Avrupa kentlerinden gelen binler Köln’de ’27 Yıllık Tecride Son! Öcalan’a Özgürlük’ şiarıyla yürüdü. Yürüyüşün ardından miting düzenlendi. Mitingde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mesajı okundu. Öcalan mesajında, ‘Kürtler özgürlüklerinden ve varlıklarından taviz vermeden tüm halklar ve inançlarla eşit, özgür ve barış içinde bir yaşamın öncüleri olmalıdırlar’ dedi
Almanya’nın Köln kentinde, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” kampanyası kapsamında TJK-E ve KCDK-E öncülüğünde organize edilen yürüyüş onbinlerin katılımıyla başladı. Köln’de bu yıl üçüncüsü düzenlenen yürüyüş, Duetzer-Werfet alanında bir araya gelen kitlelerin buluşmasıyla başladı. Katılımcılar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması, “Demokratik Toplum ve Barış” sürecinin başarıya ulaşması ve Avrupa devletlerinin Kürt sorununun çözümündeki sorumluluğunun hatırlatılması çağrısıyla yürüyüşe geçti.
Ren Nehri kıyısında başlayan yürüyüşe Kürdistanlılar ve dostları yoğun katılım gösterdi. Onbinlerce kişi, kortejlerle yürüyüşe başladı. Yürüyüşte Abdullah Öcalan’ın dev posteri taşınırken, “Tecride, işkenceye, hukuksuzluğa son verin – Önder Apo’ya özgürlük” yazılı pankart dikkat çekti. Katılımcılar sık sık “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok Jiyan Nabe” ve “Jin, Jiyan, Azadî” sloganları attı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü talebiyle yapılan eyleme Alman siyasetçilerinin yanı sıra DBP EşbaşkEylanı Keskin Bayındır’ın yürüyüşe katılarak halka hitap etti.
Eyleme çok sayıda Hunera Mizgîn ve TEV-ÇAND üyesi sanatçı da katıldı.
Abdullah Öcalan’dan mesaj: Kürtler varlıklarından taviz vermeden özgür yaşamın öncüsü olmalı
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, mitinge mesaj gönderdi.
Avrupa’dan yükselen sesin İmralı’da duyulduğunu ve muhataplarına da ulaştığını belirten Abdullah Öcalan’ın mektubu şu şekilde;
“Sevgili dostlar, yoldaşlar ve barış ile özgürlüğe inanan tüm insanlar,
Avrupa’nın dört bir yanından bir araya gelerek başlattığınız bu Büyük Köln Yürüyüşü, yalnızca benim özgürlüğüm için değil Kürt halkının demokratik çözüm ve onurlu barış mücadelesi için attığınız önemli bir adımdır.
Sizler, yeniden canlanan Barış ve Demokratik Toplum Sürecine umut, cesaret ve kararlılık katıyorsunuz. Benim özgürlüğüm, Kürt halkının ve Türkiye halklarının demokrasisiyle, ortak özgürlüğünden ayrı değildir. Özgürlük demek barışa, demokrasiye ve eşit yurttaşlığa özgürlük demektir. Bu yürüyüşle birlikte geliştirmeye çalıştığımız irade temelinde, özgürlük, demokrasi ve çözüm talebimizi tüm dünyaya duyuruyorsunuz. 1993’ten beri, zaman zaman kesintiye uğrasa da sürdürmeye çalıştığımız barış ve diyalog çabaları, bu topraklarda kardeşliğin mümkün olabileceğini göstermişti. Bütün çabalarımıza rağmen hep yarım bırakılan umut, bugün Barış ve Demokratik Toplum adımımızla yeniden canlanıyor, giderek hayat buluyor.
Bu süreç, aslında negatif devrim sürecinden pozitif devrim sürecine geçiştir. Sürecin bu karakteri, tarihsel ve evrensel bir gerçeklik olarak kavranmalıdır. Kürt olgusuna ve mücadelesine dayatılan hukuk dışılıktan, hukuksal zemine geçiş mücadelesini esas alıyoruz. İşte sizin bu kıymetli yürüyüşünüzle barış ve çözüm mücadelesi daha da gelişecek, filizlenecektir.
Değerli yoldaşlar,
Kürt halkının Cumhuriyet’e anayasal kabulü ve demokratik zeminde eşit yurttaş olarak varlığını sürdürmesi, Türkiye’nin demokratik geleceğiyle doğrudan bağlantılıdır. Yine hem Suriye’de hem de Ortadoğu’nun her yerinde, Kürtler özgürlüklerinden ve varlıklarından taviz vermeden tüm halklar ve inançlarla eşit, özgür ve barış içinde bir yaşamın öncüleri olmalıdırlar.
Avrupa’dan yükselen bu sesi İmralı’dan duyuyor ve bu sesin tüm muhataplara ulaştığını biliyoruz. Çünkü siz, antidemokratik uygulamalara maruz kaldığınız için ülkeden ayrı yaşamak zorunda kalmış insanlar olarak, çözümün ve barışın vicdani gücüsünüz. Her çabanız, kardeşliğe ve özgürlüğe atılmış bir adımdır. İnanıyorum ki, sizin bu iradenizle Kürt halkı ve tüm ezilenler özgür ve demokratik bir geleceğe kavuşacaktır.
Hepinizi bitmeyen sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Abdullah Öcalan
İmralı Cezaevi, Kasım 2025”
‘Özgürlükle bu süreci tamamlayacağız’
KCDK-E Eşbaşkanları Zübeyde Zümrüt ve Engin Sever, KNK Eşbaşkanı Zeyneb Murad, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Kürt siyasetçi Hatip Dicle, Die Linke Dış İlişkiler Sorumlusu Cansu Özdemir, Köln Milletvekili Lea Reisner, enternasyonalist gruplar, Avrupa Barış Platformu temsilcileri ve Demokratik Güç Birliği bileşenleri de etkinliğe katıldı.
KCDK-E Eşbaşkanı Engin Sever, Abdullah Öcalan’ın 27 yıldır uluslararası bir komployla esaret altında tutulduğunu hatırlatarak, Kürt halkının 27 yıldır bu komploya karşı direndiğini belirtti.
Sever, Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrıya dikkat çekerek, “Bu çağrı Kürt halkının tüm parçalarında ve Avrupa’daki tüm Kürt kurumlarında yankı buldu. Bugün bu yürüyüş, bu sahiplenmenin somut ifadesidir. Avrupa devletlerine çağrımızdır: Kürt halkı barış, demokrasi ve özgürlük istiyor. Avrupa devletleri sorumluluklarını yerine getirmeli, Önder Apo’nun başlattığı süreci desteklemelidir. Önder Apo’nun özgürlüğüyle bu süreci tamamlayacağız” dedi.
TJK-E temsilcisi Ayten Kaplan, Avrupa kamuoyuna seslendi ve Kürt halkının barış ve özgürlük talebine destek çağrısında bulundu.
‘Öcalan’ın özgürlüğü barışın garantisidir’
Kürt siyasetçi Hatip Dicle, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesinin amacına ve uluslararası boyutuna değindi. Dicle, yürütülen kampanyanın enternasyonalist bir anlayışla şekillendiğini belirterek, “Bugün dünya küresel bir krizle karşı karşıya. Üçüncü Dünya Savaşı’nın etkileri doğayı ve toplumları tüketiyor. Önder Apo’nun perspektifi, bu krizleri aşmak için insanlığa yeni bir çıkış yolu sunuyor” dedi.
Dicle, “Önder Apo’nun özgürlüğü artık Kürt halkının en temel talebidir. Onun özgürlüğü, Kürt, Türk ve tüm halkların barışçıl bir arada yaşamının garantisidir” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ
