Eğirdir Gölü’nün ardından Burdur Gölü’n de yaşanan su çekilmesi iklim değişimine bağlanırken, çözüm olarak farklı havzadan su taşınması gündemde. Çekilmeye neden olan ve Gölleri besleyen akarsular ise gündem de yok
K. Bülent Ongun
yıllarda Burdur Gölü’nü besleyen akarsuların göle ulaşamaması sonucu orantısız çekilen su nedeniyle büyük çekilme yaşanmakta. Gölü besleyen akarsular üzerine inşa edilen baraj ve göletler ile yeraltı sularının sondajlarla aşırı derecede çekilmesi gölde su varlığının azalmasının en temel nedenidir. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Burdur Gölü kenarında Burdur Gölü Eylem Planı’na ilişkin yaptığı basın açıklamasında, iklim değişikliği nedeniyle göllerin kurumaya yüz tutar hale geldiğini ve bunda son 25 yıldır sıcaklıkların normalin üzerinde seyretmesinin etkin rol oynadığını iddia etti. Artan sıcaklıkların, azalan yağışların kuraklığı da beraberinde getirdiğini dile getiren Yumaklı, göllerin bu durumdan olumsuz etkilendiğini kaydetti.
Akarsulara 16 baraj
Bakanı İbrahim Yumaklı’ın asıl nedenden hiç söz etmemesi dikkat çekti. 1970 yılında göle fiili su girişi 243 milyon metreküp iken 2000 yılında su girişi 34 milyon metreküpe düştü. Bakanın son 25 yılı örneklerken, özellikle 2009 yılında Karaçal Barajı’nın su tutmasıyla birlikte göle su girişi yok denecek kadar azaldığını her nedense unuttu. Diğer yandan gölü besleyen Bozçay, Kravgaz, Kurna, Çerçin, Lengüme ve Büğdüz akarsularında yapılan barajlar ve göletler nedeniyle suyun göle ulaşması imkansız hale gelirken, gölün adeta kurumasına yol açıldı. Burdur’da Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından 2003’ten 2021 yılına kadar toplam 16 baraj ve 1 gölet yapılırken 5 baraj ve gölet inşası ise sürmektedir. DSİ yaptığı barajlar ve gölet ile 127 Milyon metreküp suyu hapsederken, ‘Yeraltı Barajı’ İnşa çalışmalarının Ağlasun ilçesinde devam etmektedir.
9 göle su!
Yumaklı, Ulusal Su Kurulu’nda göllerle ilgili bir eylem planı oluşturulması yönünde karar aldıklarını belirterek, bu kararlar doğrultusunda Eğirdir, Beyşehir, Akşehir, Eber, Bafa, Burdur, İznik, Seyfe ve Sapanca gölleri için eylem planları hazırladıklarını söyledi. İlk olarak geçen aylarda Eğirdir için açıklanan eylem planı kapsamında çalışmalara başladıklarını açıkladı. Burdur Gölü’nün hem uluslararası Ramsar alanı hem de ulusal ölçekte birinci derece doğal sit alanı olmasıyla ekolojik açıdan son derece önemli olduğunu hatırlayan Yumaklı, “Nesli tehlike altında olan ya da burayı yuva edinmiş birçok kuş türüne de ev sahipliği ediyor. Ülkemizin yedinci büyük gölü, kapalı havza dolayısıyla dışa akışı olmadığı için yoğun bir şekilde buharlaşmanın etkisiyle karşı karşıya kalmış durumda” sözleri içinde gölü besleyen akarsulardan söz etmemiş olması planın farklı amaçlar taşıdığına işaret etmekte.
5 yılda 6 milyar yatırım
Gölün yüz ölçümünün yarıdan fazla azaldığını söyleyen Yumaklı, “Son derece önemli bir kritik eşiğe geldi. Bu gölün ortalama yıllık 179 milyon metreküp su kaybettiğini ve bunun da yüzde 78’inin buharlaşmadan kaynaklandığını iddia etti. Yağışlar ve depolamalarla birlikte, göle giren su miktarı ise 112 milyon metreküp” diye konuştu. Göle giren su miktarı 243 milyon metreküpten 34 milyon metreküpe düşmüş olması açıklamalarda yer almadı. Hazırladıkları eylem planının aradaki giren ve azalan su miktarı arasındaki farkın kapatılmasına dönük olacağını belirten Yumaklı, “Buraya 5 yılda yaklaşık 6 milyar liralık yatırım yapmayı planlıyoruz. Bu yatırımla yıllık 50 milyon metreküplük suyu su havzamıza inşallah kazandırmış olacağız” dedi. Eylem planını 35 alt tedbirden oluşan 3 ana başlıkta uygulayacaklarını aktaran Yumaklı, ilave ve alternatif su kaynaklarına yönelik çalışmalar yapacaklarını söyledi.
Ağlasun’a yer altı barajı!
Burdur’un Ağlasun ilçesinde devam ettiği belirtilen Yer altı barajları ekosistemin milyarlarca yılda oluşturduğu döngüye açık bir müdahaledir. Yeraltı barajı fikri yüzeyden aşağıya doğru inilerek duvar örülmesi yoluyla suların biriktirilmesi hedeflenen ve özellikle Afrika’da uygulanmış olan bir yöntem be bu yöntem Afrika’da büyük ekolojik yıkımlara ve susuzluğa neden olmuştur. Kapitalizmin yarattığı ekolojik kriz nedeniyle dünya da süren iklim değişimi ve kuraklığın nasıl ortaya çıktığına bakmadan yeraltı barajlarının yaratabileceği zararları görmek pek mümkün değil. Büyük baraj inşasına göre yüzde 5-10 maliyetle yeraltı barajlarının yapılabildiğini söyleyen iktidarın, her şeyi paraya bağladığını açıkça görürken ‘şirket devlet’ işleyişini yaşıyoruz.
Su döngüsü zarar görecek
Yerüstünü yaşanmaz hale getirenler belki yaşamın en değerli sigortası olacak olan yeraltı sularının tamamına göz diktiler. Bu adım Türkiye coğrafyasının tamamen susuz bırakılacağını açık göstergesidir. Yeraltı barajları, yerüstü barajlarıyla birlikte büyük ekolojik sorunları ortaya çıkaracak ve susuzluk gelecek nesillere pis bir miras olarak kalacak. Başta endemik türler ve biyoçeşitlilik üzerinde büyük tehditleri ortaya çıkaracak. Sismik hareketlere yol açıp depremleri tetikleyebilecek. Yeraltı sularında büyük çekilmelere neden olurken kalitesi bozulacak. Yapılan beton duvarlar ardına hapsedilen sular nedeniyle milyonlarca yıllık su döngüsü bertaraf edilecek.
Eğirdir ve Burdur’a neden su taşınıyor?
Bakan Yumaklı Eğirdir Gölü ile ilgili yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin en büyük göllerinden olan Eğirdir Gölü’nün hacmi, yüzde 55 oranında geriledi. Bu sorunu çözmek için, buraya 5 yılda 21 milyar liralık yatırım yapacağız. Göle yıllık 42 milyon metreküp su takviyesi yapacak projenin ihalesini yaptık” dedi. Benzer açıklamayı Burdur Gölü ile ilgili de yaparken 5 yılda 6 milyar lira harcanıp 50 milyon metreküp su taşınacağını söylemesi arasındaki tutarsızlık açıkça ortada. Proje ihalesini yaptıkları iş için 21 milyar, Burdur içinse 6 milyar! Eğirdir Gölü’ne taşınacak suyun amacının bölgeye yapılacak pompaj depolamalı hidroelektrik santrali (PHES) olma ihtimali ise yüksek görünmekte.
Meriç Suyu OSB’lere!
Geçtiğimiz Kasım ayında, Edirne’nin Meriç nehrinden Çorlu ve Çerkezköy civarında bulunan OSB’lere sanayi-kullanma suyu temini için planlanan projenin nihai ÇED raporu yayımlanmıştı. Meriç Nehri sularının OSB’lere ve kaya gazı şirketlerine taşınma planları için somut adım atılırken, suyu çalınan Meriç Nehri, 267 metreküp/saniyeyle akarken, 2023 yılı sonunda 52 metreküp/saniyeye kadar gerilemiş olması Meriç’in tüm su varlığının taşınacağını göstermekte. Diğer yandan Ergene Nehri zehir akmakta, yeraltı suları ise yer yer 600 metre derinlere kaçmış olması 1. sınıf tarım bölgesi fiili olarak yok edilecek. Diğer yandan Antalya’nın Korkuteli ilçesindeki iki yaylanın suları kurulması planlanan Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) taşınma hazırlığını yapılması suyun hangi amaçla abluka altına alınıp taşındığına işaret ederken, Burdur’a taşınmak istenen suyun hangi amaçla kullanılacağı yakın zamanda ortaya çıkacaktır.









