• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
17 Kasım 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Doğan Kılıçkaya

Küresel ısınma mı, küresel talan mı?

17 Kasım 2025 Pazartesi - 00:00
Kategori: Doğan Kılıçkaya, Manşet, Yazarlar
Küresel ısınma mı, küresel talan mı?

BM’nin bu anti demokratik yapısı değişmeden, sermayenin aç gözlü kâr hırsı halklar ve ekolojistler tarafından dizginlenmeden COP toplantılarından sonuç beklemek beyhude bir çaba olur. Ama S.O.S halinde olan doğanın da tahammül sınırlarını fazla zorlamadan geleceği kendi ellerimizle inşa etmek gibi bir sorunumuzun olduğu gün gibi aşikâr bir durumdur

BM toplantıları bile en fazla iki gün içinde gerçekleşirken, yine BM’ye bağlı COP-30 (30. Taraflar Toplantısı) onbir gün olarak planlanmış. Yani COP-30 toplantıları 10 Kasım’dan 21 Kasım’a sürecekmiş. Belli ki bu toplantıdan insanlık adına, doğayı koruma adına hiçbir şey çıkmayacak. Çünkü bundan önceki yirmi dokuz toplantı, iklim krizi lehine hiçbir karar çıkaramamıştı. Toplantıyı oluşturanların karakteri gereği doğa lehine zaten herhangi bir pozitif karar çıkamazdı. Çünkü BM, ulus devletlerin temsilini yapmakta, demokratik ulusal oluşumlara karşı kapılarını kapalı tutmaktadır. Bu da onun daha baştan demokratik olmayan bir oluşum olduğunu dolayısıyla demokrasiye karşı herhangi bir duyarlılığının olmayacağı anlamına geliyor.

Yine COP-30 için seçilen adres bile aslında toplantının gizli karakterini ele vermektedir. Dünyamızın en doğal haliyle varlığını sürdüren, dünyaya bol miktarda oksijen üfleyen bir coğrafya olan Amazon ormanlarının kapısında toplantı yapmak demek, Amazon ormanlarının da hızla yok edileceği anlamına gelmektedir. Çünkü daha önceki toplantılarda olduğu gibi Bakü’de gerçekleştirilen COP29’da Azerbaycan temsilcisi Elnur Soltanov’un “yatırım fırsatları bakımından geliştirilmesi gereken çok sayıda gaz sahamız var” diyerek fosil yakıtı teşvik eden konuşma kaydı hala belleklerden silinmiş değil. Zaten bu nedenle COP toplantıları çoktan “BM iklim müzakereleri, iklim eyleminin amiral gemisi değil, bir petrol ve gaz endüstrisi ticaret fuarı haline geldi. Bütün bir endüstri sürecini başarıyla koordine etti ve bizi iklim felaketine giden bir ölüm sarmalına sürüklüyor” diye tanımlandı.

Toplantıların karakter ve içeriği böyle olunca Belén’de yapılan toplantının dünyanın başına daha büyük belalar örmekten başka bir sonucu olamayacaktır. Özellikle Amerikan küresel sermayesinin gözü dönmüşlüğü dikkate alınınca dünya en sağlam ciğerindende olacaktır. Trump’ın “Paris İklim Anlaşması”ndan çekilmesi de gerçekleşecek olan doğa katliamının habercisiydi. Brezilya’nın Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva’da COP-30’u fırsata çevirerek ülkesinde petrol aranmasına yatırım yapacaklardan biridir. Oysa Amazon ormanları Hindistan’ın iki katından daha büyük ve gezegendeki en zengin biyolojik çeşitliliğe sahip bir coğrafya olarak korunma altına alınması gerekirken yağma ve talanla hem kendisi yok olacak hem de gezegenimize sunduğu değerler de insan eliyle soykırımdan geçecektir.

Zaten uzun zamandır altın maden şirketlerinin mekanına dönüşen Amazon ormanları artık zehir kusan bir yer olacak. Dünyanın biyolojik varlıklar bakımından en zengin ormanı başta siyanürlü altın madenciliğinin hışmına uğrarken, giderek NTE’nin eleğinden geçirilerek yok olacaktır. Kapitalist sermaye babalarıda sermayelerine iç pazardan katamadıklarını buralardan devşireceklerdir. Zaten iki bloklu dünyada karşı Çin’in denge arayışları dünyayı yepyeni bir nükleer dehşete doğru taşırken kastik sistemden ekoloji krizinin çözümünü de bekleyemeyiz.

