Basına yönelik baskıları değerlendiren DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, iktidarın elindeki yüzde 95’lik medya gücüne rağmen muhalif medyayı da kontrol altına almak istediğini söyleyerek, ‘Çünkü A Haberi hiç kimse inandırıcı bulmuyor’ dedi
Sürece dair Kürt Özgürlük Hareketi’nden peş peşe adımlar gelirken gözler adım atması beklenen devlette. Öte yandan süreci takip etmesi ve aktarması gereken gazetecilere yönelik baskılar ise devam ediyor. Açıklanan son Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG) verilerine göre, 27 gazeteci hala cezaevinde.
Baskılar sürüyor
Son olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “casusluk” soruşturması kapsamında TELE1 televizyonunun sahibi olan ABC Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık Anonim Şirketi’ne 24 Ekim tarihinde kayyım atandı. Aynı günlerde Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüne ilişkin haber yapan ve sanal medya platformu X üzerinden paylaşım yapan gazetecilere ise soruşturma açıldı.
Çıkarılmayan yasanın uygulamasını yaptılar!
Basına yönelik baskılara dair konuşan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, daha önce Meclis’e gelen ancak yürürlüğe girmeyen “Etki ajanlığı” suçlamalarına işaret ederek, “Etki ajanlığı nedir? Başka bir ülke adına ajanlık yapmak. Merdan Yanardağ için kullanılan ‘etki ajanlığı’, çıkarılmamış bir yasanın önceki uygulaması oluyor. Merdan Yanardağ’ı İsrail adına casusluk yapmakla suçluyorlar. İfadesi alınmamış, mahkemeye çıkarılmamış ama kişinin kendi kuruluşuna, kendi sermayesiyle kurduğu televizyona kayyım atanıyor” dedi.
Zar zor ayakta duran bir iktidar var
Kayyım uygulamalarının gazetecilerin örgütlenme haklarını ortadan kaldırdığını belirten Turgut Dedeoğlu, “Kayyım atandıktan sonra orada çalışan gazeteci arkadaşlarımızın hem örgütlenme özgürlükleri kısıtlanmış oluyor hem de çalışma hakları giderek azalmaya başlıyor. Flash TV’de de bunu gördük. Türkiye’de ifade özgürlüğüne, gazetecilere, özgür basına karşı neden bu kadar yoğun bir baskı var? Çünkü zar zor ayakta duran bir iktidar var” ifadelerini kullandı.
A Haber artık kimseyi inandıramıyor
İktidarın ayakta kalabilmesi için elinde bir güç olması gerektiğini söyleyen Turgut Dedeoğlu, “En büyük güç ‘dördüncü kuvvet’ dediğimiz medyadır. Devletin medyayı elinde bulundurması gerekiyor ki iktidarını sağlamlaştırabilsin. İktidar, medyanın yüzde 95’ini ele geçirdiği halde yetmiyor. Geri kalanların, Sözcü TV, İlke TV, TELE1, Halk TV gibi kanalların da kontrolü altında olmasını istiyor. Çünkü artık A Haberi hiç kimse inandırıcı bulmuyor” diye belirtti.
Özgür Basın mücadelesine devam edecek
Özgür Basın geleneğinin ise yıllardır süregelen tüm baskı biçimlerine karşın mücadeleye devam ettiğini dile getiren Turgut Dedeoğlu, şöyle devam etti: “Cezaevlerinde kalsalar da tutuklansalar da yargılansalar da Suriye’de öldürülen arkadaşlarımız gibi öldürülseler de inatla mesleklerini devam ettirmeye çalışıyorlar. İyi ki varlar. Onlar sayesinde pek çok olayı keşfedebiliyoruz. Gazeteci arkadaşımız Van’da helikopterden atılan vatandaşları yazmasaydı kimsenin haberi olmayacaktı. Abdurrahman Gök fotoğraflamasaydı, Kemal Kurkut’un nasıl öldürüldüğünü bilmeyecektik. Korucuların dinamitle, el bombasıyla balık avlamasını haberleştiren gazeteci arkadaşımız olmasaydı korucuların devletin malına nasıl zarar verdiğini bilmeyecektik. Bu arkadaşlarımız bu haberleri yaptıkları için cezaevine girdiler, tutuklandılar, yargılanıyorlar. Siyasi iktidarın baskıları ne kadar artarsa artsın gazeteciler yılmayacak. Yine örgütlenmeye devam edecek.”
Kaynak: MA









