• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
20 Temmuz 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Seçim sonrası muhalefet için notlar-Ali Ergin Demirhan

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
18 Nisan 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bu yazı yazılırken Ekrem İmamoğlu’na mazbatanın verilip verilmeyeceği, YSK’nin İstanbul seçimlerini yeniletip yeniletmeyeceği henüz belli olmamıştı. Ama kesin olan bir şey var, 31 Mart akşamından bu yana mazbata verilmediyse ve AKP iktidarı sonuçları kabul etmediyse de zafer muhalefetin elindedir. Yasal süreç her ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın mesele o zaferin elden bırakılıp bırakılmamasındadır. Seçim sürecinin iktidar lehine işleyen bütün adaletsizliklerine rağmen, iktidarın belirlediği kurallar içerisinden imkânsız görünen bir şeyi başararak onu seçimlerde alt eden muhalefet, 16 gün süren uzatmalara rağmen oyların çalınmasına da müsaade etmedi. Mevcut durum ne 7 Haziran seçimleri ile ne de 16 Nisan referandumu ile ne de hile ile muhalefetin elinden çalınmış uluslararası alandaki diğer örneklerle kıyaslanabilir. Kazanılmış bir seçimin yarattığı meşruiyet, özgüven ve motivasyon; seçim sonuçlarının tanınmaması durumunda muhalefete her türlü araçla karşı koyma şansı tanımaktadır. Bundan önceki görece başarılı seçim süreçlerinin ve Gezi Direnişi / Haziran İsyanı sürecinin ötesine taşınan bir meşruiyet söz konusudur.

***

Tek mesele meşruiyet değil elbette. Muhalefetin sergileyeceği direnişin şansı da yüksektir. Muhalefet cephesi birleşik olmasa bile bu aşamada ortak hareket etme eğiliminde, iktidar cephesi ise dış desteği, iç bütünlüğü, yönetme yeteneği ve çözüm kapasitesi açısından oldukça tartışmalıdır. Bir tarafın birliği diğer tarafın parçalılığının, bir tarafın atakta olması diğer tarafın savunma pozisyonunda kalmasının koşuludur. Muhalefet ortak hareket zeminin ve sürekli atakta olmalıdır.

***

Bu süreç aynı zamanda moral ve motivasyon üstünlüğünün de muhalefete geçtiği bir süreç olarak yaşanmaktadır. Toplumsal muhalefet örgütlerinin yıllardır biriktirdiği ancak 7 Haziran seçimleri sonrası kontrgerilla terörü ve OHAL koşullarında hareketsiz hale gelen ancak potansiyel olarak ortadan kalkmayan enerjisi yeniden harekete geçme eğilimindedir. Belediye çalışanları ile sınırlı olmayan biçimde emekçilerin uzaklaştıkları sendikal harekete geri dönüş eğilimleri, şimdilik seçim sonrası yerel buluşmalar şeklinde de olsa sokağa çıkma eğiliminin yeniden canlanması, seçim kazanan partilerle sınırlı olmamak üzere muhalefet örgütlerinin hatırlanması yönünde olumlu işaretler belirmekte ve bu da ülkenin bir yere kaybolmayan ve AKP’nin sandıkta alt edilmesinin temelinde yatan muazzam direniş potansiyel enerjinin akacak mecra arayışına işaret etmektedir. 1 Mayıslarda her yıl o yılın toplam mücadelesinin birikimi yansır, bu kez çeyrek asırlık bir hesabı kapatmak için meydanlara çıkılacaktır. Önderlik etmesini, örgütlemesini bilene çabasını karşılığını alacağı çok iş çıkmaktadır.

***

Peki 31 Mart sonrası mücadelenin ekseni ne olacaktır? Muhalefetin öne çıkan adaylarının kimliğine ve söylemlerine bakarak değil ana çatışma eksenlerine bakarak bir şeyler söyleyebiliriz. Sermaye hala Tayyip Erdoğan’ı destekleme eğilimindedir. Sermayenin istediği “güçlü yürütme” Erdoğan’ın merkezi iktidarıdır. Merkezi iktidar orada ancak kentleri ve dolayısıyla kapitalist işleyişin en kritik aşaması olarak değerin gerçekleşme sürecinin en önemli unsuru kentleri elinde tutan belediyeler Erdoğan’ın karşısında… Merkezi iktidarla yerel iktidarlar arasındaki bu gerilim, her ikisi de sermaye politikalarının farklı versiyonlarını izleme iddiasındaki politik aktörler arasında yaşansa bile, sermaye yanlısı politikalara karşı çıkan sol güçlerin istifade edebileceği bir çelişkiler alanı da yaratacaktır. Rejim krizi burada yaşanacaktır. Merkezi iktidar ve yeni kurulmak istenen rejimin kentlerin yönetiminin muhalefette olmasına tahammülü yoktur. Bu tahammülsüzlük ya merkezi iktidarın da değişimine ya da yerel iktidarların merkezi iktidar tarafından gaspına uzanan bir çatışma sürecini de tetikleyebilir.

***

AKP iktidarı, sınıfsal dışlamayı, kültürel-politik dışlama ile birleştirmiş, ezilenlerin bir bölümü çifte dışlama yaşamaya başlamıştır. Ancak bu sınıfı bölme biçimi, bir tür gerekliliktir de. Yerel seçimlerden kazanımla çıkan düzen içi muhalefet, sermaye politikalarına karı çıkmadan en azından kültürel-politik dışlamayı giderme iddiasındadır. Bu elbette yeterli değildir. Ne var ki yağma politikaları sınıfı bölmeden gerçekleştirilememektedir. Sermayenin yağmacı ve dışlayıcı yapısı ile AKP’nin 31 Mart’ta artık dur denilen yönetme biçimi arasında ciddi bir uyum söz konusudur. Burada belediyeleri AKP’nin elinden alan muhalefet açısından “iyi belediyecilik”, “tarafsızlık” iddiasını sermaye politikalarını işleterek korumak da zor görünmektedir. Bu uyumsuzluğun yaratacağı çelişkiler sol güçlere, emek güçlerine, kent savunucularına, doğa savunucularına önemli müdahale imkanları sunmaktadır. *** Kent pek çok yönüyle sınıfsal ve politik mücadelenin adresi olacaktır. Parlamenter siyaset araçlarının baskın olduğu ve solun, sokak siyasetinin oldukça etkisiz kaldığı bu yerel seçim sürecinin ardından toplumsal muhalefet etkili varlık gösterebileceği yeni bir düzleme adım atmıştır. Peki hangi rotada? O rotayı görmek için Gezi’den bugüne uzanan yola; sınıf çatışmasının ve politik iktidar çatışmasının alanı olarak kente bakmakta fayda vardır.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

‘Kürtçe dolaşmak istiyorum’

‘Kürtçe dolaşmak istiyorum’

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

DEM Partinin Barış ve Demokratik Toplum çağrısı kapsamında Bingöl’de de yaptığı halk toplantılarında mikrofon uzatılan altı-yedi yaşlarında bir Kürt çocuğu...

Özerk manzaralar: Yol filminde dağlar

Savaşsızlığı özlemek: Gitmek: Benim Marlon ve Brandom

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Aşkın bir eylem olarak tezahür ettiği, arzunun sınırları zorladığı ve savaşın görünmeyen ama hissedilen gölgesinde şekillenen bir yolculuk... Hüseyin Karabey’in...

Zulme Karşı Direnmek

Komisyonun ilk durağı Öcalan olmalıdır

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Her yolculuğun bir ilk durağı vardır. O ilk durak, yürünecek yolun yönünü belirler, istikametini tayin eder. Yanlış bir ilk adım,...

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

İdare ve Gözlem Kurulları sorunların odağında!

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Otuz yılını cezaevinde geçiren Abdullah Yılmaz arkadaşın cezası bitmesine rağmen tahliye edilmedi ve Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla tahliyesi...

Barış bir mücadele sorunudur

Barış ve demokrasiye doğru

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Barış ve demokratik toplum süreci şaşırtıcı bir hızla ve ezberleri bozan adımlarla ilerliyor. Demek ki doğru bir politikaya ve bu...

El koyma, çökme, ele geçirme

Neden duymayız birbirimizi, neden görmeyiz gerçekleri?

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

Sözleri dilediğimiz gibi evirip büküp dilediğimiz yorumu yapmak, algı yaratmak için mi, duyduklarımızı anlamayışımızdan mı kaynaklanmakta? Bilinmez. Yoksa iç sesimiz...

Sonraki Haber

Ermeni çobanların mavi tanrısı-Hüseyin Kalkan

SON HABERLER

Sakarya’da orman yangını

Sakarya’da orman yangını

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Casenê Kantonu ya da tarih sahnesi

Casenê Kantonu ya da tarih sahnesi

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

‘Kürtçe dolaşmak istiyorum’

‘Kürtçe dolaşmak istiyorum’

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

‘Liderin çağrısı devrimci bir görev’

‘Liderin çağrısı devrimci bir görev’

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Süveyda’da yaşananların perde arkası!

Süveyda’da yaşananların perde arkası!

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Özerk manzaralar: Yol filminde dağlar

Savaşsızlığı özlemek: Gitmek: Benim Marlon ve Brandom

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Zulme Karşı Direnmek

Komisyonun ilk durağı Öcalan olmalıdır

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır