine sahip çıkmalı. Kürtler, Sayın Öcalan’a sahip çıkmalı. Sayın Öcalan özgür olursa Kürtlerin içinden bulunduğu durum değişir. Ortadoğu’da yaşananlara karşı dört parçada bulunan Kürtler örgütlülüklerini arttırmalı ve bir araya gelerek ulusal birlik için daha fazla geç kalmadan ciddi adımlar atmalı.”
Haber: Emrullah Acar \ MA