DEM Parti’nin Wan ve Amed milletvekilleri, Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüyle ilgili Meclis’te soru önergesi verdi. Önergede, ATK raporlarında iki ayrı erkeğe ait DNA izlerinin bir yıl boyunca gizlendiği, delillerin karartıldığı ve ‘intihar’ algısıyla dosyanın kapatılmaya çalışıldığı vurgulandı
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekilleri Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Gülderen Varli, Zülküf Uçar, Mahmut Dindar ve Sinan Çiftyürek, Wan’da yaşamını yitirmiş halde bulunan ve intihar ettiği ileri sürülen Rojin Kabaiş dosyasında yaşanan yeni gelişmeler sonrasında konuyu Meclis’e taşıdı.
Milletvekilleri Meclis Başkanlığı’na verdiği soru önergeleri ile Adalet ve Aile Bakanlığı’nın Rojin Kabaiş’e ilişkin yöneltikleri sorulara yanıt verilmesini istedi. Önergede, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) Rojin Kabaiş’e ilişkin 1 Kasım 2024’te rapor hazırladığını ancak rapora yansıyan bulguların yetersiz olduğu, bunun üzerine ATK’nin ek rapor sunduğu ve bu ek raporlarda Rojin Kabaiş’in bedeninde iki ayrı erkeğe ait DNA bulgularının bulunduğu bilgisine yer verildi.
Önergelerde, ayrıca Rojin Kabaiş’in elbisesinde bir kadına ait kan lekesinin de bulunduğunu ve tüm bu bulguların görmezden gelindiği ifade edilerek, gerçeğin örtbas edilmeye çalışıldığı kaydedildi. Önergelerde kadın cinayetlerinin bireysel suç olmaktan öte devletin politikaları sonucu olduğu belirtildi. Önergelerde, geçen yıl 394 kadının 2025’in ilk altı ayında ise 136 kadının katledildiği ve bu ölümlerin çoğunun şüpheli bir şekilde yaşandığına vurgu yapıldı.
Önergelerde, “Bu durum devletin kadınları koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğini açıkça ortaya koymaktadır. İstanbul Sözleşmesi’nden 1 Temmuz 2021’de çekilme kararı, bu cezasızlık kültürünü pekiştirmiştir. Sözleşme yürürlükteyken (2011) 121 kadın cinayeti kaydedilmişken, çekilme sonrası 2021’de 280, 2022’de 334, 2023’te 315, 2024’te ise 394 cinayete ulaşılmıştır. Şüpheli ölümler %82 artmış, koruma kararları uygulanmamış, faillerin %31’i suç kaydı olmasına rağmen serbest bırakılmıştır. Rojin Kabaiş dosyası, Gülistan Doku, Nadira Kadirova, Pınar Gültekin, Şule Çet, İpek Er, Ayşenur Halil, İkbal Uzuner ve Rabia Naz Vatan gibi diğer dosyalarda görülen delil karartma, adli süreçlerdeki ihmaller ve cezasızlık örüntüsünün bir devamıdır. İstanbul Sözleşmesi’nin feshi, 6284 sayılı Kanun’un etkisizleştirilmesi, kolluk ve yargıdaki cinsiyetçi önyargılar, cezasızlık politikaları failleri koruyan bir zırh oluşturmuştur. Bu zırh, Rojin’in dosyasında da açıkça görülmektedir: DNA izleri gibi açık cinsel saldırı delilleri bir yıl boyunca gizlenmiş, ‘intihar’ algısı yaratılarak kamuoyu susturulmaya çalışılmıştır” denildi.
Önergelerde şu sorular yönetildi:
- “Rojin Kabaiş’e ne oldu? Ölüm nedeni ve şekli nedir? Cinayet ihtimali neden etkin bir şekilde soruşturulmamaktadır?
- ATK’nin 1 Kasım 2024 tarihli raporunda tespit edilen iki erkeğe ait DNA izlerinin sternal ve intra-vajinal bölgelerden alındığı bilgisi, neden 10 Ekim 2025 tarihli ek rapora kadar gizlenmiştir? Bu gecikmenin teknik, usule ilişkin ya da idari gerekçesi nedir? Bakanlıklar bu skandalın sorumluları hakkında neden işlem başlatmamıştır?
- Soruşturma kapsamında ifadesi alınan kişi sayısı kaçtır? Van YYÜ ve yurtta görevli kaç personelin ifadesi alınmış, bu kişiler hakkında adli veya idari soruşturma başlatılmış mıdır?
- Rojin’in atletinde bir kadına ait olduğu belirtilen kan lekesiyle ilgili neden kamuoyuna resmi açıklama yapılmamıştır? Bu bulgu soruşturmada nasıl değerlendirilmiştir?
- Rojin’in kaybolduğu nokta ile cansız bedeninin bulunduğu alan arasında keşif, çevresel analiz veya kriminal inceleme yapılmış mıdır? Sonuçları nelerdir?
- ATK raporlarındaki çelişkiler (örneğin, DNA bölgelerinin ilk raporda belirtilmemesi, bulaş riski gerekçesinin bilimsel dayanağı) neden denetlenmemiştir? Bu eksikliklerin sorumluları hakkında idari veya adli işlem başlatılmış mıdır?
- DNA örneklerinin alındığı bölgeler 1 Kasım 2024’te biliniyorken, bu bilginin Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na 10 ay boyunca bildirilmediği iddiası doğru mudur? Gecikmenin gerekçesi nedir? Raporların iletim tarihleri ve sorumluları kimlerdir?
- ATK’nin ‘bulaş riskinin bertaraf edildiği’ değerlendirmesi hangi bilimsel yöntem ve kriterlere dayanmaktadır? İlgili laboratuvar kayıtları, denetim tutanakları ve personel görev listeleri Bakanlığınıza sunulmuş mudur? Sunulmamışsa gerekçesi nedir?
- Rojin’in bedenindeki darp izleri neden soruşturulmamış, otopsi raporlarındaki çelişkiler neden görmezden gelinmiştir Bakanlığınız, bu ihmallere ilişkin bir çalışma planlamakta mıdır?
- Van 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin sosyal medya paylaşımlarına erişim engeli kararının gerekçesi nedir? Bu kararın ardındaki hukuki ve siyasi saikler nelerdir?
- Rojin’in ailesi ve avukatlarının ilk ATK raporlarına erişimi neden engellenmiştir? Raporların gizlenmesine ilişkin karar hangi kurum veya kişilerce alınmıştır?
- Olay günü ve sonrasında kolluk personelinden DNA örneği alınmış mıdır? Kaç personelden örnek alınmış, karşılaştırma sonuçları Bakanlığa sunulmuş mudur? Bu süreç kamuoyuyla paylaşılacak mıdır?
- ATK raporlarının hazırlanma, düzeltilme ve bildirime ilişkin süreçlerindeki gecikme ve eksiklikler için Bakanlığınız bir açıklama yapacak mıdır? Bu iddialara yönelik bağımsız bir denetim planlanmakta mıdır?
- Soruşturmanın etkinliğini sağlamak ve faillerin tespitini hızlandırmak için Bakanlığınız özel bir ekip görevlendirmiş midir? Varsa, çalışmanın kapsamı ve güncel durumu nedir?
- Rojin’in telefon şifresi ve 300 kamera kaydının incelenmesindeki gecikmelerin gerekçesi nedir? Bu deliller ne zaman aydınlatılacaktır?”
DEM Parti Amed Milletvekilleri Adalet Kaya ve Ceylan Akça Cupolo da Rojin Kabaiş’e dair Meclis’e hem soru önergesi hem de Araştırma Önergesi verdi. Vekiller, şüpheli ölümünün aydınlatılması ve faillerin yakalanarak cezalandırılmasını istedi.
Kaynak: MA