DEM Parti, Tekirdağ, Êlih, Samandağ ve Aydın olmak üzere 4 koldan ‘Ekmek ve Barış İçin Bütçe’ yürüyüşü başlattı. Tülay Hatimoğulları, ‘Bütçe demek bir ülkenin demokratik şekilde yönetilmesi demektir’ derken Tuncer Bakırhan ise ‘Hakkımızı almak için ekmek ve barış mücadelesini başarıya ulaştırmak için mücadeleye hepinizi çağırıyoruz’ dedi
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ın da katılacağı “Ekmek ve Barış İçin Bütçe” yürüyüşü Tekirdağ, Êlih, Samandağ ve Aydın olmak üzere 4 koldan başlatıyor. Yürüyüş yapılan açıklamaların ardından başladı.
Êlih
Ankara’ya gerçekleştirilecek yürüyüş için Yılmaz Güney Parkı’nda DEM Parti Êlih İl Örgütü binasına doğru yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşe DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın yanı sıra çok sayıda siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.
Yürüyüş öncesi Yılmaz Güney Parkı’nda gerçekleştirilen açıklamada konuşan Tülay Hatimoğulları, “Genel kurulda bütçe görüşmeleri sürerken, aslında gerçekten bütçe taleplerinin gençlerden, kadınların, yoksullardan, emekçilerden yana olan esas talepleri ileteceğiz. Ekmek ve barış için bütçe istiyoruz. Kendilerine emekçinin hakkını savunduğunu iddia eden iktidar, sermaye gruplarına, yandaş şirketlere ve en önemlisi barışı konuştuğumuz bu günlerde yine silaha, özel harp politikalarına ayırma planlaması içinde olduklarını gördük” dedi.

‘Emekçiler masada yok’
Tülay Hatimoğulları, “Bugün Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik kriz, eşi benzerine az rastlanan bir kriz. İnsanlar ev kiralığını ödemiyor. Emeklikler evine et bile götüremiyor. Kamu emekçileri yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Memurlar, emekçiler evlerini geçindiremiyor. Herkes borçla yaşıyor. Borcu borçla ödüyor yurttaşlarımız. Sadece Batman’da 26 bin icra dosyası var. Ankara’da bakanlıkta asgari ücreti belirlemek üzere komisyon toplanmış. Emekçiler yok o masada. Kim belirliyor asgari ücreti? Patron ve iktidar belirliyor. 26 bin asgari ücret olur mu? Açlık sınırı 36 bin, yoksulluk sınırı 90 bini geçmiş durumda. Yemek zorunda olduğumuz, tüketmek zorunda olduğumuz gıdaların alım gücüne göre belirlenmiyor. Patron ve iktidar kafasına göre işçi ve emekçinin asla çıkarına olmayan bir şekilde belirliyor asgari ücreti” diye konuştu
‘Asgari ücret 46 bin TL olmalı’
Asgari ücretin en az 46 bin TL olması gerektiğini kaydeden Tülay Hatimoğulları, “Enflasyona göre bu ücretin güncellenmesini istiyoruz. Şu an Türkiye’den artık sermaye dahi kaçmaya başlamıştır. Sermaye dahi bu kadar anti-demokratik şekilde yürütülen bir ülkede yatırım yapmak istemiyor. Ve girdi fiyatları yani ham maddenin pahalılığından dolayı başka ülkelere kaçıyorlar. Tekstil Batman’da 50 bine yakın emekçinin yaşadığı sektörken, şimdi 20 bine inmiş durumda tekstil işçisi sayısı. Bu Batmanlının daha çok işsiz kalması demektir, esnafın geçinememesi demektir. Başta Batman olmak üzere Kürdistan’da artan işsizlik ve yoksulluk, buradaki gençlerimizi göçe mahkum etmişler. Burada bu bölgesel eşitsizliği Kürt halkına reva gören iktidar ve yönetim anlayışını asla kabul etmiyoruz. İşçiler, emekçiler Batman halkı yalnız değildir” dedi.
Kayyım politikalarına dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, yerel yönetimler olarak işsizlikle, yoksullukla mücadele etmek istediklerini ancak Êlih hakkının seçme ve seçilme hakkının elinden alındığını belirtti. Tülay Hatimoğulları, atanmış tüm kayyımların geri çekilmesi gerektiğini söyledi.
‘Bütçe demek sadece para, rakam demek değildir’
Barış sürecine de değinen Tülay Hatimoğulları, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu çağrının tarihi bir çağrı olduğunu belirterek, “Savaşa değil, barışa bütçe. Ve biz Türkiye’de barışın tesis edilmesi için, demokratik bir toplumun tesis edilmesi için bütçenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Bize göre bütçe demek sadece para, rakam demek değildir. Biz iktidarın bütçesine son gün yapılacak oylamada, ‘Savaşa, ranta ayrılan bütçeye hayır’ diyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Tülay Hatimoğulları şunları ekledi:
“16 milyonu aşkın emekli var bu ülkede. Biz emeklinin maaşının asgari ücret değerine çekilmesini istiyoruz. Ve ihtiyacı olan herkese temel gelir desteğinin sağlanmasını istiyoruz. Esnafımız kan ağlıyor, verginin en önemli yükünü yoksul, işçi emekçi karşılıyor. Biz DEM Parti olarak bu ülkede vergi adaletinin sağlanması için çalışacağız. Eğitim ve sağlık kesinlikle parasız olmalıdır. Okulda en az bir öğün yemeğin ücretsiz verilmesini istiyoruz. Çocuk emeğinin sömürüldüğü MESEM’ler kesinlikle amacına uygun çalışmıyor. MESEM çocuk haklarını merkezine alarak çalışmasını yürütmelidir. KHK’liler mutlaka görevine iade edilmelidir. Engelli istihdamı sağlanmalıdır. Gençlerin KYK borçları silinmelidir. Bizler gelirde, vergide, ülkede adalet istiyoruz.”
Konuşmanın ardından emekçilerin yazdığı mektuplar, Ankara’da Meclis’e sunulması için Tülay Hatimoğulları’na teslim edildi.
Ardından yürüyüşe geçildi.

Marmara Bölgesi kolu
Yürüyüşün Marmara Bölgesi kolu, Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde bulunan Kızılpınar semtinde DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın katılımıyla başladı.
Yürüyüşün ardından konuşan Tuncer Bakırhan, “İktidarın 2026 bütçesinde yine asgari ücretliler yok, emekliler yok, kadınlara dönük bir bütçe yok. Barınamayan öğrenciler için herhangi bir şey yok. Varsa da yaşamlarını değiştirebilecek, kolaylaştırabilecek bir bütçeye rastlamadık. Komisyonda milletvekillerimizle birlikte siz emekçilere, Kürtlere, ezilenlere asgari ücretlilere, öğrencilere, kadınlara layık olmak için çok ciddi bir mücadele yürüttük. Çünkü biz bir emekçi partisiyiz, asgari ücretlilerin partisiyiz. Biz ezilen, geçinemeyen ama insanca yaşamak için mücadele eden Türkiye’deki yoksul ve ezilenlerin partisiyiz” dedi.

Bütçeyi yapan iktidarı eleştireceklerini kaydeden Tuncer Bakırhan, “Bütçenin kalemlerini bakıldığı zaman sermayeye bütçe var, silahlanmaya bütçe var. Faiz lobilerine bütçe var. Öğrenci nerede dediğimiz zaman işte bütçemiz yeterli değil deniliyor. Faize var ama öğrenciye yok. Sermayeye bütçe var, ama kadına bütçe yok. Asgari ücretli mevcut ücreti biraz arttırarak yaşamını devam ettirsin diyorlar. Neredeyse emekliler ve asgari ücretle çalışan yurttaşlarımız birçok yerde kirasını dahi ödeyemiyor. Çocuğunu okula gönderemiyor. Yeterince beslenemiyor” dedi.
‘Meclis’in önünde haykıralım’
Maliye Bakanı ve bu ülkeyi yönetenlerin refah içerisinde yaşandığını belirtiklerini söyleyen Tuncer Bakırhan, “Emin olun 23 yıldır sermaye dostu bütçeyi sermayeye ayıran bu iktidarın gündeminde sizler yoksunuz. Tam bütçe görüşmelerinin yapıldığı sırada da Ankara’da Meclisin önünde emekçinin, ezilenin, asgari ücretlinin hakkını orada haykıralım. Hem Meclis’te sahiplenelim, hem de Ankara’da emekçinin, ezilenin, emeklisinin sesi soluğu olalım dedik. İnşallah hem Meclis’te hem sokaklarda verdiğimiz mücadele ile birlikte emeklimiz daha iyi bir ücret alır. İnşallah baş Asgari ücret istediğimiz oranda artabilir” diye belirtti.
‘Meclis’tekiler duymak istemiyor’
Tuncer Bakırhan, “Dedik ki emeklilerin de en düşük maaşı yine 46 bin lira olsun. Yılda iki defa güncellensin. Bütçe, CEO’lara var, faize var, topa tüfeğe var, operasyona var. Ama öğrenciye bir öğün yemek ver dediğimiz zaman bütçede para yok diyor. Ya peki bu ülkenin bütçesini siz harcarken öğrenciyi, onun bir öğün yemeğini düşünmüyorsanız bu ülkeyi nasıl yöneteceksiniz? Yani Türkiye mutsuz, Türkiye geçinemiyor, ekonomi iyi değil. Bunu haykırmamıza rağmen meclistekiler duymak istemiyorlar. Onlar gayet refah içerisinde yaşayan yaşadığımız bir ülkede olduğumuzu zannediyorlar” diye konuştu.
‘Bütçe kalemlerindeki en büyük kalem sermayeye sağlayan imtiyazlardır’
Tuncer Bakırhan, “Dünyada en yüksek intihar oranları artık Türkiye’de. Bölgedeki yoksul Kürt illerinde yaşanıyor. İnsanlar durduk yere intihar etmiyor. Faturasını ödemediği için intihar ediyor. Yine asgari ücret konusunda teklifimizi sunduğumuz zaman çok dediler. Ama sermaye vergi indirme yaptıklarında çok demiyorlar. Bütçe kalemlerindeki en büyük kalem sermayeye sağlayan imtiyazlardır. İş adamına, holdinge, fabrikatöre vergi indirimi yapıyor. Teşvik ediyor. Ama asgari ücrete gelince yüzde 15-20 zam yapalım yeterlidir diyor. Bu iktidarı uykudan uyandırma zamanıdır. Bu iktidara güçlü bir mücadeleyle sesimizle emekçiye sahip çıkarak gerçeği hatırlatmak bizim boynumuz boynumuzun borcudur” diye belirtti.
‘Sermayeye, silaha, faiz lobilerine değil emekçiye verin dedik’
Barışın konuşulduğu bu günlerde Meclis’te bütçe görüşmelerinin olduğunu belirten Tuncer Bakırhan, “Meclis’te bütçe konuşmalarında dedik ki ne güzel Sayın Öcalan bir eşik açtı, bir kapı araladı. Türkiye’de barışın olması için çok büyük bir sorumluluk üstlendi. Ne güzel PKK kendini feshetti. Silahlar bırakılıyor, bırakılacak. Türkiye iç barışını sağlayacak. Bu sermaye silaha, faiz lobilerine vermiş olduğunuz milyarlarca doları emekçiye ezilene asgari ücretliye verin dedik” diye konuştu.
Tuncer Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz öyle dedik ama onlar tam tersine bütçede silah milli savunma giderleri için yüzde 34 artış yaptılar. Ya barışın tartışıldığı bir yerde sen silahlanmaya niye yüzde 34 bütçeden pay ayırırsın? Değil mi? Çatışma olmayacak. Şiddet olmayacak. Şiddetin ve çatışmanın olmayacağı bir Türkiye’de bütçe kime ayrılır? Emekçiye ayrılır. Ezilene ayrılır. Onlar tersini yapıyorlar. Yani sizi yok sayıyorlar. Sizin geçiminizi düşünmüyorlar. Sizin o zorla okullara gönderdiğiniz çocuklarınızın ne yediği, ne içtiği ile ilgili değiller. Var yok kendileriyle ilgileniyorlar. Gelecekleriyle ilgileniyorlar. Koltukları ve iktidarları İle ilgileniyorlar.”
Tuncer Bakırhan, “Biz ezilenler, emekliler, asgari ücretliler, barınamayan öğrenciler, her gün katledilen kadınlar bir araya gelip güçlü bir mücadele yürütebilseydik iktidar bizim sorunlarımıza böylesine duyarsız kalabilir miydi? Hayır. O zaman ne yapacağız? Bugünden tezi yok. Ezilenler, geçinemiyorum diyenler, kirasını ödeyemeyenler, çocuğunu okutamayanlar, iş bulamayanlar, partimizin etrafında bir araya gelerek daha demokratik bir Türkiye, ekonominin adil dağıtıldığı bir Türkiye, insanların alın terinin karşılığını aldığı bir Türkiye, insanların geçim sıkıntısı çekmediği bir Türkiye’yi yaratmak için daha çok mücadele edeceğiz” diye ekledi.

Konuşmadan kitle coşkulu şekilde halaya durdu. Ardından kitle Tuncer Bakırhan ile birlikte İstanbul Esenyurt’a gitmek üzere yola çıktı.
Ayrıntılar geliyor…








