DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, MYK sonrasında açıklamalarda bulundu. Doğan ‘İmralı’ya gidecek komisyonda Gülistan Kılıç Koçyiğit yer alacak’ dedi. CHP’ye de seslenen Doğan, ‘Biz ana muhalefet partisine yakışanın barış mücadelesinin ön saflarında yer almak olduğunu düşünüyoruz. En önde görmek istediğimiz siyasi parti ana muhalefet partisi’ dedi
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK) gündeme gelen konular ve gündemdeki tartışmalara ilişkin partinin genel merkezinde açıklamalarda bulundu. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, devam MYK toplantısına dair yaptığı açıklamada, “İmralı’ya gidecek komisyonda Gülistan Kılıç Koçyiğit yer alacak” dedi.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “İmralı’ya gidecek komisyonda Gülistan Kılıç Koçyiğit yer alacak” dedi.
MYK’de tartışılan konulara ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı ziyaret etme başlığıyla yapacağı toplantıya işarete den Ayşegül Doğan, komisyonun ziyaret kararı alması halinde “Yeni bir başlangıç” olacağını ifade etti. Ayşegül Doğan, “Resmen yeni bir aşamaya geçmiş olacağız” dedi.
‘Hepimiz tarihi bir sınavı ile karşı karşıyayız’
Herkesin komisyonun tavrını merak ettiğini belirten Ayşegül Doğan, “Nasıl bir tutum sergilenecek? Nasıl bir tavır alınacak? Bu süreçte nasıl bir sorumluluk üstlenilecek? Herkes bunu merak ediyor. Hepimiz tarihin sınavı ile karşı karşıyayız. Tüm siyasi partiler, tüm Türkiye tarihi bir sınav ile karşı karşıya. Komisyon İmralı’ya gitsin mi sorusuna yanıt aranıyor haftalardır. Yanıtı belli; Bir eşik yaratıldı. Bu atlanmaya çalışılıyor şimdi. Bu bir soru ya da sorun olmamalı. Çünkü söz konusu olan barış ve bu barışın mimarı da Öcalan’dır. Barışın yolu bunu hatırlatmaktan geçer. Onlarca yıldır sürdürdüğü çabayı anımsamaktan ve bunu anlamlandırmadan geçer. Bununla yüzleşmekten geçer” dedi.
Siyasetçilerin vicdanını ve kalbini dinlemesi gerektiğini belirten Ayşegül Doğan, “Bu topraklar, yalanlara inanmayacak kadar hakikat gördü. Hiç kimse artık başka gerekçelere sığınmamalı. Herkes aklını, kalbini ve vicdanını ortaya koyarak konuşmalı ve buna göre bir karar almalıdır. Bu savaşın sürmesinden mi yanasınız, yoksa müzakereyle sorunların çözümünden mi yanasınız” diye sordu.
‘Çok önemli bir andayız’
Siyasilerin tarihi bir görevle karşı karşıya olduğunu belirten Ayşegül Doğan, devamla şunları söyledi:
“En başından beri çıkarlar değil fikirler konuşmalı dedik. Oy kaygıları, anketler, siyasi hesaplar ya da siyasi ikbal planları yapılmamalı dedik. Çünkü İkbal dediğimiz şey Türkiye’nin demokratikleşmesinde. Türkiye’nin güvenli geleceği eşit kardeşlikte. Türkiye’nin birliği ve beraberliği onurlu ve kalıcı bir barışta yatıyor. Bunu hep birlikte yaratabiliriz. Çok önemli bir andayız. Çok tarihi bir fırsatla karşı karşıyayız ve bu eşiği atlamalıyız.
‘Hiçbir parti bu süreçten kendini muaf tutmamalı’
Hiçbir parti bu süreçten kendini muaf tutamaz ve tutmamalı. Kürt sorunu ve onun çözümü siyasi partilerin ve onların programlarının ya da çıkarlarının çok daha ötesinde bunu hep söyledik. Çok daha üstünde bir mesele. Çünkü Türkiye’nin demokrasi sorunu. Hepimizi ilgilendiren bir sorun. O yüzden doğru ve gerekli olan Sayın Öcalan’la görüşmek ve buna dair hiçbir kaygıya, endişeye ya da komplekse kapılmamaktır. Biz tüm siyasi partilerin bu demokratik olgunluğu gösterebilmelerini bekliyoruz.
Nasıl ki komisyon böyle bir temsiliyetle oluştuysa bu komisyonun yarın yapacağı tartışma böyle bir güçlü temsiliyetle ve olumlu bir şekilde nihayetlenmeli. Türkiye’nin yararı burada yatıyor. Bunu görmek gerekir. Gerekliliği yerine getirmekten kaçınmamak gerekir. Peki Sayın Öcalan ile görüşmek ne anlama geliyor; çünkü Öcalan bir savaşı bitiriyor. Silahların tümden devre dışı kaldığı, söze alanın açıldığı, demokratik siyaset alanının genişlediği bir gelecek inşasından bahsediyor.
Nasıl yol alacağız?
Öcalan diyor ki, tüm Türkiye’de savaş gerekçesiyle gasp edilmiş hayatlar artık özgürleştirilmeli, herkes eşit olmalıdır. Yani Öcalan, savaşla parçalanmış hayatlarımızı, halkların savaşla parçalanmış hayatlarını, onaralım diyor. Yeniden birlikte yaşar hâle gelelim. Bunların tamamını yeniden tanımlayalım; konuşalım, diyalog kuralım, temasta olalım. Eşit kardeşlik hukukumuzu güçlendirelim. Bu sese kulak vermeden nasıl yol alacağız? Bu hakikati görmeden süreç nasıl ivme kazanacak? İşte gerekliliğin nedenleri bunlar. Zamanı artık barışa ayarlamalıyız.
CHP’ye çağrı: Ana muhalefet partisine yakışan ön saflarda yer almak
Şu dakikalarda ana muhalefet partisi de toplantı halinde. Buradan açıkça DEM Parti olarak kendilerine seslenmek istiyoruz; Biz ana muhalefet partisine yakışanın barış mücadelesinin ön saflarında yer almak olduğunu düşünüyoruz. En önde görmek istediğimiz siyasi parti ana muhalefet partisi. Çünkü kendilerine yakışan da yaraşan da tam olarak bunun en ön safında yer almaktır. Aksi takdirde Öcalan’ın siyasal muhataplığını inkar etmek üzerinden kurulan, kurulmaya çalışılan her cümle; siyasetsizlik olarak algılanır, çözümsüzlük olarak algılanır, barış korkusu olarak algılanır. Biz böyle bir tuzağa düşmeyecek iradeyi tüm siyasi partilerin göstereceğine, göstermeleri gerektiğine inanıyoruz.
Yarın nihayet komisyon bu gündemle toplanıyor. Bu gündemle toplanacağını da kamuoyuyla paylaştı. Şimdi orada bulunan üyelerin karar verme zamanı. Üyelerin vereceği karar, Türkiye’nin geleceğini ilgilendiriyor. Önümüzdeki yüzyılı ilgilendiriyor. Bu kadar kritik, bu kadar tarihi, bu kadar önemli bir kararla karşı karşıya komisyon üyeleri. Yine çok söyleniyor; ‘Elimizi taşının altına koyduk’ deniyor sıkça. Hatta bazen ‘gövdemizi de taşın altına koyduk’ diyenler oluyor biliyorsunuz. Biz DEM Parti olarak yalnızca elimizi değil bedenimizi, kendinizi onlarca yıldır taşın altına koymuş vaziyetteyiz.
Gülistan Kılıç Koçyiğit heyette olacak
Komisyon tabii ki yarın takdir edecek. Toplanacaklar ve bu konuyu konuşacaklar. Ama biz DEM Parti olarak, komisyonun oluşturacağı heyette İmralı Adası’na gidecek komisyon üyemizi de MYK toplantımızda belirledik. Gülistan Kılıç Koçyiğit, bizi temsilen o heyette yer alacak. Bu tartışmada hem komisyon koordinasyonumuz hem Merkez Yürütme Kurulumuz devreye girdi ve süreç nihayetlendi. Eğer birden fazla kişiyle temsil edilecek olursak, bir isim daha belirleyeceğiz ya da gerektiği kadar isim belirleyeceğiz. En geniş katılımla ve en geniş temsiliyetle kurulacak bir heyetin İmralı Adası’nda Sayın Öcalan ile görüşmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz.
Mazlum Ebdi ile yüz yüze görüşün
Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye ile bugün Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile kurduğu ilişkilerin bir benzerini, hatta daha ilerisini kurmayı hedeflese; dostluk kursa, temas halinde olsa; tıpkı Kürdistan Bölge Başkanı Türkiye’de ağırlandığı gibi, tıpkı Sayın Neçirvan Barzani ve Sayın Mesut Barzani’nin Türkiye’de ağırlandığı gibi, Sayın Mazlum Ebdî de Türkiye’de ağırlansa; var olan sorunlar yüz yüze konuşulsa, diyalog ve temasla aşılmaya çalışılsa, güzel olmaz mı? Kime, nasıl bir zararı olabilir bunun? Olsa olsa halklar yararına, çok önemli bir adım atılmış olur. Barış için. Üstelik bölgesel bir barışı hedeflemek için de bir adım atılmış olur. Beklentimiz, Türkiye’nin böyle adımlar atmasıdır.”
Kaynak: MA








