‘Tirs’ adlı yeni romanıyla okurla buluşan Roger Sozdar, ‘Kürtçe yazılan her eser geçmişte yaşananlara ışık tutup geleceğin nasıl olması gerektiğine katkı sunmalı’ dedi
Yazar Roger Sozdar’ın yeni kitabı ‘Tirs’, Bêjing Yayınları’ndan çıktı. Kitap, Amed sokaklarında bir morg görevlisinin gözünden faili meçhul cinayetlerin izini sürerken failin hiç de meçhul olmadığının altını çiziyor. Devlet şiddetinin bireyde yarattığı korkunun derinlikli bir otokontrolüne ve irade kırılmasına dönüşüne odaklanan Roger Sozdar, iradesizleşen bireyin paranoya dönüşen dünyasına ışık tutuyor. Diyarbakır 9’uncu Kitap Fuarı’nda ilk kez okuyucu ile buluşacak olan Tirs, için 25-26 Ekim’de imza günü düzenlenecek. Roger Sozdar’ın yurt dışında olması nedeniyle kitaplarını onun yerine annesi okuyucular için imzalayacak. ‘Tazî’ ve ‘Rêzan û Çolo’ kitaplarının da yazarı olan Roger Sozdar, eserlerinde dili yalnızca bir ifade aracı değil, aynı zamanda bir varoluş alanı olarak kullanıyor. Psikolojik derinliği, dilsel cesareti ve toplumsal bağlamı ile son kitabı ‘Tirs’, çağdaş Kürt edebiyatında yeni bir kapı aralıyor. Roger Sozdar Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Zemo Ağgöz’ün kitabına dair sorularını yanıtladı. Roger Sozdar, kitabındaki Kürtçenin psikolojik derinliğe dair soruyu yanıtlarken şunları belirti:
“Aslında tüm dillerin derinlikli duyguları ele alma zenginliği var. Çünkü dilin kendisi toplumsal refleksler ile gelişimini sürdürüyor. Ama burada Kürt halkının önemle görülmesi gereken bir oluşturulmuşluğu var. Kendi kimliğinden koparılan bir halk olarak öze dönüş bizde hep bir korkuya neden olmuştur. Bu korkunun dile yansıma biçime de tabii ki iz bırakır nitelikte. İşte egemen olanın (baba-devlet) her şeyi görüyor olması ve buna karşı hiç bir şeyin yapılamazı. Aslında taşıdığı farkındalık itibarıyla travma yaratıyor. Kürtçe tam da bu noktada yani söylenemeyeni söyleyebilme konusunda çok zengin bir dil. Kendi içerisinde evrene ve doğaya ait olan hemen her şeyin bir yansımasını taşıyor”
Tarih ve toplumsal hafıza
Tirs ile toplumsal tarihe ve kolektif hafızaya gitmek istediğini belirten yazar, bu toplumsal özelliklerle bağ kuramayan edebiyatın sığ kalacağına vurgu yapıyor. Roger Sozdar, toplumsal hafıza ve edebiyata dair şunları belirtiyor:
“Elbette, kendi toplumsal tarihinde ve kolektif hafızasında yer edinen olaylar ile bir bağ kuramayan eserin gerçeklikten uzak olduğunu söyleyebilirim. Tirs ile yansıtmak istediğim tam da bu toplumsal hafızanın bireye yansıması… Katliamlar, faili meçhuller bizlerde yarattığı derin yaraların nasıl bir tramvaya ve nihayetinde paranoya dönüştüğünü ele almaya çalıştım.”
Edebiyat ve barış
Roger Sozdar, edebiyatın barış sürecine katkısı ve Öcalan’ın barış çağrısını edebiyat ile ilişkisine dair şunları söylüyor:
“Kürtçe yazılan her eser geçmişte yaşananlara ışık tutup geleceğin nasıl olması gerektiğine katkı sunmalı. İşte Sayın Öcalan’ın 27 Şubat’ta başlattığı Barış ve Demokratik Toplum Süreci buna çok büyük bir avantaj sunuyor. “Nasıl oldu, nasıl yapılmalı” sorularının cevabı edebi anlatım ile verilebilmesi gerekiyor. Burada Tirs’a düşen görev ise 50 yıllık savaşın ve hatta ondan öncesinin toplum ve birey üzerine oluşturduğu yıkımın görünür kılınmasını sağlamak. Umarım bunu başarır ve toplumsal barış sürecine iyileşmeye bir katkı sunar”
Evrensel ve yerel ilişkisi
Kürtçenin gelişmesi için toplumda ve tarihte kopmaması gerektiğini söyleyen Roger Sozdar, evrensel psikoloji ve felsefe ile ilişkilenme biçimine dair şunları vurguluyor:
“Tabii ki evrensel psikoloji ve felsefî çalışmalarda bulunsunlar. Bilimsel dayanağı olmayan hiç bir iddia varlığını sürdüremez. Ama nihayetinde elde edecekleri veriler ile kendi toplumsal hakikatlerine geri dönüşü sağlamaları gerekiyor. Çünkü özü almaları gereken ana kaynak orası. Kürtçenin kendisini geliştirebilmesi için toplumsal korumacılık ya da içsel zenginlik bir yerden sonra yetersizliğe düşecektir. Bunun korunabilmesi için anadilde eğitimin şart olduğunu ve Kürtçenin akademik ve bilimsel kimliğine kavuşması gerektiğini önemle vurgulamak gerekiyor”
KÜLTÜR SERVİSİ