Abdullah Öcalan’ın Türkiye’nin demokratikleşmesi için tarihi bir fırsat yarattığına dikkati çeken Fransa Sosyalist Parti Uluslararası İlişkiler Genel Sekreteri Dylan Boutiflat, ‘PKK’nin attığı adımlar karşılık bulmalı. Öcalan ve siyasi tutsaklar özgür olmalı. Türk devleti, Suriye’deki işgal bölgelerinden geri çekilmeli’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın öncülüğünde yürütülen Barış ve Demokratik Toplum Sürecine uluslararası alandan destekler gelmeye devam ediyor. Farklı toplumsal kesimlerden, kendi alanlarında uzman isimler yaptıkları açıklamalarda sürecin Kürt sorununun demokratik çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından tarihi bir fırsat sunduğunu vurguluyor; Kürt Özgürlük Hareketi’nin attığı adımlar karşısında Türkiye’nin sorumluluk alması gerektiğine dikkat çekiyorlar.
Fransa Sosyalist Parti Uluslararası İlişkiler Genel Sekreteri Dylan Boutiflat, Kürt sorununun demokratik çözümüne yönelik devam eden süreci ANF’ye değerlendirdi.
‘Türkiye Öcalan’ın sunduğu fırsatı değerlendirmeli’
Hem parti hem de Fransa solu olarak Abdullah Öcalan’ın Kürt sorunun demokratik çözümüne dönük başlattığı süreçten kaynaklı mutlu olduklarını ifade eden Dylan Boutiflat, “2024 yılında Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını talep eden bir girişimde bulunduğumuzda, Türkiye’den talep ettiğimiz Öcalan’ın özgürlüğünün Kürtlerle bir diyalog için ilk aşama olacağını düşünüyorduk.
Kürt lider Abdullah Öcalan, bir kez daha PKK’nin askeri gücünün silahsızlandırılması için hem siyasi bir yol haritası hem de bir diyalog yöntemi önermeyi, özgürlüğüne kavuşmayı beklemeden yapacak kadar büyük bir siyasi zekâya sahip olduğunu gösterdi.
Öcalan’ın bu yaklaşımı, bir süre önce bir grup parlamenterle Rojava’ya yaptığımız ziyarette edindiğimiz gözlemlerle tamamen örtüşüyor. Herkesi aynı masada bir araya getirme, toplumun tüm bileşenleriyle ortaklaşma gibi. Bugün Rojava’da bir şekilde mümkün olan bu durum, Türkiye’de de mümkündür. Bu nedenle Abdullah Öcalan’ın ve tüm Kürt siyasi güçlerinin sunduğu bu tarihi fırsatı, Türkiye’nin geleceği üzerine diyalog kurma imkanını değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.
Bu, özellikle siyasi yelpazenin diğer tarafında, Erdoğan çevresindeki muhatapların daha fazla baskı uygulamak ve muhalefeti tehdit etmek istiyor gibi göründükleri bir dönemde, çok olumlu bir işarettir.
Biz, Türk toplumunun içinde ve genel olarak Kürtlerin çok yoğun yaşadığı tüm bölgelerde yaşanan bu diyalog sürecinin, diyalog iradesini ortaya koymanın ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini düşünüyoruz. Öcalan gerçekten çok belirleyici bir adım atmıştır” dedi.
‘Öcalan bölge için alternatif yarattı’
Ortadoğu başta olmak üzere dünyada yaşanan çatışmalar ve artan bir silahlanma döneminde Abdullah Öcalan’ın barıştan ve diyalogdan yanı tavır koymasının çok anlamlı ve değerli olduğunun altını çizen Dylan Boutiflat devamla şunları ekledi:
“Öcalan’ın barış ve diyalog mesajı, onlarca yıllık katliamların, şiddetin, ölümlerin yerine başka bir sayfa açmak adına gerçekten takdire şayan. Ve aslında, Öcalan dünyada yaşanan bu gerginlik anını, yalnızca Türkiye’de etkisini gösteren değil, aynı zamanda Ortadoğu’da, İsrail ile Filistin arasında ve Lübnan’a kadar uzanan gelişmelerde de karşılığını bulabilecek bir diyaloğu başlatmak için önemli. Bence şu anda ortaya çıkan pek çok unsur var; bunlar Öcalan tarafından ekilen, diyalog ve silahsızlanma çağrısıyla atılmış tohumların meyveleridir.”
‘Öcalan derhal serbest bırakılmalı’
PKK’nin attığı adımlarla barış ve diyalogdan yana samimi ve kararlı olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Dylan Boutiflat, “Abdullah Öcalan’ın bugün yaptığı şey gerçekten bir cesaret eylemidir. Kendisinin ve PKK’nin attığı bu adımlar aynı zamanda Türk yetkili kurumlarında ve tarafında da bir karşılık bulmalıdır. Ama Erdoğan’ın bu süreçten korktuğunu düşünüyorum. Muhaliflere dönük saldırılar bunun örneğidir. Erdoğan gücünü artık kaybediyor. Öcalan ve Kürtlerin barışçıl ve demokratik çözümler için sunduğu siyasi tartışma zemininde de gücünü ve kontrolünü kaybediyor. Sürecin bir diğer önemli noktası ise sadece belli kesimler arasında devam etmemesidir. Örneğin, MHP liderlerinin de bu süreçte olması önemli. Bu durum, Türk toplumunun dönüşümü açısından bizlere bir şeyler söylüyor.
Kürt sorunun çözümü ve buna dönük tartışmalar Türkiye’yi demokratikleştirecek bir tartışmadır. Öcalan’ın attığı adım ve Kürtlerin, kendilerine tarih boyunca çoğu zaman düşmanlık göstermiş ve hâlâ baskı uygulamaya devam eden tarafla diyalog kurma iradesi, Türk toplumuna bir gelecek perspektifi ve birlikte yaşama umudu sunmaya katkıda bulunduğunu gösteriyor” diye ekledi.
PKK’nin attığı adımlar karşısında Türkiye’ye düşen tarihsel bir değişimi kabul etmek olduğunu kaydeden Dylan Boutiflat, “Toplumların istediği demokratik bir Türkiye inşa edilmeli. Azınlık haklarını tanıyan, kadın ve erken arasındaki eşitliği güvence altına alan, sadece bir kesimin egemen olmadığı, herkesin eşit olduğu bir sistem inşa edilmeli. Bu sürecin başarısı için gereken bütün adımlar bir an önce atılmalı. Daha önce de yaptığım gibi, Öcalan’ın artık serbest bırakılması çağrısında bulunuyorum. Öcalan ile birlikte bütün siyasi tutsaklarında serbest bırakılması gerekir” dedi.
‘İşgale son verilmeli’
Süreç kapsamında Türkiye’nin Suriye’deki işgal bölgelerinden de çekilmesi gerektiğinin altını çizen Dylan Boutiflat, “Açık olmak gerekirse, bu süreçte Türk Ordusu’nun da bazı adımlar atması gerekir. Örneğin, Suriye’de işgal ettikleri bölgelerden geri çekilmeleri gerekir. Başta işgal bölgeleri olmak üzere Suriye’deki bütün askeri güçlerini geri çekmeliler. Sadece Suriye’de değil, Güney Kürdistan bölgesindeki bütün güçlerini de çekmeliler.
Rojava’daki yönetimle temas halindeyim, işgal bölgelerinden, örneğin Efrîn gibi bölgelerden çıkmak zorunda kalan insanların hala çadırlarda zor koşullarda yaşamaya devam ettiğini belirtiyorlar. Eğer bir diyalogdan bahsediliyorsa, artık bu insanlarda kendi bölgelerine özgürce yaşamalıdır. Yine bu bölgelerde yaşanan insanlık suçları açığa çıkarılmalı ve sorumlular yargılanmalı” dedi.
‘Kürtler sistemin inşasında yer almalı’
Suriye’deki gelişmeleri de değerlendiren Dylan Boutiflat, Fransa başta olmak üzere Avrupa’nın, Kürtlerin merkezinde olduğu demokratik bir Suriye sisteminin inşası için mücadele etmesi gerektiğini vurguladı. “Geçici Hükümet Başkanı, El Şara etrafında yürütülen diyalog, Kürtleri, Süryanileri, Dürzileri, Arapları, Alevileri yani bütün kesimleri kapsamalı. Kürtlerin kendi özerk güçleriyle yeni Suriye ordusu içerisinde olacağının kabul edilmesi güçlü bir adımdır.
El-Şara, Kürtlerle ve Suriye’nin tüm topluluklarıyla birlikte hareket etmesi gerektiğini anlamalıdır. Artık Türk hükümetine bağlı kalamaz. Toplumun tüm bileşenlerini bir araya getirebilme isteğini açıkça belirtmelidir. Bu aynı zamanda İsrail’in, özellikle Golan platosuna kadar uzanan etkilerine bağımlı olmamak ve tüm nüfusu koruma kapasitesine sahip olmak anlamına gelir.
‘Desteğe devam etmeliyiz’
Avrupalı demokratik kesimlerin Kürtlerin özgürlük mücadelesine destek vermeye devam etmesinin önemini işaret eden Fransa Sosyalist Parti Uluslararası İlişkiler Genel Sekreteri Dylan Bourtiflat, “Biz Avrupalılar, öncelikle Rojava’nın statü kazanmasında ve tüm kamu politikalarının geliştirilmesinde her türlü desteği vermeye devam etmeliyiz. Fransa ve Avrupa, özellikle bir yargı sistemi oluşturulmasına yardımcı olabilir. Yine Rojava’nın bütün ihtiyaçlarına cevap olabilmeliyiz. İkinci husus ise, demokratik bir Suriye ve demokratik bir Türkiye’nin yaratılmasına destek olmalıyız. Öcalan’ın başlattığı süreç bu duruma pozitif bir ivme kazandırmıştır. Bu anlamda bu süreç, her şekilde desteklenmeli” diye çağrıda bulundu.
Haber: Serkan Demirel / ANF









