• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Ekim 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Ali Sinemilli

Devlet ikinci adımı atacak mı?

8 Ekim 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Ali Sinemilli, Manşet, Yazarlar
Devlet ikinci adımı atacak mı?

Önder Apo Baş Müzakereci olarak bu sürecin merkezinde yer alıp özgürce hareket etmeden, görüşlerini paylaşmadan, geniş toplumsal kesimleri ikna etmeden bir ilerlemenin sağlanamayacağı açıktır. Dolayısıyla başta Önder Apo’nun toplumla bağ kurmasını engelleyen hukuki, siyasi, psikolojik bariyerleri kaldırmak şart oluyor

İmralı adasına giderek görüşme gerçekleştiren DEM Parti heyeti dönüşte yaptığı açıklamada Önder Apo’nun ‘sürecin ilerlemesi için hukuki ve siyasi gerekliliklerin yerine getirilmesi gerekir’ vurgusunu tekrarladığını ifade etti. Bilindiği üzere, Önder Apo bu değerlendirmeyi 27 şubatta yaptığı tarihi çağrıda dile getirmiş, o zaman da bu konu genişçe tartışılmıştı. Anlaşılıyor ki, aradan geçen uzun zamana rağmen devletin atması gereken adımlar konusunda, Önder Apo’nun değerlendirmesi hala ilk noktaya işaret etmektedir. Çağrının üzerinden 7 ay geçmesine rağmen varılan aşamayı Önder Apo böyle özetlemektedir.

Kuşkusuz, bu süreçte Kürt tarafı oldukça tarihi kararlar aldı, bunları kamuoyuna da deklare etti. PKK’nin feshi, silahlı mücadele stratejisine son verme kararı, silahların yakılması gibi karar ve uygulamalar bunların en belirgin olanlarıydı. Fakat bu tarihi adımlara denk bir kararlaşma ve uygulamayı devlet cephesinden görmek mümkün olmadı. Başta ‘umut hakkı’ olmak üzere, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü ile ilgili hiçbir adım atılmadığı gibi, İmralı işkence ve soykırım sisteminin varlığı sürdürüldü. İmralı’ya ayda bir DEM heyetinin gitmesi dışında ne demokratik kamuoyundan, sivil toplum örgütlerinden ne de gazeteciler, aydınlardan kimse gidebildi. Dikkat edilirse iki defadır DEM Parti açıklama yapıyor ve tarih de vererek Parti yönetimini temsil eden geniş bir heyetin adaya gideceğini belirtiyor. Fakat hala bu ziyaret gerçekleşmiş değil.

Hakeza, Mecliste oluşturulan komisyonun Önder Apo’yu dinleyip dinlemeyeceği hala bir muamma. Önder Apo’nun tarihi çağrısı olmasa yukarıda saydığımız kararların ve bununla bağlantılı pratiklerin hiçbirini görmeyeceğimiz açıkça ortadayken ‘bu görüşmeye gerek var mı yok mu, görüşülürse bunun manası ne olur, halkımız ne anlar’ tartışması yapmak, kuşkusuz abesle iştigal. İşte, en son konuşan, sürecin bir parçası olduğu da görülen ‘hukuk danışmanı’ bu ‘tam manasıyla bir dinleme olacak’ demiş. Kendince kamuoyunu hazırlayan bu danışmana göre komisyon diğer herkesi dinlediği gibi Önder Apo’yu da dinleyebilirmiş. Halbuki, basına da yansıdığı kadarıyla Önder Apo ‘komisyonun gelmesi halinde kendileriyle bu sorunun kaynağına ilişkin, çözüm yollarına ilişkin genişçe tartışacağını’ ifade etmiş durumda.

Şüphesiz, böyle bir görüşme olursa bunun içeriğini diğer görüşmelerden de anlaşıldığı kadarıyla Önder Apo belirler. Fakat bu noktada önemli olan husus hala Önder Apo’ya bulunduğu yer ve konumuyla yaklaşmama, böyle değerlendirmeme durumudur. Kürt tarafının Önder Apo’yu ‘Baş Müzakereci’ olarak değerlendirdiği, T.C. siyasetinin önemli siyasi aktörlerinin ‘Kurucu Önder’ olarak muhatap aldığı bir aşamada yapılan bu tartışmalar hem süreci geriye götürmekte hem de güveni ortadan kaldırmaktadır.

