Gazeteci Akın Olgun, ulusalcılar başta olmak üzere süreç karşıtı kesimlerin tutumunun halklar arasındaki bağı zedelediğini söyledi
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un Amed’de okuduğu Kürtçe şiiri Meclis’in resmi hesabından paylaşması sonrası ulusalcı kesimlerden ırkçı söylemler yükseldi. Yine İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan heyetteki görevi nedeniyle bu kesimlerin hedefi oldu. Bu kesimlerin ana akım medyada süreç karşıtlığı temelinde görünürlüklerinin artması da dikkat çekiyor. Süreç karşıtı kesimlerin tutumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan gazeteci-yazar Akın Olgun, bu kesimlerin olmasını “olağan” bularak, “Tersi olsaydı, konu Türkiye’de geçmiyor olurdu” dedi.
Ulusalcı klik
Asıl sorunun bu kesimlerin tutum ve demagojik söylemlerinin halklar arasındaki bağları zayıflattığını ifade eden Akın Olgun, “barışı” nefret objesine dönüştürdüklerini söyledi. Süreç karşıtı kesimlerin çıkarları olduğuna dikkat çeken Akın Olgun, “Bu noktada iki durumunun üzerinde durmak lazım. İlki, bu ve benzeri süreçlerin siyasette ve toplumsal zeminde büyük değişimlere, dönüşümlere yol açacağı ve eskiyenin tasfiyesinin kaçınılmaz olduğu, 2’ncisi ise devletin yapısal dönüşüme girmesiyle, klikler arasında güç savaşının kızışması ve devlet içinde kalabilmenin yolu olarak tıkayıcı tutumla direnç gösterilmesi. Ulusalcı klik üzerinden söylemek gerekirse İttihatçı geleneğin ideolojik, siyasi ve operasyonel ayağını koruyan bu kesimin en büyük özelliği, sayılarının az olmasına rağmen seslerini yüksek çıkarmayı başarabilmeleridir.
Süreç karşıtlığı
Bunu genelde üç yolla inşa ediyorlar. İlki popüler isimlerle toplumun geniş kesimlerine kendi düşüncelerini empoze ederek. İkincisi, daha önce devletin içinde etkin olan; ama bir biçimiyle tasfiye edilen kesimleri aynı politik çıkar doğrultusunda, süreç karşıtlığı argümanında birleştirerek ve üçüncüsü ise iktidarın baskı ve şiddet politikaları karşısında kendisini çaresiz hissedenlerin öfkesini, şoven söylemlerle konsolide ederek; özetle, süreci tıkar veya bozarsanız size daha fazla ihtiyaç olacak. Süreç bir çözüme doğru yol alırsa kendisine ihtiyaç kalmayacak ve devlet içindeki yerleri pay edilecektir” diye konuştu.
Adım atılmalı
Akın Olgun, “MHP’nin ‘Bahçeli modeli’ olarak tarif ettiği bu süreç, toplumsal anlamda nefes aldırmayan, ekonomik anlamda umut vermeyen, demokratik anlamda huzur üretmeyen bir zeminde yürürse, barış karşıtlarının büyük çabalar harcamasına gerek de kalmayacak. Sürecin altına dinamit koyan ve patlatmaya hazır hale getiren şey, toplumun beklentilerine cevap verecek, asgari düzeyde bile bir adımın henüz atılmamış olması. Sürecin açılımları başladığında, karşısında olanları Kürtler nezdinde ters köşeye düşürecek ve bunun üzerinden çözümden yana olanlar ve olmayanlar olarak seçim sürecine giden yolda, hamleler geliştirecek. Tüm bu gelişmeler, toplumun sürece ve barışa dair algısını bir parçada olsa umutlu tutmaya devam edecektir ve elbette bu umudun, siyasi kazanımla beslenmesi gerekir” şeklinde konuştu.
Süreç hızlanmalı
Komisyonun önemini vurgulayan Olgun, toplumsal beklentileri karşılayacak adımlar atılmazsa komisyonun varlığının boşa düşeceğini ifade etti. Sürecin artık hızlanmak zorunda olduğunu vurgulayan Akın Olgun, şunları söyledi: “Önümüzdeki günlerde hem İmralı’dan hem de devlet cephesinden kimi önemli açıklamaların geleceğini düşünüyorum. Çünkü ne zaman sürecin tıkandığına dair emareler kendini göstermeye başlasa, genelde Öcalan yeni bir modelle, ön açıcı bir rol alarak, devletin elinden bahaneleri alacak şekilde taktik adımlar atıyor. Böylece sürecin bozucu gücünün kendisi değil, karşı taraf olduğunu ortaya koyuyor. Bu tutum, yarının siyaseti için de çok önemli. Başarısızlığı kendisine değil, tıkayıcı olana yüklüyor çünkü. Umarım Öcalan’ın ön açıcı tutumu daha fazla sürüncemede bırakılmaz ve cevap verilir.”
Haber: Uğurcan Boztaş / MA









