İsviçre’de başlatılan Mavi Beyin Projesi, insan beyninin dijital bir kopyasını oluşturarak nörolojik hastalık araştırmalarında çığır açarken, önemli etik soruları da beraberinde getirdi
Mavi Beyin Projesi (Blue Brain Project – BBP), 2005 yılında Lozan’daki İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü (EPFL) tarafından Prof. Henry Markram liderliğinde hayata geçirildi. Projenin stratejik hedefi, süper bilgisayarlardan yararlanarak beynin, özellikle korteksin, biyolojik açıdan son derece ayrıntılı ve gerçekçi bir dijital simülasyonunu sıfırdan inşa etmek.
Bu hedef doğrultusunda ekip yalnızca canlı beyni kopyalamayı değil, milyonlarca nöronun etkileşiminden doğan bilinç, hafıza ve hareket mekanizmalarını çözmeyi de amaçladı. Yıllar süren çalışmalar boyunca kapsamlı elektriksel ve anatomik veriler toplandı; bu veriler süper bilgisayarların gücü ve gelişmiş algoritmalarla işlenerek detaylı beyin modellerine dönüştürüldü. Her nöron gerçekçi elektriksel tepkiler verecek şekilde ayrı ayrı simüle edildi ve ardından canlı beyindeki bağlantı kurallarını taklit eden bir nöral ağ yapısı oluşturuldu.
Projenin en önemli dönüm noktası 2015’te geldi. BBP araştırmacıları, beynin temel yapı taşlarından biri olan neokortikal sütunun tamamen dijital bir kopyasının başarıyla üretildiğini açıkladı. Model, yaklaşık 31 bin nöron ve 37 milyon sinaps içeriyordu.
BBP, 2024 sonunda ilk aşamasının tamamlandığını duyurmuş olsa da bilim dünyasına bıraktığı etki kalıcı nitelikte. Proje kapsamında geliştirilen simülasyonlar, bugün alzheimer, parkinson ve epilepsi gibi nörolojik hastalıkların nöral ağlar üzerindeki etkilerini hayvan deneylerine ihtiyaç duymadan test etmek için kullanılıyor. Bu yönüyle BBP, nörolojik hastalık araştırmalarında etik ve bilimsel açıdan yeni bir dönemi başlattı.
Yeni bilimsel keşifler
Proje, insan beyninin çok boyutlu ve dönüşümsel birleşik yapılara dayanarak çalıştığını gösterdi. Cebirsel Topoloji’den yararlanılarak ortaya konulan bu bulgu, nöral aktivitenin bütüncül organizasyonuna dair bugüne kadar yapılmış devrim niteliğindeki keşiflerden biri olarak kabul ediliyor.
Bugün BBP verileri, küresel araştırmacıların erişimine açık bir Bilimsel Beyin Atlası oluşturuyor ve nörobilim çalışmalarının hızla ilerlemesine katkı sağlıyor. Proje ayrıca, bütüncül beyin modellemesinin teknik olarak mümkün olduğunu kanıtlayarak hesaplamalı nörobilim alanına sağlam bir temel bıraktı.
Etik tartışmalar ve yapay zeka kaygıları
Mavi Beyin Projesi, bilimsel yeniliğinin yanı sıra önemli etik soruları da gündeme getirdi. Eleştiriler, özellikle insan beyninin tüm işlevlerinin dijital olarak yeniden üretilmesinin uzun vadede bilinç simülasyonu gibi tartışmalı alanlara kapı aralayabileceği yönünde yoğunlaşıyor. Bazı uzmanlar, biyolojik süreçlerin bu derece ayrıntılı taklit edilmesinin, “dijital bilinç”, “hissetme kapasitesi olan yapay sistemler” veya insan benzeri bilişsel modellerin hakları üzerine yeni etik ikilemler yaratabileceğini belirtiyor. Ayrıca nörolojik verilerin mahremiyeti, devletler veya şirketler tarafından olası kötüye kullanım riskleri ve ileri düzey beyin simülasyonlarının askeri amaçlarla kullanılabileceği endişeleri de uluslararası tartışmalar arasında yer alıyor. Bu nedenle proje, bilimsel devrim niteliği taşırken aynı zamanda geleceğin etik çerçevesini yeniden tanımlamaya zorlayan bir alan olarak görülüyor.
Haber: Hêvî Bakur / ANF









