• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
21 Kasım 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Editörün Seçtikleri

John Bolton: Bağımsız Kürt yapısı olmalı

21 Kasım 2025 Cuma - 12:36
Kategori: Editörün Seçtikleri, Güncel, Söyleşi
John Bolton: Bağımsız Kürt yapısı olmalı

ABD’nin eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürece dair yaklaşımında şüpheci olduğunu belirterek, Kürtlerin bağımsız bir yapısı olması gerektiğini belirtti

Erem Kansoy

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Ulusal Güvenlik eski Danışmanı John Bolton, Türkiye’nin saldırganlığı, Suriye’deki çatışma, Ahmed Şara’nın Beyaz Saray ziyareti, ABD’nin Ortadoğu politikaları, Ortadoğu’daki son gelişmeler, Kürt meselesi ve Türkiye’de olası çözüm yollarına dair Medya Haber’e konuştu.

  • Türkiye’nin Ortadoğu’da etkili bir güç olmak istediğini görüyoruz. Hamas’la olan ilişkileri, Şam yönetimi de dahil olmak üzere cihatçı örgütlerle işbirliği çok iyi biliniyor. Aynı durum Kıbrıs için de geçerli; adanın yarısını işgal ediyor. Türkiye’nin planları ve kurduğu ilişkiler İsrail’i de endişelendiriyor. Türkiye’nin politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bence Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde Türkler, bölgede etkilerini genişletmeye yönelik bir politika izliyorlar. Bazıları tarafından bu, Osmanlı İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmaya yönelik neo-Osmanlıcı bir politika olarak tanımlandı. Ve bu politika, radikal İslamcı gruplara verilen destek ile güçlü şekilde bağlantılı.
Bunda hiçbir şüphe yok. En yakın örnek, eski adıyla El-Nusra Cephesi’ne, Esad rejiminin devrilmesi sürecinde verilen destektir. Ayrıca Türkiye içinde ve başka yerlerde Kürt halkına karşı yürüttükleri faaliyetler ile Hamas’a verdikleri destek de bunun bir parçası.
Dolayısıyla Ankara’dan gördüğümüz bu aktivizmden oldukça endişeliyim; özellikle de İsrail ve ABD’nin İran’a yönelik saldırılarının ardından Erdoğan bunu bir fırsat olarak görebilir. Daha önce Esad’ı devirmede gördüğü fırsatı değerlendirdi; şimdi başka fırsatlar da görebilir. Bu nedenle bu sürecin oldukça tehlikeli bir döneme işaret ettiğini düşünüyorum.

  • Türkiye’nin Suriye politikası Kürtlere düşmanlık ve cihatçı örgütlere destek üzerine kurulmuş durumda. Diğer yandan Kürtler kendi bölgelerinde demokratik bir model kurarak örgütleniyorlar. Türkiye demokratik bir Suriye mi istiyor, yoksa Suriyeli Kürtlerin kontrol mekanizmasında olmadığı bir Suriye mi? Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bence en nihayetinde Erdoğan’ın istediği şey Suriye’de hakimiyettir. Bunu Şara gibi vekil güçler üzerinden yapabilir; başka yollarla da yapabilir, doğrudan Türk askeri müdahalesi de buna dahildir -ki biz bunu geçmişte engellemeye çalışmıştık.
Kendi iç siyasi gerekçeleri nedeniyle Erdoğan, Türkiye’de Kürtlere karşı politikalar yürütmediği izlenimini vermeye çalıştı. Ancak DSG’nin, General Mazlum ve diğerlerinin -ki bunlar ABD ile DEAŞ’a karşı birlikte çalıştı- gerçek bir özerklik elde etmesine izin vermenin Türkiye’nin çıkarına olmadığını düşünüyorum.
Bu, Suriye’deki Kürtler açısından çok tehlikeli bir dönem; hem Türkiye sınırından gelen doğrudan baskı nedeniyle hem de el-Şara’nın –her ne kadar kamuoyu önünde, Washington’a yaptığı son ziyarette de dahil olmak üzere, olumlu mesajlar verse de– gerçekten samimi olup olmadığını bilemiyoruz. Kesin bir sonuca varmak için yeterli bilgiye sahip değiliz.

  • Az önce vurguladığınız General Mazlum Abdi ve DSG konusuna geleceğiz. Fakat öncesinde kısaca şunu sormak isterim: ABD–Suriye ilişkilerinin yeni bir aşamaya geçtiği görülüyor. El-Şara Beyaz Saray’da ağırlandı ve Trump ile görüştü. Ancak aynı anda, eski bir istihbaratçı olan Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da oradaydı. Bundan ne anlamalıyız? Suriye ve ABD liderleri görüşürken Türk Dışişleri Bakanı’nın bu sürece dahil edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Detayları bilmiyoruz fakat yakın tarihe bakarsak, el-Şara ve destekçilerinin, Şam’da yönetimi ele geçirmesinin önemli ölçüde Türk desteği olmadan mümkün olmayacağını düşünüyorum. Esad rejimine karşı gerçekleştirilen saldırıyı harekete geçiren asıl unsur, aldıkları yardımdı. Ve elbette Türkiye bunu bir Suriye’ye nüfuz aracı olarak kullanıyor.
Bir anlamda, Suriye’de Esad sonrası dönemde en fazla etkiye kimin sahip olacağı konusunda Türkiye ile Arap Yarımadası’ndaki bazı devletler arasında bir rekabet var. Her iki taraf da Donald Trump’ın dikkatini çekmeye çalışıyor. Ancak Trump’ın gerçekten nelerin tehlikede olduğunu tam olarak anlayıp anlamadığından emin değiliz.

  • Az önce belirttiğim gibi, ABD’nin nasıl bir Ortadoğu istediğini merak ediyoruz. DSG ve Mazlum Abdi ile ilişkileri nedir, Kürtler için nasıl bir rol öngörüyorlar? ABD, DSG ile ilişkilerini nasıl görüyor?

Trump yönetimi içinde bu soruya net bir cevap olduğunu düşünmüyorum. ABD ordusu, General Mazlum’u ve DSG’nin DAİŞ’e karşı yürüttüğü çalışmaları çok yüksek bir değerle değerlendirmektedir. Washington’daki pek çok kişi, DAİŞ’in yeniden güç kazanmasından endişe duyuyor – belki eskisi gibi toprak kontrolü sağlayamayabilirler ama yine de bu gruplar bir terör gücü olarak geri dönebilirler. Kürtlerin Irak’ta, Suriye’de ve Türkiye’de DAİŞ’in yenilgiye uğratılmasında oynadıkları rolü bilenler, onların korunmasını istiyor.
Fakat Trump’ın ilk dönemindeki tecrübelerimden yola çıkarak söyleyebilirim ki, bu konunun ne kadar karmaşık olduğunu anladığından veya Kürtlerin ABD ve müttefiklerini koruma adına yaptıklarının önemini tam olarak kavradığından emin değiliz.

  • Bu aslında röportajın en önemli noktası, çünkü Ortadoğu’da konuştuğumuz tüm sorunlar Türkiye-Kürt çatışmasıyla da bağlantılı. Bu nedenle şunu sormak istiyorum: Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, örgütünü feshetti, silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı aldı ve örgüt üzerine düşeni yaptı. Şimdi ise müzakerelerle barış ortamı yaratmaya çalışıyor. Bu yeni durumun, ABD’nin Kürt meselesine ve Abdullah Öcalan’a yönelik politikalarını etkileyebileceğini düşünüyor musunuz? Bu barış süreci hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu süreci destekliyor musunuz? Türkiye’nin daha demokratik hale gelmesini ve en azından silahların susarak Kürtlerle savaşın sona ermesini destekliyor musunuz? Tüm bunları nasıl görüyorsunuz?

Bence çatışmanın sona ermesi ve Türkiye’deki Kürt vatandaşların Türk siyasetine tam olarak katılabilmesi herkesin elbette yararına olur. Ancak dışarıdan görünen Erdoğan’ın içeride büyük siyasi sıkıntı yaşadığıdır.
Oldukça güçlü bir muhalefet var; muhalefet liderlerini hapse atmaya ve yargılamaya çalıştı. Söylenene göre, iç politik mücadelelerinde onları yanına çekebilmek için Kürtlerle gerilimi düşürmeye çalışıyor.
Erdoğan’dan çok hoşlandığım söylenemez; ne kadar güvenilebileceğimden emin değilim. Ben uzun süredir bağımsız bir Kürt yapısının olması gerektiğini düşünüyorum. Eğer bu yıllar önce kurulmuş olsaydı, Ortadoğu çok daha barışçıl olabilirdi. Bugün bunun ne kadar mümkün olduğunu bilmiyorum, ancak Erdoğan’ın uzlaşma girişimlerine dair oldukça şüpheciyim; mutlaka gizli bir ajandası olduğuna inanıyorum.

  • Abdullah Öcalan’ın barış ve demokrasi çağrılarını ve silahların bırakılmasına ilişkin söylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Dışarıdan nasıl görünüyor?

Türk tarafı ile ilgili oldukça şüpheyle yaklaşıyorum. Açıkça söylemek gerekirse Türk ordusu silah bırakmayacak. Biz Washington’da PKK’yi uzun zamandır bir terör örgütü olarak görüyoruz; fakat asıl mesele, Kürtlerin hangi siyasi çatı altında olurlarsa olsunlar Türkiye’de tam vatandaşlık haklarına sahip olup olamayacaklarıdır. Bu, Erdoğan’ın gerçekten ilgi gösterdiği bir konu olmadı. Barışçıl bir sonuç umuyorum, ancak dediğim gibi oldukça şüpheciyim.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Venezuela: ABD, ülkemizi 51. eyalet yapmak istiyor

Sonraki Haber

Kurtulmuş toplantısı öncesinde parti koordinatörleriyle bir araya gelecek

Sonraki Haber
Kurtulmuş toplantısı öncesinde parti koordinatörleriyle bir araya gelecek

Kurtulmuş toplantısı öncesinde parti koordinatörleriyle bir araya gelecek

SON HABERLER

HTŞ’nin kontrolündeki bölgelerde 751 kadın katledildi veya kaçırıldı

HTŞ’nin kontrolündeki bölgelerde 751 kadın katledildi veya kaçırıldı

Yazar: Bedri Adanır
21 Kasım 2025

‘Dijital beyin’ bilimde yeni bir çığır açarken etik çerçeveyi zorluyor

‘Dijital beyin’ bilimde yeni bir çığır açarken etik çerçeveyi zorluyor

Yazar: Bedri Adanır
21 Kasım 2025

Kurtulmuş toplantısı öncesinde parti koordinatörleriyle bir araya gelecek

Kurtulmuş toplantısı öncesinde parti koordinatörleriyle bir araya gelecek

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

John Bolton: Bağımsız Kürt yapısı olmalı

John Bolton: Bağımsız Kürt yapısı olmalı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
21 Kasım 2025

Venezuela: ABD, ülkemizi 51. eyalet yapmak istiyor

Venezuela: ABD, ülkemizi 51. eyalet yapmak istiyor

Yazar: Bedri Adanır
21 Kasım 2025

Ankara Tiyatro Festivali 22 Kasım’da başlıyor

Ankara Tiyatro Festivali 22 Kasım’da başlıyor

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
21 Kasım 2025

Sahte reçete soruşturması

Sahte reçete soruşturması

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
21 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır