• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
18 Aralık 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Hamit Bozarslan: Kürtler hukuka dahil edilmeli

18 Aralık 2025 Perşembe - 11:26
Kategori: Güncel, Manşet
Hamit Bozarslan: Kürtler hukuka dahil edilmeli

Türkiye’de bir sözleşme değil, dayatılan bir paktın varlığına işaret eden Prof. Hamit Bozarslan, yeni bir sözleşmeye ihtiyaç olduğunu ve Kürtlerin hukuka dahil edilmesi gerektiğini belirtti

150 yıllık bir tarihsel arka plana sahip bir hâkimiyet/üstünlük ideolojisinin devam ettiğini belirten Prof. Hamit Bozarslan, bu ideolojiden vazgeçilmediğini; AKP, MHP ve CHP’nin varyantları olduğunu söyledi. Ortadoğu siyaseti, Kürt sorunu, şiddet, devlet ve toplumsal hareketler üzerine çalışmalarıyla öne çıkan Prof. Hamit Bozarslan, ANF’den Serkan Demirel’e konuştu.

Meclisi’nde kurulan Komisyon, raporunu dair konuşan Bozarslan, MHP ve AKP’nin meseleyi güvenlik sorunu olarak ele aldığını burada önemli olanın DEM Parti’nin rolü olduğunu söyledi. Bozarslan, “Kürt meselesinin bir terör meselesine indirgenmesi ve Türkiye’nin ‘terörsüz Türkiye’ perspektifi, bu yaklaşımın bir sonucu. Oysa terörün hâkim olduğu bir Türkiye’den söz etmek bugün mümkün değil.

Son olarak bakıldığında, terör olgusunun gerçekten belirleyici olduğu dönem 2014–2015 ve 2016 yıllarıydı. O dönemin kendine özgü bazı nitelikleri vardı. Bu terör, PKK ya da Kürt ‘terörü’ değildi; İŞİD terörüydü. Üstelik bu İŞİD terörü, Türkiye’nin iç siyasetiyle de bağlantılı olarak açıklanabilir. Şunu unutmamak gerekir: Kobanê sürecini, Suriye sınırının neredeyse bir cihatçı koridora dönüşmesini hatırlayalım. Evet, o dönem bir terör sorunu vardı; ancak bu terörün Kürtlerle bir ilgisi yoktu. Tam tersine, Kürtleri hedef alan bir terördü. Son 10 yılda ise gerçek anlamda bir terörden bahsetmek mümkün değil. Buna rağmen iktidar açısından sorun hâlâ Kürt meselesinin kabul edilmemesi; Kürt meselesinin meşru bir ‘milli mesele’ olarak görülmemesidir” diye belirtti.

DEM Parti’ni süreçteki rolü

DEM Parti’nin rolüne değinen Bozarslan, “DEM Parti’de çok önemli gelişmeler yaşanıyor. DEM Parti, bu sorunu hem Kürt meselesinin çözümü hem de Türkiye’nin demokratikleşmesi perspektifinden ele alıyor. DEM Parti’nin ortaya koyduğu öneriler ve sunduğu perspektifler, bu açıdan son derece önemli. İkinci olarak CHP’deki gelişmelere bakmak gerekiyor. CHP’nin İmralı’ya gitmemesi, CHP açısından çok büyük bir talihsizlik oldu. Oysa İmralı’ya gitmek, CHP açısından son derece küçük bir adımdı. İki yıl önce böyle bir perspektifi düşünebilecek ya da buna cesaret edebilecek kimse yoktu. Buna rağmen söz konusu adım aslında oldukça sınırlıydı fakat CHP’ye çok şey kazandırabilirdi. Büyük ihtimalle CHP burada bir hata yaptığını da fark etti. Belki CHP, bu konuda belli bir gelişme gösterebilir, ancak şunu çok açık biçimde görüyoruz; CHP açısından Kürt meselesi gündemin başında yer almıyor. Hatta demokrasi meselesi bile gündemin başında değil. CHP, bir türlü kapsamlı bir demokratikleşme perspektifi sunamıyor. Bununla birlikte, Özgür Özel’in son açıklamaları Kürt meselesi konusunda sınırlı da olsa bir gelişme ihtimaline işaret ediyor” diye konuştu.

Abdullah Öcalan’la görüşme

“Abdullah Öcalan ile görüşülmesi bir meşruiyet meselesi” diyen Bozarslan, “Son tahlilde Öcalan’ın Kürt Hareketi’nin bir lideri olarak değerlendirilmesi, bir merci olarak ele alınması ve ona başvurulması anlamı taşımakta. Böylesi bir durumu, iki yıl önce hiç kimse ele alamazdı, buna cesaret edemezdi veya böyle bir perspektif geliştirmeyi düşünemezdi. O açıdan belli bir dönüm noktasından belki bahsedebiliriz. Fakat bunun için beklememiz gerekiyor” dedi.

‘Üstünlük ideolojisi var’

“Türkiye’de bir Türk ideolojisinden söz edebiliriz” diyen Bozarslan, “Abdülhamid’e kadar uzanan, neredeyse 150 yıllık bir tarihsel arka plana sahip bir ideoloji bu. Bir hâkimiyet ideolojisi, bir üstünlük ideolojisi. Eşitliği, vatandaşlık meselesini ve özgürlüğü kabul etmeyen; şu ya da bu şekilde Türklüğün üstünlüğünü, Türklük olmasa bile İslam-Türklüğün üstünlüğünü dayatmaya çalışan bir ideolojiyle karşı karşıyayız. Bu ideolojiden vazgeçilmiş değil. AKP, bu ideolojinin varyantlarından biri; MHP, bu ideolojinin varyantlarından biri; CHP de bu ideolojinin varyantlarından biri. Burada devletin düşünce tarzında -hatta devletten ziyade iktidarın düşünce tarzında- ciddi bir kırılmaya ihtiyaç var. Bu kırılma, ancak ve ancak demokratikleşme yoluyla mümkün olabilir” dedi.

Muhataplık meselesi

Muhataplık meselesine dair konuşan Bozarslan, “Muhataplık meselesine gelindiğinde, aslında DEM Parti de tam anlamıyla bir muhatap olarak ele alınmamakta, çünkü DEM Parti’nin muhatap alınması, aynı zamanda Kürt meselesinin meşru bir mesele olarak kabul edilmesi ve Kürt Hareketi’nin bir bileşeni olarak DEM Parti’nin tanınması anlamına gelmektedir. Oysa şu anda bu noktada değiliz. Burada söz konusu olan, Kürt meselesinin kabul edilmemesinin, aynı zamanda Kürt toplumunun kabul edilmemesi, bir Kürt nüfusunun varlığının kabul edilmemesi anlamına gelmesidir. Bu durum da kaçınılmaz olarak muhataplar meselesini gündeme getirmekte. Öcalan’ın muhatap alınması, ‘Mademki PKK bir terör örgütüdür, mademki ortada bir Kürt meselesi yoktur ve yalnızca bir terör meselesi vardır; o halde biz bu terörü başlatan kişiyle çözmeye çalışalım’  şeklindeki bir mantığa dayanmakta. Ancak bu mantık, kaçınılmaz olarak PKK’yi de meşrulaştırmakta, aynı şekilde Öcalan’ı da meşrulaştırmakta. Herkes bunun ardında bir Kürt meselesinin bulunduğunu bilmektedir fakat diğer yandan bu meselenin adı konulmamaktadır” diye konuştu.

‘Habitus’ kavramı

Abdullah Öcalan’ın da Pierre Bourdieu’ye yaptığı göndermeyle “habitus” kavramını kullanarak bu risklere işaret etmesini değerlendiren Bozarslan şu ifadeleri kullandı: “Bu ‘habitus’ meselesinde de 150 yıllık bir tarih söz konusu. İttihat ve Terakki’yi ele alınız. İttihat ve Terakki, Ermenilerin varlığını kabul etti; tıpkı bugün AKP’nin Kürtlerin varlığını kabul etmesi gibi. İttihat ve Terakki açısından Ermeni meselesi bir ‘milli mesele’ değildi, bir eşitlik meselesi de değildi. Bir terör meselesi ya da bir güvenlik meselesiydi ve bunun sonucunu görebildik. 1912’yi ele alınız: Balkan Savaşları. Aynı şekilde 1916’yı ele alınız. 1916’da Araplar arasında yükselen bir eşitlik talebi vardı. Cemal Paşa’nın cevabı ise idam sehpalarının kurulması oldu. Dolayısıyla burada çok uzun erimli bir ‘habitus’ meselesi söz konusu. Bu, aynı zamanda Türk ideolojisinin isimlerinden biri olarak da okunabilir. Kürt meselesinde de durum benzerdir. Kürt meselesi, bir Kürt meselesi olarak kabul edilmiyor; eşitlik meselesi olarak da ele alınmıyor. Daha çok bir güvenlik meselesi olarak görülüyor. Güvenlik meselesi, aynı zamanda Türklüğün hâkimiyetini tehdit eden bir olgu olarak tanımlanıyor. Tabii ki eğer Kürtler eşitlik talep ediyorsa bu Türklüğün hâkimiyetini kabul etmek için değil, aksine Türklüğün hâkimiyetine son vermek için. ‘Habitus’tan çıkış, aynı zamanda bu hâkimiyet meselesinin tümüyle terk edilmesi ve eşitliğin kabul edilmesi anlamına gelmektedir. Şu anda ise bu noktada değiliz.”

Kürtlerin hukuka dahil edilmesi

Kürtlerin hukuka dahil edilme kavramını, biraz derinleştirmek gerektiğini belirten Bozarslan, “Söz konusu olan, hukukun yeniden tanımlanması. Hukukun öznesi kimdir? Toplumdan, toplumsal sorunlardan, milli sorunlardan bağımsız bir hukuk sistemini düşünmek mümkün değildir. Hukuk aynı zamanda öznelerin meselesidir. Kürtlerin kendi hukuklarının, aynı zamanda Türkiye hukukunun bir parçası hâline gelmesi; bir öznesi hâline gelmesi; hukuk konusunda bir söz sahibi olma hakkını kazanması gerekir. Bu durum, sadece Kürtler açısından değil, kadınlar açısından da geçerlidir. Kadınların hukukun öznesi olması, aynı zamanda kadınların hukuk anlayışını değiştirmesi ve yeni bir hukuk çerçevesi sunması anlamına gelir. Bu azınlıklaştırılmış gruplar için de geçerlidir. Hukuksal bir değişim olmadan, hukuka entegre olmaktan bahsetmek mümkün değildir. Hukuksal eşitlik, aynı zamanda hukukun öznelerince meşru olarak kabul edilmesi demektir. Kürtlerin kendi hukuklarını düşünebilmesi; Türkiye’nin gelecekteki hukuk sistemini temelden yeniden tanımlayabilmesi anlamına gelir. Bu dil meselesinde, özerklik meselesinde, temsil düzeyinde, eğitim düzeyinde olabilir” diye konuştu.

Bir sözleşmeye ihtiyaç var

Hukukun belirlenmesi için tamamen yeni toplumsal bir sözleşmeye ihtiyaç olduğunu belirten Bozarslan “Hâlihazırda bir sözleşmeden bahsetmek mümkün değil. Şu anda olan aslında bir pakt. Fransız düşünür Jean Baudrillard, sözleşme ile pakt arasında fark olduğunu belirtir. Pakt, kan bağına veya kanla dayatılan bir ilişkiyi içeren bir olgudur. Halbuki sözleşme, farklı tarafların müzakereleri sonucunda oluşan bir ilişkidir. Yani Türkiye’de bir sözleşmeden bahsetmek mümkün değildir. Söz konusu olan, dayatılan bir pakt anlayışıdır. Şu anda bu pakt anlayışından çıkıp sözleşmeye geçmek gerekmektedir. Her şeyden önce AKP ve MHP düzeyinde böyle bir gelişme yok. Bu partiler açısından bir sözleşme söz konusu değil; bir sözleşmenin düşünülmesi bile söz konusu değil. Sadece Kürt meselesinde değil, diğer meselelerde de durum aynı, çünkü sözleşme anlamında demokratikleşme meselesi söz konusu” dedi.

‘Tedirginlik söz konusu’

“Bir yıllık bir süreçle karşı karşıyayız ve somut olarak değişen hiçbir şey yok” diyen Bozarslan, “Kürtlerin koşullarında, Türkiye çapında, en azından değişen bir olgu söz konusu değil. Belki bazı özgürlükler geliştirilmiştir. İnsanlar biraz daha rahat konuşabiliyor. Kürt şehirlerinde konferanslar yapılabiliyor. İstanbul gibi bir şehirde bir barış konferansı düzenlenebildi. Bu çok önemli bir adımdı. Kürt açısından olumlu gelişmeler var; bir tartışma imkânı ve fırsatı oluşmuş durumda. Tabii, Kürt toplumu da yorgun bir toplum. Kürt toplumu 60–70 yıldır seferber olan bir toplum. Çok zor koşullarda yaşayan bir toplum. Çok büyük baskılara uğramış bir toplum. Binlerce siyasetçisi zindanda olan bir toplum. Herkes aynı zamanda tedirgin. İyimserlik var mı, bilemiyorum. Meşruiyet meselesi var; bunu Kürtler biliyor. Bu meşruiyet meselesi nedeniyle çok büyük bir iyimserlik belki de oluşmuyor. Tedirginlik söz konusu. Bütün bunları normal olarak karşılamak gerekiyor” diye belirtti.

HABER MERKEZİ

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Tutsağa işkence görüntüleri ortaya çıktı: Bilirkişi raporunda da yer verildi

Sonraki Haber

ABD, Tayvan’a 11,1 milyar dolarlık yeni silah satışına onay verdi

Sonraki Haber
ABD, Tayvan’a 11,1 milyar dolarlık yeni silah satışına onay verdi

ABD, Tayvan’a 11,1 milyar dolarlık yeni silah satışına onay verdi

SON HABERLER

Barış ve Demokratik Toplum stratejisi

Barış ve Demokratik Toplum stratejisi

Yazar: Heval Elçi
18 Aralık 2025

Sürgün yollarında aşk ve ölüm

Sürgün yollarında aşk ve ölüm

Yazar: Heval Elçi
18 Aralık 2025

‘Kara Maraş’la yüzleşmek

‘Kara Maraş’la yüzleşmek

Yazar: Yeni Yaşam
18 Aralık 2025

Bildiğimiz dünyanın sonrası: Kapitalizm ve Ortadoğu

Bildiğimiz dünyanın sonrası: Kapitalizm ve Ortadoğu

Yazar: Heval Elçi
18 Aralık 2025

Nazım, Cihan ve ‘Sosyalizm’

Nazım, Cihan ve ‘Sosyalizm’

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
18 Aralık 2025

Devrimde buluşmak

Uğraklarda üstü örtülemeyenler: Gerçekler-gerilimler

Yazar: Heval Elçi
18 Aralık 2025

Tabii ki demokrasi istenecek

Nereden başlamalı?

Yazar: Bedri Adanır
18 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır