Böcek türlerinin sayılarında, tarım ilaçlarının kullanımı ve iklim değişikliği nedeniyle genel bir azalma olduğu belirtiliyor. Ancak yeni bir araştırmaya göre, karasinek ve hamamböceği gibi değişikliklere uyum sağlayabilen böcek türlerinin sayısı hızla artarken, kelebek ve arıların sayısı ise aynı hızla azalıyor. Dünya genelinde böcek türlerinin yüzde 40’ının “çok fazla azaldığı” belirtiliyor. Böcekler, karada yaşayan canlı türlerinin çoğunluğunu oluşturuyor ve insanlar da dahil bir çok başka türün yaşamını kolaylaştırıyor. Son yıllarda yapılan diğer araştırmalar, özellikle kalkınmış ülkelerde arılar gibi belirli böcek türlerinin sayısının büyük oranda azaldığını gösteriyor.
‘Yüzde 40’ı yok olacak’
Araştırmacılar, önümüzdeki 10 ila 20 yılda dünyanın neredeyse tüm bölgelerindeki bu azalmanın, böcek türlerinin yüzde 40’ının yok olması anlamına geleceğini belirtiyor. Böcek türlerinin üçte birinin de nesli tükenme tehlikesi altında olduğu ifade edildi. Araştırma ekibinin başkanı Sydney Üniversitesi’nden Dr. Francisco Sanchez-Bayo, BBC News’e yaptığı açıklamada, “Azalmadaki ana etkenin, tarımsal uygulamalardan, kentleşmeden ve ormansızlaşmadan kaynaklanan yaşam alanı kaybı. İkincisi, gübre ve tarım ilaçlarının dünya genelinde kullanımı ve her türde kimyasal kirlenme. Üçüncüsü ise işgalci türler gibi biyolojik faktörler, dördüncü etki, özellikle tropik bölgelerde büyük bir etki yaratan iklim değişikliği” olduğunu belirtiyor.
Bulgular kaygı verici
Buglife adlı kuruluştan Matt Shardlow, “Mesele sadece arılar, polenlerin yayılması ve kendimizi doyurmamız değil. Atıkları yeniden işleyen bokböceği ve nehirlerle göletlerde yaşamı başlatan yusufcuk gibi böceklerde de azalma var” diyor. Shardlow ayrıca “Gezegenin ekolojisinin bozulmak üzere olduğu ve bu korkutucu eğilimleri geriye çevirmek için yoğun ve küresel bir çaba gerektiği, giderek netleşiyor. Böcek yaşamının yavaş yavaş azalmasına göz yummak, akılcı bir seçenek değil” diye konuştu. Çok sayıda kuş, sürüngen ve balığın başlıca yiyecek kaynağı böcekler azaldıkça bu türler de aynı tehlikenin altına giriyor. Sussex Üniversitesi’nden Prof. Dave Goulson ise “Geçmişteki büyük yok oluşlara bakarsanız, birkaç tür adapte olarak hayatta kaldı, tüm müsait yaşam alanlarına yayıldılar ve evrilerek yeni türler oluşturdular. Yani bir milyon yıl sonra, 20 ila 21. yüzyılda kaybolanların yerine yeni yaratıkların oluşturacağı bir çeşitlilik görüleceğine şüphem yok. Ama korkarım, bu çocuklarımız için pek bir teselli olmayacak” diyor.
EKOLOJİ SERVİSİ