• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
15 Kasım 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Editörün Seçtikleri

Ortadoğu’da devlet krizi ve kadın: Afganistan

15 Kasım 2025 Cumartesi - 12:48
Kategori: Editörün Seçtikleri, Ortadoğu
Ortadoğu’da devlet krizi ve kadın: Afganistan

Taliban yönetimi altında eğitim, iş, özgürlük ve kamusal yaşamdan silinmeye çalışılan Afganistanlı kadınlar, baskı, şiddet, zorla evlilik ve sürgün karşısında geri çekilmedi. Kadınlar yeni bir direniş biçimi yarattı

Afganistan’da Taliban yönetiminin dördüncü yılı, kadınlar için yalnızca baskı ve yasakların artması değil, aynı zamanda kimliklerinin, haklarının ve yaşamlarının sistematik biçimde hedef alınması anlamına geliyor. Eğitimden çalışma hayatına, kamusal görünürlükten bedenlerine kadar her alanda kadınları yok etmeye yönelen bu politikalar, ülkeyi derin bir insani ve toplumsal krize sürüklerken; Afgan kadınlar ise tüm bu karanlığa rağmen gizli sınıflar, yeraltı ağları, sembolik protestolar ve kolektif dayanışma ile yeni direniş biçimleri yaratmayı sürdürüyor.

‘Şiddet yönetim biçimi haline geldi’

25 Kasım Afganistan’da yalnızca sembolik bir gün değil; küresel takvimde “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” olarak anılsa da Afgan kadınları için bugün bir yıl boyunca yaşadıkları şiddetin aynı zamanda muhasebesi. Çünkü bu bir yılda şiddet bir olay değil, bizzat bir yönetim biçimi haline geldi. Bu süreçte Taliban’ın kadınlara yönelik politikaları giderek daha sistematik, daha yapısal ve daha örgütlü bir hal aldı. Kadınların eğitim, çalışma ve kamusal alandan adım adım silinmesi; meydanlarda kırbaçlama, zorla evlilikler, komşu ülkelerden kadınların da içinde olduğu Afgan göçmenlerin zorla geri gönderilmesi, kadınların kaybolması, bedenlerinin, hareketlerinin, seslerinin ve hatta ev içindeki varlıklarının denetlenmesi ihlaller arasında.

Üniversitelerin kapıları kız öğrencilere kapanırken, yüzlerce kadın işlerinden çıkarıldı; binlercesi ev duvarlarının ardına hapsedildi. Fakat direniş de sönmedi: küçük sokak protestoları, gizli okuma-yazma sınıfları, çevrimiçi dayanışma ağları ve evlerin ardındaki duvarları aşan sayısız hikaye, Afgan kadınlarının sosyal yok oluşu kabul etmediğini gösterdi. Kadınlar, yeni biçimlerde görünürlük yaratmayı başardı.

Gerileme darbeyle başladı

25 Kasım, şiddetin politikadan başlayıp gündelik hayata yayıldığı bir yılı anlatıyor. Son dört yılda Taliban yönetimi altında kadınların yaşam alanı giderek daraldı. Birçok kadın, kendi ve sevdiklerinin hayatını korumak için ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Afgan kadınlarının yaşadıkları darbe döneminden itibaren başladı. Darbeden önce kadınlar yalnızca ataerkil toplumla mücadele ediyorlardı; fakat Rusların desteklediği hükümetlerin iktidara gelmesiyle yaşamları daha da zorlaştı ve tüm insani haklardan mahrum bırakıldılar. Afgan kadınlarının her zaman söylediği gibi: “Afganistan’da kadın olmak büyük bir suçtur.”

Kazanımlar bir gecede silindi

Son yirmi yılda tüm baskılara rağmen kadın hakları aktivistleri önemli kazanımlar elde etti. Anayasa’da kadın ve erkek eşitliği vurgulandı. “Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Yasası” aşırı muhafazakarların itirazlarına rağmen kabul edildi. Kadın haklarıyla ilgili uluslararası sözleşmeler imzalandı; özel mahkemeler kuruldu, Kadın Bakanlığı oluşturuldu, sığınma evleri açıldı ve onlarca sivil toplum kurumu kuruldu. Ancak bu kazanımlar hükümetlerin lütfu değil, toplumun bilinçli erkek ve kadınlarının mücadelesinin sonucuydu. Ne var ki Ağustos 2021’de Taliban iktidara döndüğünde tüm bu yasal kazanımlar bir gecede ortadan kaldırıldı. Talimatlarla kadınların tüm hakları geçersiz kılındı; kadınlara ait kurumlar “Emri bi’l-ma’ruf ve nehyi ani’l-münker” ofislerine dönüştürüldü. Taliban lideri Molla Hibetullah Ahundzade’nin kadınları sınırlamaya yönelik 30’dan fazla emri yayımlandı. Bu emirlerde kadın sesi dahi “avret” sayıldı. Söz konusu bakanlık, kadınlara yönelik baskı ve aşağılamanın uygulayıcı organına dönüştü.

Kız çocukları satılıyor

Son kırk yılda Afgan kadınlarının kimliği “namus”, “şeriat”, “gayret” ve “izzet” gibi kavramlara indirgenerek şiddetin önünü açtı. Taliban’ın son dört yılda kadınları eğitim, çalışma ve sosyal hayattan tamamen men etmesi, kadın kimliğini yok etmeyi amaçladığını gösteriyor. Bugün aileler kızlarını Taliban’a zorla verilmemesi için akrabalarıyla evlendirmek zorunda kalıyor. Bazı aileler hayatta kalmak için kız çocuklarını satıyor. Kadınlar çocuklarının rızkını kazanmak için dilenciliğe ve seyyar satıcılığa yöneliyor; Taliban’ın hoşuna gitmeyen en küçük davranış bile hapse atılmayla sonuçlanabiliyor. Kadın kimliği artık neredeyse tamamen Taliban’ın zorunlu kıyafet kurallarına indirgenmiş durumda. Bu kimliği belirleyenler ise ABD, Pakistan, Rusya, Çin, Hindistan, İran, Türkiye, Katar ve bazı Avrupa devletlerinin desteklediği molla figürleri. Afgan kadınları bu ülkelerin hem Taliban’a alan açtığını hem de kendi ülkelerinde “insan hakları savunuculuğu” pozları verdiğini söylüyor.

Buna rağmen Afgan kadınlar bu dayatılan kimliği kabul etmedi. Gizli kütüphaneler, ev okulları, gayriresmi güzellik salonları, yeraltı sivil faaliyetleri ve sembolik protestolarla direnmeye devam ediyorlar. Taliban’ın suçlarını ifşa ederek, insanlık kimliklerini yeniden tanımlıyorlar.

Taliban’ın kadınlara yönelik suçları

Afganistan’daki yerel basın raporlarına göre son üç yılda 715 kişi halka açık şekilde kırbaçlandı ve bunların 136’sı kadındı. Taliban kadın katliamları ve şüpheli ölümlerle ilgili resmi veri sunmuyor. Fakat yerel raporlar, 2021 sonrası şüpheli ölümlerde ciddi artış olduğunu aktarıyor. Bu ölümler arasında namus adı altında katliamlar, aile içi şiddet ve siyasi amaçlı katliamlar da yer alıyor. Uluslararası örgütler Taliban’ın kadın haklarını açık şekilde ihlal ettiğini defalarca duyurdu. Kabil, Belh, Herat ve Bedahşan’da çok sayıda kadın hedef alınarak katledildi. Birleşmiş Milletler’in raporlarına göre Taliban, “ahlaksızlık” gibi belirsiz suçlamalarla kadınları tutuklayıp işkence ediyor ve kaybediyor.

2 milyon 200 kız çocuğu eğitimden mahrum

2021–2024 arasında binlerce kadın halka açık şekilde kırbaçlandı; suçlamalar genelde “evden kaçmak”, “gayrimeşru ilişki”, “uygunsuz kıyafet” gibi yargısız suçlamalardı. Eğitim alanında Taliban, kızlar için 6’ncı sınıf sonrası okulları ve üniversiteleri tamamen kapattı. UNESCO raporuna göre 2 milyon 200 binden fazla kız çocuğu eğitim hakkından mahrum bırakıldı. Çalışma hakkının kısıtlanmasıyla zorla evlilikler ve çocuk yaşta evlilikler artış gösterdi. UNICEF bazı bölgelerde 18 yaş altı evlilik oranının yüzde 40–50’ye çıktığını açıkladı.

Doğal Afetler: Depremler

Afganistan’ın doğusunda meydana gelen depremde en büyük zararı kadınlar ve çocuklar gördü. 11 bin 600’den fazla hamile kadın acil yardıma ihtiyaç duymasına rağmen sağlık hizmetleri son derece sınırlı kaldı. Geçici kamplarda mahremiyet, hijyen ve güvenlik sorunları kadınları ciddi şekilde tehdit etti.

Depremden önce de yoğun olan cinsiyete dayalı şiddet, deprem sonrası daha da arttı. Bölgelerde kadın sağlık personelinin oranı yalnızca yüzde 10’du. Bu durum kadınların sağlık ve psikolojik desteğe ulaşmasını neredeyse imkansız hale getirdi.

İnsani kriz: Göçmenler

Son aylarda Afgan göçmenlerin özellikle Pakistan ve İran’dan toplu şekilde sınır dışı edilmesi yeni bir krize yol açtı. Uluslararası verilere göre 2022–2024 arasında Pakistan’dan 1,5 milyon, İran’dan yarım milyon Afgan zorla geri gönderildi. Bu kişiler Afganistan’a döndüklerinde ne barınma ne gıda ne de sağlık hizmetine erişebiliyor. Çoğunluğu kadınlardan oluşan aileler Taliban kurallarıyla yeniden yüzleşmek zorunda kaldı. Birçok kadın için bu, eğitimden, işten ve temel haklardan tamamen yoksun bir hayata dönüş anlamına geliyor.

Kadınların direnişi her alanda devam etti.

Kabil: Gizli ev okulları

Üniversiteler ve okullar kapatılınca öğretmenler 12–20 yaş arası kız çocukları ve genç kadınlar için Dâşt-e Berçi, Kule Fetullah ve Karte Seh’de ev sınıfları kurdu. 7–12 kişilik bu sınıflarda matematik, İngilizce, edebiyat ve temel bilimler okutuldu.

Herat: Dikiş atölyeleri ve ev ekonomisi

Kadınlar küçük gruplar halinde dikiş, el işi ve nakış yaparak hem gelir hem de sosyal kimliklerini koruma yolları geliştirdi. Ürünlerin bazıları Türkiye ve İran’a gönderildi.

Mezar-ı Şerif: Okuma halkaları

Kadınlar düzenli okuma toplantıları yaparak hem tartışmalar yürüttü hem de gözaltı ve saldırı hikayelerini insan hakları örgütlerine iletti.

Nangarhar: Sembolik protestolar

Açık protestoların yasak olduğu bölgelerde kadınlar duvarlara kısa cümleler yazdı, özgürlük mesajları bıraktı veya pencerelere beyaz şal astı.

Sürgündeki kadınlar: Bilgi köprüleri

İran, Pakistan, Avrupa ve Kanada’daki kadın gazeteciler, aktivistler içeriden bilgi alıp güvenli şekilde dünyaya duyurarak bir “direniş ağı” oluşturdu.

Direnişin zaferi

Taliban yönetiminin dört yılı, kadınlara yönelik sistematik baskının sembolüne dönüştü. Afganistan’da kadınlar yalnızca eşit haklardan mahrum bırakılmıyor; insanlık kategorisinin dışına itilmeye çalışılıyor. Siyasal İslam’a dayalı yönetim ve derinleşen toplumsal çöküş ülkeyi krizden krize sürüklüyor. Çözüm ancak kadınların öncülüğüyle mümkün olabilir.

Taliban’ın buna yönelik hiçbir iradesi yok; uluslararası kurumlar da çifte standartlarla dolu politikalar yürütüyor. Afganistan’daki insani felaketin başlıca sorumluları, bölgeyi cehalet ve şiddetin bataklığına iten güçlerdir. Ancak tüm bunlara rağmen Afgan kadınları susmadı. Yasaklara rağmen yaşam ve varoluş mücadelesini sürdürüyorlar. Direnişin yeni biçimlerini yaratıyor ve seslerini dünyaya duyuruyorlar. Onlar gösterdi ki, sistematik şiddet ne kadar sert olursa olsun insan iradesi ve direniş susturulamaz.

Kaynak: NûJINHA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

CHP’li Alp: Devlet, Abdullah Öcalan ile görüşüyorsa Komisyon da görüşebilir

Sonraki Haber

Zehirlenen ailenin kaldığı otelde 2 kişi daha hastaneye kaldırıldı

Sonraki Haber
Zehirlenen ailenin kaldığı otelde 2 kişi daha hastaneye kaldırıldı

Zehirlenen ailenin kaldığı otelde 2 kişi daha hastaneye kaldırıldı

SON HABERLER

İzmir’de bağımlılıkla mücadele platformu kuruldu

İzmir’de bağımlılıkla mücadele platformu kuruldu

Yazar: Yeni Yaşam
15 Kasım 2025

Şengal’in özgürleşmesinin 10’uncu yılı kutlandı

Şengal’in özgürleşmesinin 10’uncu yılı kutlandı

Yazar: Bedri Adanır
15 Kasım 2025

EHP: Asgari ücrette 65 binin altı sefalettir

EHP: Asgari ücrette 65 binin altı sefalettir

Yazar: Heval Elçi
15 Kasım 2025

OECD raporu: Türkiye sağlıkta ortalamanın çok altında

OECD raporu: Türkiye sağlıkta ortalamanın çok altında

Yazar: Bedri Adanır
15 Kasım 2025

Muhlise Karagüzel ve Abdulvahap Kavak için tahliye çağrısı

Muhlise Karagüzel ve Abdulvahap Kavak için tahliye çağrısı

Yazar: Heval Elçi
15 Kasım 2025

Tutsaklara 25 Kasım için kartlar gönderildi

Tutsaklara 25 Kasım için kartlar gönderildi

Yazar: Aziz Oruç
15 Kasım 2025

Amed’de petrol ve gaz istilası genişliyor

Amed’de petrol ve gaz istilası genişliyor

Yazar: Heval Elçi
15 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır