Katliamdan sağ kurtulan tek yetişkin oydu. Kucağında oğlunun ölüsüyle ateşlerin ortasından çıkarken, yüzündeki acı sonradan bir heykele dönüştü. Bugün hâlâ Khatyn’de olanları hatırlarken herkes o acıyı hissediyor
Arif Mostarlı
“Ayağa kalkmak istedim. Ama annem başımdan bastırdı: ‘Kıpırdama oğlum, yat ve sakın kıpırdama.” Koluma sert bir şey çarptı. Kanamaya başladı. Anneme ‘kolum kanıyor’ dedim ama cevap vermedi. Ölmüştü.”
O gün, 22 Mart 1943’te Viktor Andreevich Zhelobkovich, 8 yaşındaydı. Khatyn Katliamı’ndan sağ kurtulabilen beş çocuktan biriydi o. Beş çocuk ve bir tek yetişkin: Iosif Kaminsky…
Khatyn’in kaderi
2. Dünya Savaşı sırasında tahmini olarak 2.2 milyon Belaruslu, yani her dört kişiden biri hayatını kaybetti, yüzlerce köy yakıldı, yerle bir edildi; bunların bazıları daha sonra asla restore edilmedi ve faşizmin suçlarının anıtları olarak kaldılar.
Khatyn köyünün kötü kaderi ise, bir gün önce civardaki bir partizan birliğinin işbirlikçi Ukraynalıların çoğunlukta olduğu Schutzmannschaft Taburu’na pusu kurmasıyla çizilmişti. Üstelik çatışmada partizanlar, Nazi Almanyası’nın Olimpiyat gülle şampiyonu Hans Woellke’yi de öldürmüşlerdi. Olayın bundan sonrası General Wilhelm Keitel’in 1941’de yayınladığı uğursuz bir emir uyarınca yürüdü: “Herkesi izleyemeyeceğimize göre, korkuyla yönetmemiz gerekiyor.”
Bir köyün yok edilişi
Partizan birliği, pusudan sonra Khatyn köyüne uğramıştı evet ama orada kalmamış, dağlara çekilmişlerdi; köyde sadece siviller vardı. Naziler ve işbirlikçileri partizanların peşinden gidebilirlerdi, ancak onlar bunun yerine daha kolay olanı seçtiler. Yaşlıları, çocukları, kadınları ve erkekleri evlerden çıkarıp köyün dışındaki bir ahıra sürüklediler. Kapılar kilitlendikten sonra askerler ahırın duvarlarını benzine buladı ve ateşe verdi. Ahır bir ateş topuna dönmüştü. Çocuklar dumandan boğuluyor ve ağlıyorlardı. Sonunda yetişkinler çocukları kurtarmak için kapılara yüklenip kırdı ama bu kez de makineli tüfekler tarafından karşılanıp tek tek avlandılar. Her şey bittiğinde, Almanlar önce değerli olan her şeyi yağmaladılar ve sonra Khatyn’i yerle bir ettiler. Öyle ki köyde taş üstünde taş kalmamıştı.
Her şey yanıyordu
“Etrafımdaki her şey yanıyordu, annemin kıyafetleri tutuşmuştu” diyor Zhelobkovich, “Askerler çekip gittiğinde ayağa kalkmadan önce bir süre bekledim. Ahır cehennem gibiydi; her tarafta yanmış cesetler vardı. Biri ‘su’ diye inledi, koşup su getirdim ama nafile, gözlerimin önünde birer birer ölüyorlardı.”
O günlerde 40 yaşında olan Kaminsky, tüm ayrıntıları yıllar sonra hatırlıyordu: “Beni o ahıra sürüklediler… Kızım, oğlum ve karım oradaydı. O kadar çok insan vardı ki, hareket etmek imkânsızdı. Çatı yanıyordu, ateş üzerimize yağıyordu, insanlar boğuluyordu, artık nefes almak mümkün değildi… Sonra kapılar kırıldı. Ama dışarı çıkanlar öldürülüyordu. Oğlum da dışarı fırladı. Ona yere yatmasını söyledim ama beş metre sonra vuruldu. Askerler gidince, “Hadi kalk, artık gittiler” diye seslendim, yanına gidip kucakladım ama gövdesi paramparçaydı. ‘Annem sağ mı’ diye sordu en son ve öldü. Tanrı, yeryüzündeki hiç kimseye böyle bir acıyı yaşatmasın.”
Katillerin konforu
Tabur komutanı Erich Körner, sonradan utanmazca “düşmanın şiddetli bir direniş gösterdiğini ve köydeki tüm evlerden ateş açıldığını” iddia etse de gerçek ortadaydı. 75’i çocuk 149 sivilin çoğu diri diri yakılmıştı.
Tabii ki katiller her zamanki gibi paçayı kurtardılar. Katliama karışan ikisi Ukraynalı işbirlikçi üç kişi sonradan idam edildi ama Khatyn celladı olarak bilinen Vladimir Katryuk cezadan kurtulmayı başardı ve 93 yaşında ölümüne kadar Kanada’da yaşadı. Tabur komutanı Konstantin Smovsky ise, savaştan sonra Batı Almanya’da ve daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde özgürce yaşamına devam etti. Çok sonraları, 18 Mart 2024’te Belarus Yüksek Mahkemesi, ikisini de soykırım yapmaktan suçlu buldu ama artık hayata değillerdi zaten.
‘Unutmayın bizi’
1969 yılında kurulan Khatyn Anıt Kompleksi 50 hektarlık bir alanda dünyanın tek Köy Mezarlığı’na ev sahipliği yapıyor. Sembolik mezarlık, asla restore edilmeyen 185 yakılmış köyden getirilen toprakları içermekte. Kompleksin girişinde katliamdan sağ kurtulan tek yetişkin olan Iosif Kaminsky’nin 6 metrelik heykeli var. Kaminsky’i temsil eden adam, öldürülen oğlunun cesedini kucağında taşıyor. Heykelin yanında, Nazilerin köylüleri yaktığı ahırın çatısını anımsatan granit levhalar yer alıyor. Yanmış evlerin her birinin önünde ise, köylülerin misafirperverliğini simgeleyen açık bir kapının yanında o evde yaşayan ve yangında katledilenlerin isimlerinin bulunduğu bronz plakalar bulunuyor.
Ve şimdi, ortadaki anıtta şöyle yazıyor: “İyi insanlar, unutmayın: Hayatı ve vatanımızı sevdik. Sizi sevdik, canlarım. Ateşte diri diri yandık. Herkese çağrımız: Yaşadığınız kederi, dünyada sonsuz barışı sağlamak için cesaret ve güce dönüştürün. Yaşamın yangın girdabında ölmemesini sağlayın! Burada ya da dünyanın herhangi bir yerinde!”