Kastik sistem ve onun ulus devlet biçimi, küresel sermaye karşısında sürekli küçüldükçe yaşam alanlarımıza ve doğaya saldırısına da hız vermektedir. Bunun en bariz örneğini yirmi üç yıllık AKP iktidarı döneminde gördük. AKP’nin devraldığı yetmiş yıllık cumhuriyet döneminde verilen maden arama ruhsatının neredeyse on katını bir yılda vermektedir. Dünyanın cenneti Amazon ormanları gibi Türkiye’nin de nefes borusu olan Kaz Dağlarını küresel sermayeye peşkeş çekerek yok etti. Özellikle son on yılda yürüttüğü savaşı ve savaş gideri kadar da yandaş rantçıları besleyebilmek için ülkenin her yerini sondajlayarak delik deşik etti. Başka türlü de kendisini yaşatmasının imkânı yoktu. Çünkü küresel sermaye karşısında ulus devletler çoktan anlamlarını yitirmişlerdi. Dolayısıyla tek sermaye artırımı yöntemi olarak daha düne kadar “koruyuculuğunu” yaptığını iddia ettiği ülkeyi ve halkın yaşam alanlarını küresel sermayenin ihtiyaçlarına açmaktan başka hiçbir seçeneği yoktu.

Onun için başta BM’nin bu anti demokratik yapısı değişmeden, sermayenin aç gözlü kâr hırsı halklar ve ekolojistler tarafından dizginlenmeden COP toplantılarından sonuç beklemek beyhude bir çaba olur. Ama S.O.S halinde olan doğanın da tahammül sınırlarını fazla zorlamadan görev ve sorumluluk üstlenmek, geleceği kendi ellerimizle inşa etmek gibi bir sorunumuzun olduğuda gün gibi aşikâr bir durumdur.

İşte tüm bunlar acil görevler olarak karşımıza çıkarken, doğanın ve insanlığın geleceğini bunlara emanet edemeyiz. Özellikle Réber Apo’nun da söylediği gibi “Beş hegemon gücün sultasından kurtulma”yı tartışmaya açmak kaçınılmaz bir durumdur. Böylece “devlet olmayan ulusları da dâhil ederek BM, daha demokratik bir yapıya kavuşturulabilir. Aslında BM’de ‘gözlemci üye’ diye bir konum var, ama yeterli değil. Devlet olmayan ulusların, BM’ye gözlemci değil, asli üye olarak katılması gerekir. Dolayısıyla ‘Dünya Demokratik Uluslar Birliği’ demek, keşmekeşliğin ortadan kaldırılmasına katkıda bulunabilir. Bir ilke olarak demokratik olmayan, diktatöryal rejimlere de sınırlama getirilebilir. Bunu yapabilirler mi? Çok hayali bir şeye benziyor. Ama anlamlı bir milletler birliği, başka türlü kurulamaz. Ulus-devletler ortadan kalkmayacağına göre, onun demokratik bir dönüşüm yaşaması hayati önemdedir. İşte Demokratik Ulus paradigması, ulus-devletlerin bu demokratik dönüşümüne fırsat sunacaktır. Demokratik Uluslar Birliği de bunun genel ifadesi olacaktır. Reber Apo’nun ‘BM reformu böyle olur’ dediği gibi dünyayı değiştirmek için değişimi kendimizden başlatmak gerekiyor.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Tuncer Bakırhan, Barış Akademisyenleri ile bir araya geldi

Sonraki Haber

Arap Solu Projesi nerede? (1)

Sonraki Haber
Arap Solu Projesi nerede? (1)

Arap Solu Projesi nerede? (1)

SON HABERLER

Hüseyin Çelik: Bizim ihtiyacımız hukuk devletidir

Hüseyin Çelik: Bizim ihtiyacımız hukuk devletidir

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
17 Kasım 2025

10 Kasım: Ata, oğul ve kutsal ruh

10 Kasım: Ata, oğul ve kutsal ruh

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
17 Kasım 2025

Arap Solu Projesi nerede? (1)

Arap Solu Projesi nerede? (1)

Yazar: Bedri Adanır
17 Kasım 2025

Küresel ısınma mı, küresel talan mı?

Küresel ısınma mı, küresel talan mı?

Yazar: Bedri Adanır
17 Kasım 2025

Tuncer Bakırhan, Barış Akademisyenleri ile bir araya geldi

Tuncer Bakırhan, Barış Akademisyenleri ile bir araya geldi

Yazar: Yeni Yaşam
16 Kasım 2025

BMGK, Gazze’ye çokuluslu güç konuşlandırılmasını yarın oylayacak

BMGK, Gazze’ye çokuluslu güç konuşlandırılmasını yarın oylayacak

Yazar: Yeni Yaşam
16 Kasım 2025

Gazeteci Alican Uludağ’ın Şule Çet’in faili Berk Akand paylaşımına soruşturma

Gazeteci Alican Uludağ’ın Şule Çet’in faili Berk Akand paylaşımına soruşturma

Yazar: Yeni Yaşam
16 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır