• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
3 Kasım 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Forum

Türkiye siyasetinde liderlik anlayışı ve arayışı

3 Kasım 2025 Pazartesi - 00:00
Kategori: Forum
İpe un sermek ve ırkçılıkla mücadele!

Türkiye siyaset tarihine bakıldığında, geçmişte ‘komutan-lider’ isteyen ve destekleyen halkın bugün daha demokratik, güler yüzlü, kendine yakın bir lider arayışında olması paradoks gibi görünse de; bu durum, toplumun eski siyaset tarzı ve lider zihniyetinden kaynaklanan bıkkınlık, hayal kırıklığı ve tükenen umutlarla açıklanabilir

Ergin Doğru

Türkiye siyaseti, büyük ölçüde liderler üzerinden şekillendiği için siyasal alanda demokratik ve kolektif bir çözüm gücü oluşturulamamıştır. Lider etrafında şekillenen siyaset, bizzat liderin kendisini sorumlu hale getirmiştir. Hem yaşadığımız coğrafya hem de ülkenin tarihsel karakteri, lider olgusunu güçlü kılmış ve bu durumu günümüze kadar sürdürmüştür.

Osmanlı döneminde tek adama dayalı bir yönetim anlayışı hâkimdi. Cumhuriyet döneminde de bu anlayış, farklı biçimlerde devam etmiş; Atatürk, İnönü, Menderes, Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş, Erdoğan gibi liderler bu çizginin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Lider etrafında şekillenen siyaset, “liderin iki dudağından çıkacak söze göre hareket etme” biçiminde bir anlayışı yerleştirmiştir. Bu durum, Türkiye’de siyasetin yapılış biçimiyle ve siyaset algısıyla doğrudan ilişkilidir. Toplumun tarihsel kodları siyaseti belirlemekte, siyaset de bu kodlar üzerinden yürütülmektedir.

Türkiye’de siyaset, yönetme, sorun çözme ya da demokratik, eşit, özgür ve bilimsel bir toplum yaratma amacıyla yürütülmemektedir. Siyasette güç olmadan var olmanın mümkün olmadığına dair yerleşik inanç, siyaseti bir “güç savaşı” olarak algılatmaktadır. Güçlü Osmanlı sultanlarından güçlü komutan Atatürk imajına kadar, toplumun ve siyasetin “güçlü lider” anlayışıyla şekillendiği görülmektedir.

Liderlik bu şekilde algılandığında, toplumu yönetmek için demokratik ve katılımcı politikalar yerine; militarist, güvenlikçi, milliyetçi ve otoriter yaklaşımlar benimsenmektedir. Güçlü komutan-lider anlayışı, demokratikleşme ve toplumsal uzlaşmadan çok, aşırı merkeziyetçi ve hiyerarşik bir yapıyı beslemiş; lidere itaat ve sadakati temel alan tekçi bir siyaset tarzı yaratmıştır. Bu nedenle siyasetin kendisi bir sorun haline gelmiştir.

Siyaset, çözüm üretmek yerine çözümsüzlük üzerinden varlık göstermektedir. İlginç olan, bu durumun yalnızca burjuva siyasetinde değil, demokratik ve ilerici çevrelerde de görülmesidir. Tüm ilerici söylemlere rağmen, bu kesimler de burjuva siyaset tarzından etkilenmektedir. Esas sorun, kolektif bir liderlik anlayışının oluşturulamamasıdır.

Siyasette, kamuda ve toplumsal yaşamda kişi, grup veya kliklerin çıkarları merkeze alınmakta; onların bakış açılarına göre tutumlar belirlenmektedir. Bu süreçte toplum dışlanmakta, birey nesneleştirilmektedir. Gerek siyasal gerekse toplumsal örgütlenmede bireyin özne olarak görülmemesi, sorunun temelini oluşturmaktadır.

Bu siyasal kriz ortamında, demokratik Kürt hareketinin 2000’li yıllarda geliştirdiği yeni siyaset tarzı ve demokratik siyaset anlayışı daha da önem kazanmaktadır. Siyasetin katı merkeziyetçilikten çıkarılarak, en alttan en üste doğru yatay ve kolektif bir zihin faaliyeti haline getirilmesi; siyasetin halkla buluşması ve toplumsallaşması gerekmektedir. Siyaset toplumsallaştıkça, sorun kaynağı olmaktan çıkıp çözüm aracına dönüşecektir.

Siyaset, toplumsal temelde kolektif ve demokratik esaslara dayandıkça, yeni bir siyaset tarzı ortaya çıkacaktır. Komutan-lider siyasetinin iktidarını korumak için istismar ettiği din, milliyetçilik ve faşizm yerine; eşitlik, demokrasi, barış, özgürlük, emek ve çevre gibi evrensel değerler hayat bulma şansı elde edecektir.

Yeni siyaset tarzının ortaya çıkışı, beraberinde yeni bir lider tipini de getirecektir. Eski siyaset tarzının ürettiği lider tipleriyle yeni bir siyaset yürütmek mümkün değildir. Halkın yeni liderden beklentisi; mütevazı, sade, kişisel çıkarlardan uzak, gücü azınlıkların hizmetine vermeyen, toplumsal ayrışmayı sonlandıran, evrensel değerlere bağlı, güler yüzlü, halkın içinde olan, barışçıl, özgürlükçü ve demokratik bir karaktere sahip bir liderdir.

Türkiye siyaset tarihine bakıldığında, geçmişte “komutan-lider” isteyen ve destekleyen halkın bugün daha demokratik, güler yüzlü, kendine yakın bir lider arayışında olması paradoks gibi görünse de; bu durum, toplumun eski siyaset tarzı ve lider zihniyetinden kaynaklanan bıkkınlık, hayal kırıklığı ve tükenen umutlarla açıklanabilir.

Toplum, kendisinden uzak, kutuplaştırıcı, gücü bir iktidar aracı olarak kullanan, azınlık çıkarlarına hizmet eden otoriter burjuva siyasetinden yorulmuş durumdadır. Toplumun büyük çoğunluğu bu görüştedir ve bu düşünce giderek yaygınlaşmaktadır.

Toplumda mevcut liderlik anlayışının değişim sinyalleri vermesi, burjuva siyasetinde de yeni arayışları beraberinde getirmiştir. Merkez siyasetin giderek sağa kaydığı, gerici bir hal aldığı günümüzde, geleneksel partilerde baskın liderliğe karşı alternatif arayışlar başlamıştır. CHP içinde süregelen liderlik tartışmaları da bunun bir yansımasıdır. Ancak bu süreç henüz tamamlanmamıştır. Burjuva düzen partileri dışında yer alan ilerici, demokratik ve sol yapılar da benzer sıkıntılar yaşamaktadır. Popülist, neden-sonuç ilişkilerini göz ardı eden siyasi yaklaşımlar, gerçek ve kalıcı çözümler üretme potansiyeline sahip değildir.

Türkiye siyasetinde kökleşmiş olan liderlik anlayışı, yeni bir lider arayışının da aynı kalıplar içinde sürmesine neden olmaktadır. Bu noktada sorulması gereken soru şudur: Türkiye’de mevcut burjuva siyaset zihniyeti devam ettiği sürece, toplumun talep ettiği yeni lider tipi ortaya çıkabilir mi? Bu soruya olumsuz yanıt vermek çok da yanlış olmaz. Zira Türkiye siyaseti ve siyasi partiler dönüşmedikçe, toplum demokratik denetim ve katılımı siyasal iktidar üzerinde kurmadıkça, “yeni” diye sunulan lider kim olursa olsun, siyasetin yöneticileri istediklerini elde ettikten sonra değişime yanaşmayacaktır. Mevcut sistem, bunu dayatmaktadır. Liderlik adına öne çıkan kişiler, iktidarlarını korumak için var olan düzeni değiştirmek istememektedir.

Sonuç olarak, toplum görmek istediği lideri yaratmak için değişimi kendisinden başlatmalıdır. Kendisine sunulanı değil, gerçekten istediğini oluşturmak için mücadele etmelidir. Demokratik ve ilerici duruşların toplumun değişimine öncülük ederken kendi zihniyetini de dönüştürmesi, demokratik siyaseti inşa etmesi gerekmektedir. Aksi halde, iktidarın zihniyetini benimseyen liderler kendi geleceklerini ve temsil ettikleri sınıfsal çıkarları koruyacak, mevcut sistemi sürdürmeye devam edeceklerdir. Böylece bizler —ezilenler, yok sayılanlar, ötekileştirilenler, yoksullar, emeği sömürülenler, kısacası halk— sadece hayal kurmaya devam edeceğiz.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Toplum düşünceyle varolur

Sonraki Haber

Zazaki artık kritik eşikte: Söz değil pratik zamanı

Sonraki Haber
Zazaki artık kritik eşikte: Söz değil pratik zamanı

Zazaki artık kritik eşikte: Söz değil pratik zamanı

SON HABERLER

12 kişiye 159 yıl ceza ve tutuklama: Adliye sürece direnç gösteriyor

12 kişiye 159 yıl ceza ve tutuklama: Adliye sürece direnç gösteriyor

Yazar: Heval Elçi
3 Kasım 2025

18 kez anjiyo olan tutsak ‘İyileşti’ deyip geri gönderdiler, fenalaştı

18 kez anjiyo olan tutsak ‘İyileşti’ deyip geri gönderdiler, fenalaştı

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
3 Kasım 2025

Rezan’daki yapıların yüzde 90’ı riskli: Yerinde dönüşüm şart

Rezan’daki yapıların yüzde 90’ı riskli: Yerinde dönüşüm şart

Yazar: Heval Elçi
3 Kasım 2025

Enflasyon açıklandı: TÜİK’e göre 32, ENAG’a göre ise yüzde 60

Enflasyon açıklandı: TÜİK’e göre 32, ENAG’a göre ise yüzde 60

Yazar: Aziz Oruç
3 Kasım 2025

Öğretmen Füruğ Hüsrevi’ye 15 yıl hapis cezası verildi

Öğretmen Füruğ Hüsrevi’ye 15 yıl hapis cezası verildi

Yazar: Bedri Adanır
3 Kasım 2025

Abdullah Öcalan röportajının 3’üncü bölümü yayınlandı

Abdullah Öcalan röportajının 3’üncü bölümü yayınlandı

Yazar: Aziz Oruç
3 Kasım 2025

Hapishanelerde yaşam hakkı ihlal ediliyor!

Hapishanelerde yaşam hakkı ihlal ediliyor!

Yazar: Bedri Adanır
3 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır