ZIMANGER’in açılışına katılan kadınlar, Kürtçenin statü sahibi ve eğitimde resmi dil olması gerektiğini söyledi
Kürtler, yüzyıllardır kendi dili, kimliği ve kültürü üzerinden sistematik asimilasyon politikalarına maruz bırakıldı. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren resmi kurumlarda tek dillilik esas alınırken, 1980 askeri darbesiyle bu politikalar daha da yoğunlaştı. Buna rağmen Kürt halkı, dilini koruma ve yaşatma mücadelesinden geri adım atmadı. Özellikle annelerin ev içinde Kürtçe kullanımı, dilin kuşaklar arasında aktarılmasında belirleyici bir rol oynadı.
Kürt halkının birçok kentte dil kurumları açarak sürdürdüğü bu mücadele, bugün de devam ediyor. Riha’da (Urfa) geçtiğimiz günlerde açılışı yapılan ZIMANGER, bu mücadelenin güncel örneklerinden biri oldu. ZIMANGER’in açılışına katılan kadınlar, asimilasyon politikalarına dair konuştu.
‘Dilimizin yok olmaması için ona sahip çıkmalıyız’
Kürtçenin resmi dil olabilmesi için çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiğini söyleyen Saliha Şimşek, “Dilimiz varoluşumuzun kimliğidir. Her şeyden önce kişi diline sahip çıkmalıdır. Dilimizin yok olmaması için ona sahip çıkmalıyız. Şu an kurulan dil kurumunun tüm Kürdistan kentlerinde açılmasını istiyoruz. Kişi dili ile tanınır. Almanyalı Almanca konuşur, İngiliz İngilizce konuşur, Kürt de Kürtçe konuşur. Kendimizi tanımamız için öncelikle dilimizi konuşmamız ve geliştirmemiz gerekir. Dilin gelişmesi için eğitim şarttır” dedi.
‘Bir istek değil, mecburi bir gerekliliktir’
Asimilasyon politikalarına karşı anadillerine sahip çıkma çağrısında bulunan TJA aktivisti Başak Sarıdal, Kürtçenin resmi dil olması gerektiğini vurguladı. Başak Sarıdal, “Kürtçe statü sahibi ve eğitim alanlarında resmi dil olmalıdır. Bu keyfi bir istek değil, mecburi bir gerekliliktir. Milyonlarca Kürt okullarda eğitim görüyor. Bu eğitimi de kendi ana dilinde değil, başka bir dilde görüyor. Bu da akademik olarak başarısızlıklara yol açıyor. Biz de bu asimilasyon politikalarına karşı kurumlarımızı her yerde kurabiliriz. Bildiğiniz üzere geçmiş zamanlarda milletvekillerimiz Meclis’te Kürtçe konuştukları için dokunulmazlıkları kaldırıldı, vekillikleri düşürüldü. Kürtçe şarkı söyleyen sanatçılara dahi dava açıldı. Bu yüzden açılan ZIMANGER’e gelip ana dilimizde eğitim görüp bu dili geliştirebiliriz” şeklinde konuştu.
‘Kürt halkı çocukları ile Kürtçe konuşsun’
Barış sürecinde Kürtçenin statü sahibi olması gerektiğini söyleyen Kadim Topraklarda Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği (KATDER) Eşbaşkanı Makbule Yavuzer, devamında şu ifadeleri kullandı:
“Biz Kürtlerin çocuklarıyla Kürtçe konuşmasını istiyoruz. Dilimiz onurumuzdur, dilimiz olmazsa biz de olamayız. Biz hiçbir dilin karşısında durmuyoruz. Ancak Kürt halkı çocukları ile Kürtçe konuşsun. Çocuklarımız geleceğimizdir. Barış sürecinin içerisindeyiz ve bu süreçten taleplerimizden bir tanesi ana dilimizi her yerde konuşmaktır.”
Haber: Evin Çiftçi \ JINNEWS









