Komisyonun iki hafta içerisinde İmralı’ya gidebileceğini belirten Celal Fırat, dinlemeler sonucunda komisyonun bir rapor hazırlayacağını ‘Bu ara raporda dağdan dönüşler, cezaevindeki arkadaşlar için, ‘umut hakkı’ gibi düzenlemeler yer alacak’ dedi
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun yapacağı toplantılar sonrasında bir ara rapor hazırlanacağını kaydeden komisyon üyesi Celal Fırat, komisyonun 2 hafta içerisinde İmralı’ya gitmesi gerektiğini kaydetti.
Kürt sorununun demokratik çözümü bağlamında Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplantılarını sürdürüyor. Toplumun farklı kesimlerinden birçok kesimi dinleyen komisyonun, önümüzdeki günlerde raporlarla pratik adımlar atması bekleniyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili ve komisyon üyesi Celal Celal Fırat, komisyonun çalışmalarına ve atması gereken adımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Komisyon Amed’i ziyaret edecek’
Komisyonun bugüne kadar çok sayıda sivil toplum kuruluşlarını, sivil toplum örgütünü, dernekleri dinlediğini anımsatan Celal Fırat, bunun amacının sürece dair “toplumsal rızalık ve toplumsal mutabakat” olduğunu söyledi.
Kürt sorununun çözümünde komisyonun önemine işaret eden Celal Fırat, şunları belirtti:
“Komisyon üyeleri aralarında seçtikleri kişilerden oluşan bir heyet Cuma günü Diyarbakır’a bir ziyaret gerçekleştirecek. Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşu, belediye, sanayi odası gibi çok sayıda kurumu ziyaret edecek. Başka yerlere de ziyaretler olabilir. Örnek olarak cemevleri ziyaret edilebilir. Bahçeli de ‘Cemevleri Alevilerin ibadethanesi olarak görülsün’ çağrısı oldu. Bu konularda cesurca söz kurmak gerekiyor.”
‘Komisyon İmralı’ya gidebilir’
Komisyonun 2 hafta içerisinde dinlemelerini tamamlayacağını dile getiren Celal Fırat, önümüzdeki hafta Adalet Bakanlığı, MİT Başkanlığı gibi kurumların dinleneceği bilgisini paylaştı.
Celal Fırat, şöyle konuştu:
“Daha sonra muhtemelen öngördüğümüz üzere İmralı’da Sayın Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirilecek. Ardından konuşmalar nihayete erdirilecek. Komisyon ardından ara rapor ile özellikle hukuksal çerçevede neler yapılacağına dair çalışmalar yapacak. Biz de ivedi bir şekilde Meclis’in bu görüşmelere geçmesini arzuluyoruz. Buna dair hukukçularımızın, komisyon üyelerinin yoğun bir çalışması var.”
“Bu işin baş aktörü Sayın Öcalan’dır” diyen Celal Fırat, Devlet Bahçeli’nin “Gelsin Meclis’te konuşsun, ‘umut hakkı’ndan yararlansın” sözlerine işaret ederek, şöyle konuştu:
“Şimdiye kadar bunlar yapılmadı. Biz de en azından İmralı’ya gidilsin görüşmeler yapılsın diyoruz. Muhtemeldir ki sürece anlamlı, değerli, etkin katkıları olacak sözleri olacaktır. Bir iki hafta içerisinde komisyonun İmralı’ya gitmesi gerekiyor. Şimdiye kadar dinlemeler yapıldı. Bu dinlemelere dair Sayın Öcalan’a aktarım yapılacaktır. Onun düşünceleriyle de harmanlanıp yarınlarımızı, birbirimize sarılacak bir paydada buluşacağız.”
Rapor hazırlanacak
Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı”na ilişkin komisyonda henüz bir tartışmanın yürütülmediğini belirten Celal Fırat, DEM Parti olarak “umut hakkı”nın uygulanması için her yerde dile getirdiklerini söyledi.
Komisyonun dinleme sonrası ara bir rapor hazırlayacağını dile getiren Celal Fırat, şunları söyledi:
“Bu ara raporda dağdan dönüşler, cezaevindeki arkadaşlar için, ‘umut hakkı’ gibi düzenlemeler yer alacak. Yine raporda özel yasaların çıkması gereksinimi yer alabilir. 2, 3 hafta içerisinde bu noktaya ulaşacağımızı düşünüyorum.”
‘Birbirimizin ellerinden tutmalıyız’
Alevilerin, Türklerin, Kürtlerin, Hıristiyanların, Sünnilerin haklarına sahip çıkacağı mekanizmaların oluşturulması gerektiğini vurgulayan Celal Fırat, şunları belirtti:
“Bu da insan olmanın ana temalarındandır. Birbirimizin ellerinden tutmamız gerekiyor. Biz bunu yaparsak her yer güzelliklerle doluşabilir. Bunun karşıtını öngören de var. Bir barış annesi, ‘Şehit aileleri vatan sağ olsun diyor. Ancak vatan yerinde ama çocuklarımız toprak altında. Artık çocuklarımızı değil, silahları toprak altına gömelim’ demişti. Bu söz sürecin ana teması olmalıdır. Yine Barış Anneleri, ‘Çok insanlar hayatını kaybetti, bırakalım yüz bin insan daha mı hayatını kaybetsin’ demişti. Bu soruyu sormamız lazım. Biraz empati kurmak lazım. Şu an milyonlarca Kürt evlerinden sürgüne gönderildi. Acı tek taraflı değil. Burada dil de önemli. Her kesimin diline özen göstermesi ve yapıcı bir dil kullanması gerekiyor.”
Haber: Ömer İbrahimoğlu / MA