Depremde can kaybı yaşanan dosyalarda tahliye yolunu açacağı gerekçesiyle 11’inci Yargı Paketi’ne karşı nöbet başlatan depremzedeler, DEM Parti milletvekilleri ile Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Aileler, ‘Depremde ölenleri bir kez daha öldürmeyin’ çağrısı yaptı
Depremde yaşanan can kayıplarında sorumlukları bulunanlara tahliye yolunu açacak 11’inci Yargı Paketi’ndeki ilgili düzenlemenin iptali için Ankara gelerek 21 Aralık’ta Cemal Süreyya Parkı’nda nöbet eylemi başlatan depremzedeler, Meclis Genel Kurulu’nda saat 15.00’ten itibaren görüşmeye başlanan düzenlemeye tepkilerini sürdürüyor. Paketin 27’nci maddesinin iptalini isteyen aileler, Meclis’te Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri ile birlikte basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan DEM Parti Milletvekili Newroz Aslan Uysal, resmi olmayan rakamlara göre depremde 130 bin kişinin yaşamını yitirdiğini kaydederek, ailelerin adalet talebinin olduğunu hatırlattı. 11’Yargı Paketi’nde bulunan ve “Covid-19” yasası olarak isimlendirilen 27 madde’nin eşitlik ve infazda adalet gerekçesiyle getirildiğini söyleyen Newroz Uysal Aslan, pekitin çıktığı günden bu yana 3 değişiklik geçirmesine rağmen siyasi tutsakları dışarıda bırakarak ayrımcılığa sebep olduğunu belirtti. Paketin, kadına karşı şiddet, çocuğa karşı cinsel istismar, deprem suçları, iş cinayetleri gibi toplum nezdinde ağır suçlar olarak bilinen suçlara af yaratma riski barındırdığına işaret eden Newroz Uysal Aslan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devlete karşı işlenen suçlarda devletin bir af ya da bir infaz değişikliği yapma yetkisi olduğu ifade edilse de topluma karşı işlenen suçlarda bir mağdur, bir adalet beklentisi bu kadar sıcakken devletin bir af yetkisi ya da affa benzer bir infaz düzenlemesi yapmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu durumu adalete ve eşitliğe karşı bir çelişki değil, tam tersine gerçekten maddi eşitliği sağlamayı gerektiren eşitlik ve adaletin etik, ahlaki ve hukuki sınırları olarak görüyoruz. Bu nedenle hem komisyonda hem de kurulda ifade ettiğimiz bu çerçeve itibariyle sözümüzü kurduk.”
‘Hak ettikleri cezaları alsınlar’
Ardından aileler platformunda yer alan ve depremde oğlunu kaybeden Sema Ulupınar, 27’nci madde ile birlikte “canlarımızın katilleri” diye nitelendirdiği sorumlu kişilerin muaf tutulmasını istemediklerini belirtti. Sema Ulupınar, “Hak ettikleri cezaları almalarını istiyoruz. Bizim yüreğimiz yanarken onlar çıkıp da keyifle güzel güzel aileleriyle vakit geçirsin istemiyoruz. Biz nasıl bizi yaktılarsa onlar da öyle yansınlar diyoruz” dedi.
‘10 saniye içinde yerle bir olduğunu gördüm’
Trend Garden Residence Oteli’nde kızın kaybeden Sibel Köksalan, “Verilen izinlerle yapılan daireler 12’den 44 daireye çıkarılmış. 10 saniye içinde yerle bir olduğunu gördüm. Deprem günü olduğunda gittim. Kızımı o harabenin içinden diyeyim ki toprağın içinden çıkardım. O geceye dayandım. Ankara’ya onu getirdim. Her şeye dayandım bugüne kadar. Ayda bir mahkemelere gittim, yılmadım dayandım, çünkü adalet istiyorum. Her depremde aynı şeyi yaşıyoruz. Çamur içindeyiz, o parkı görseniz, yürüyemiyoruz çamurdan ve artık dayanamıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘İhmali, rantı ve müteahhidi koruyan bir anlayış’
Depremde ailesini kaybeden Kübra Özyurt, burada söz konusu olanın basit bir yasa olmadığını ifade etti. 11’inci Yargı Paketi’nde depremzedeyi değil; ihmali, rantı ve müteahhidi koruyan bir anlayışın olduğunu ve depremin bir kader olmadığını belirten Kübra Özyurt, “Bu ülkede insanlar, binalar yıkıldığı için değil; denetimsizlik ve sermaye korunurken öldü. Oylama yapacak olan tüm vekillere sesleniyoruz: Vereceğiniz oy, yalnızca bir yasa maddesine değildir. Ya adaletten yana ya da sermaye ve güçlüden yana bir tercihtir. Deprem suçları zamana, indirimlere, aflara sığdırılamaz. Bu suçlar kamu vicdanından muaf tutulamaz. Talebimiz açık ve nettir: Deprem suçları 11’inci Yargı Paketi’nden muaf tutulsun. Depremde ölenleri bir kez daha öldürmeyin. Adalet istiyoruz” diye konuştu.
‘Kimse bizim yanımızda değildi’
Kız kardeşini, yeğenini ve eniştesini kaybeden Beliner Güney ise “11’inci Yargı Paketi ve 27’nci madde, tutuklu ya da hükümlü sanıklarının tahliyesinin önünü açıyor. Biz bunu asla istemiyoruz. Biz 4-5 gün boyunca orada hiçbir şekilde hiçbir şey yapmadan bekledik. Hiç kimse bizim yanımızda değildi. Hiç kimse bize yardım eli uzatmadı. Ben ablamın mezarına hala gidemiyorum. Hala ona verdiğim sözü tutamadığım için gidemiyorum. Hala dört kişi içeride bile değil, biri cezaevinden ‘Ben nefes alamıyorum, yaşlıyım’ diye çıktı. Benim ablam 4-5 gün boyunca orada nasıl nefes aldı? Yaşadı mı, yaşamadı mı? Bunları düşünerek biz orada günlerce bekledik. Biz artık susmak istemiyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak: MA