Malum! bu tartışmaları yapanların temel argümanları kamuoyunun hassasiyetleridir. Ki, bunun hayatta bir karşılığı yoktur. Türk halkının ekseriyetinin bu sürece karşı olmadığı, aksine desteklediği gün gibi ortadadır. Dolayısıyla, mesele kamuoyunun hassasiyetleri ya da örgütlendirilmiş ırkçı-milliyetçi grupçukların yer yer dile getirdikleri değildir. Asıl sorun, iktidarı elinde bulunduranların- bugün itibariyle devlet demek yanlış olmayacaktır- sürecin gelişimi için üzerlerine düşeni yapıp yapmamasıdır.

Erdoğan’ın ABD gezisi sonrası Mecliste verdiği görüntü sürecin devamından yana bir eğilim içinde olduklarını göstermektedir. Fakat aynı Erdoğan’ın Savunma Bakanlığının ‘QSD’yi terör örgütü olarak gördüğünü beyan etmesi, gece gündüz Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye karşıtlığı yapması, tehdit etmesi meseleye nasıl yaklaşıldığının işaretlerini vermektedir. Dolayısıyla gerçekçi olmak, Önder Apo’dan başlayarak sürece bütüncül yaklaşmak, yeni bir başlangıcı da bu temelde yapmak gerekir.

Önder Apo sürecin gidişatı noktasında devletin daha ilk adımda olduğunu, ikinci adımı atmadığını ifade etmiştir. O halde, bu durumdan çıkmak, bunu da pratik adımlarla göstermek gerekir. Tabi ki, bunun için çokça vurgulandığı üzere dilde bir yenilenmeye gitmek, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, Bahçeli’nin deyimiyle ‘Kurucu Önder’in süreçteki yapıcı rolünü, çözüm perspektifini halka etraflıca anlatmak gerekir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan Türkiye ve Kürdistan halkları için ne düşünüyor, nasıl bir gelecek öngörüyor, nasıl bir çözüm projesine sahip?  Bunları sadece DEM Partililerin değil, iktidar çevrelerinin de muhalefette yer alan partilerin de başta kendi kitleleri olmak üzere genel kamuoyuna anlatması, toplumu bu konuda hazırlaması gerekiyor.

Önder Apo Baş Müzakereci olarak bu sürecin merkezinde yer alıp özgürce hareket etmeden, görüşlerini paylaşmadan, geniş toplumsal kesimleri ikna etmeden bir ilerlemenin sağlanamayacağı açıktır. Dolayısıyla başta Önder Apo’nun toplumla bağ kurmasını engelleyen hukuki, siyasi, psikolojik bariyerleri kaldırmak, ortamı bu biçimde demokratik entegrasyona hazırlamak şart oluyor.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

‘Gurbetelli, sorgulamayı, itirazı ve isyanı insanın en büyük erdemi sayardı’

Sonraki Haber

‘Gündem’de olmaktan onur duyduk’

Sonraki Haber
‘Gündem’de olmaktan onur duyduk’

'Gündem'de olmaktan onur duyduk'

SON HABERLER

‘Devletten bekleme!’

Apocu başkasının değil, kendi resmine bakar

Yazar: Aziz Oruç
8 Ekim 2025

‘Gündem’de olmaktan onur duyduk’

‘Gündem’de olmaktan onur duyduk’

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
8 Ekim 2025

Devlet ikinci adımı atacak mı?

Devlet ikinci adımı atacak mı?

Yazar: Bedri Adanır
8 Ekim 2025

Ahmet El Şara 6 Mayıs’ı neden yasakladı?

Ahmet El Şara 6 Mayıs’ı neden yasakladı?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
8 Ekim 2025

‘Gurbetelli, sorgulamayı, itirazı ve isyanı insanın en büyük erdemi sayardı’

‘Gurbetelli, sorgulamayı, itirazı ve isyanı insanın en büyük erdemi sayardı’

Yazar: Heval Elçi
8 Ekim 2025

Gazze: Hamas ve sürgün yolu

Gazze: Hamas ve sürgün yolu

Yazar: Heval Elçi
8 Ekim 2025

Ortadoğu’da ‘ikinci sezon’: Türkiye ve Kürdistan sahnede

Ortadoğu’da ‘ikinci sezon’: Türkiye ve Kürdistan sahnede

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
8 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır