• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
5 Aralık 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Hakan Öztürk

Asgari ücret belirlenirken prensipler

4 Aralık 2025 Perşembe - 23:00
Kategori: Hakan Öztürk, Yazarlar
Geldik bugüne               

Hikâye nereden başlıyor? Hikâye, hayatını sürdürebilmesi için insanın yemesi içmesi gerektiğinden başlıyor. O nedenle davamız ekmek davası. Ekim Devrim’i esnasında Rusya için de bu böyleydi. Ne var ki dikkatimizden kaçmasın Rusya’da insanlar ekmeği her gün ancak birkaç dilim bulabiliyordu. Devrimden önceki mayıs ayında, şehirlerde oturanlar için kişi başına yarım kilo olan ekmek tayını, Petrograd ve Moskova’da önce 375 grama, sonra 250 grama indirildi. Rusya için gerçekten yiyecek ekmek yoktu, sorun doğrudan doğruya kıtlıktı. Ekmeğin olmaması bir metafor değil, acı bir gerçekti.

Bugün sorun ekmek yiyememek olmasa da, sorun hâlâ doğru dürüst beslenememek. Açlık sınırının altında gelir elde etme sorunundan, bunun hemen ötesindeki barınma, sağlık, eğitim ve ulaşım sorunlarına gelemiyoruz. Birinci engelde takılıp kalıyoruz.

Şair “Utanırım fıkaralıktan, / Ele, güne karşı çıplak… / Üşür fidelerim, / Harmanım kesat.” diyor. Biz “fıkaralıktan” değil açlık çekmekten utanmanın safhasındayız. Karın tokluğuna bile çalışır halde değiliz. Karnımız tok sırtımız pek olmaktan uzağız. Bir ayakta kalabilme mücadelesi veriyoruz.

İşçi sınıfı hayatını sürdürebilmek için çok çalışıyor. Ya fazla mesai yapıyor ya da ikinci bir iş peşinde. Bu kadar çok çalıştığı için fiziksel bir çöküşle karşı karşıya. Türkiye’de haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43 saat.

Çalışarak çözemezse borçlanıyor işçi sınıfı. Bunu yaparak geleceğini yakıyor.

Son çare olarak devletten yardım almak zorunda kaldığında, manevi olarak baskılanıyor.

Ya fiziksel çöküş, ya geleceğinin de yok oluşu, ya da manevi bir acı.

Eksiksiz kuşatılmış durumda.

Ülkede sadece sınırlı sayıda bir insan grubu asgari ücret almıyor. Bilakis, çalışanların neredeyse yarısı asgari ücrete talim ediyor vaziyette. Bu da, ufak çapta bir asgari ücret konusunu değil, genel ortalama ücreti konuşuyoruz demektir.

İşçi sınıfı hayatını sürdürmek için çalışmak ve bir ücret almak zorunda. Karla, faizle, rantla, vergi kaçırarak ve ihale vurgunculuğuyla gelir sağlayacak hali yok kendisine. İşte bütün mesele de bu. Açlığının da, yoksulluğunun da, geleceksizliğinin de, manevi yıkımının da sebebi bu.

Ücret emekçilerin doğrudan üretim faaliyetinden kaynaklanan hakkı. Bu hakkını bir kenara koyarak, başka bir konuya yönelemez. Burada hiçbir dolambaçlı ilişki yoktur. Emek vermiştir, alın teri akıtmıştır, göz nuru dökmüştür ve bunun karşılığını alması gerekir. Üretim faaliyetinden kaynaklı hakkına bile sahip çıkamazsa işçi sınıfı, hiçbir şeye sahip çıkamaz. Doğanın kanunu gibi neredeyse.

İşte bu tartışmasız gerçekten dolayı, asgari ücretin belirleneceği günlere doğru yaklaşırken, bir numaralı gündem budur. Çünkü ücreti korumaya çalışmaktan başka bir yol yok.

Gündem budur ve bu gündemin arkasına her şeyden önce muazzam bir politik mücadelenin yığılması gerekir. Net konuşan, net prensipler ortaya koyan ve net rakam açıklayan bir siyasal mücadele.

Çalışanların yarısı asgari ücret alıyor. O çalışanlar sendikalı olmaktan ve toplu pazarlık koşullarından mahrum bırakılıyor. Toplu iş sözleşmeleri sendikasız işyerlerine uygulanmıyor. O halde asgari ücretin belirlenmesi süreci, bu ülkedeki en büyük toplu pazarlık süreci haline dönüşmüştür anlamına gelir.

Gerçek politik taraf, asgari ücret almak zorunda kalan işçileri politik olarak savunan taraftır. Asgari ücret alan işçileri savunan bütün emekçi perspektifine sahip örgütler ve onun en başında gelen Asgari Ücret İnisiyatifi’dir. Devlet ve sermaye sahipleri tarafı varsa, emekçiler tarafı da olmak zorundadır. Artık asgari ücret alan emekçilerin mücadelesi sahipsiz ve politik donanımdan yoksun değildir.

1 Aralık’ta, DİSK Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan; Aziz Çelik, Deniz Beyazbulut ve Zeynep Kandaz tarafından kaleme alınan 2026 Asgari Ücret Araştırması yayımlandı. Orada asgari ücretin tespit edilmesi esnasında dikkate alınması gereken iki prensip açıklanıyor:

“1. İşçinin Bakmakla Yükümlü Olduğu Kişiler Kriteri (Aile, Hane halkı ve diğerleri): Asgari ücret, uluslararası standartlara (ILO, BM) uygun olarak sadece işçinin kendisi için değil, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin de geçim şartları dikkate alınarak hesaplanmalıdır.

2.Büyümeden Pay: Asgari ücret sadece enflasyona göre değil, genel ücret düzeyi, toplu pazarlık ve ülke ekonomisindeki büyüme (Kişi Başına GSYH) dikkate alınarak saptanmalıdır.”

En büyük sorun asgari ücretin belirlenmesini hükümetin ve patronlar sınıfının keyfiliğine bırakmaktır. İşçilerden yana taraf en başta bunu reddetmeli ve işçi sınıfını savunan prensipler ileri sürmelidir.

Başlangıç yeri burasıdır ve başlamak gerekir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

CHP paradoksu

Sonraki Haber

Güven artırıcı adımlar atılmalı

Sonraki Haber
Güven artırıcı adımlar atılmalı

Güven artırıcı adımlar atılmalı

SON HABERLER

Licê’deki fuhuş çetesine karşı çalışmalar sürüyor

Licê’deki fuhuş çetesine karşı çalışmalar sürüyor

Yazar: Yeni Yaşam
4 Aralık 2025

Gunter vakıası ve bir vasatlık ayini

Gunter vakıası ve bir vasatlık ayini

Yazar: Bedri Adanır
4 Aralık 2025

Güven artırıcı adımlar atılmalı

Güven artırıcı adımlar atılmalı

Yazar: Heval Elçi
4 Aralık 2025

Geldik bugüne               

Asgari ücret belirlenirken prensipler

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
4 Aralık 2025

CHP paradoksu

CHP paradoksu

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
4 Aralık 2025

Nazım’a yazıyorum

Nazım’a yazıyorum

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
4 Aralık 2025

Abdullah Öcalan’la 24 Kasım görüşmesi ve siyasi yansımaları

Abdullah Öcalan’la 24 Kasım görüşmesi ve siyasi yansımaları

Yazar: Heval Elçi
4 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır