Ölüm orucu ve açlık grevindekilerin sağlık durumları hayati risk taşıyan boyutta. M. Şerif Demir tutukluların sağlık koşullarının takibi için Sağlık Bakanlığı, hekimler ve sağlık örgütlerinin birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi
P KKLideri Abdullah Öcalan üzerindekitecridin kaldırılması için DTKEşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi 189. gününü geride bıraktı. Cezaevleri dahil dünyanın bir çok yerine yayılan açlık grevi eylemlerine karşı sessiz kalınması sonucu 30 tutuklu ölüm orucuna başladı. Açlık grevindeki ve ölüm orucundaki eylemcilerin sağlık durumları giderek ağırlaşırken hayati durumları için saniyelerin önemi de giderek artıyor. Buna rağmen konuya ilişkin resmi yetkililerden bugüne kadar her hangi bir açıklama yapılmadı. Diyarbakır’da siviltoplum örgütlerinin oluşturduğu Açlık Grevlerini Takip ve İzleme Platformu verilerine göre,tutukluların sağlık durumuna ilişkin belirli periyotlarla bilgilendirmeler yapan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir, konuya ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Aydın Atay’a konuştu.
Demir, insanın sağlığını daha iyi koruyabilecek, geliştirebilecek ve yaşamını sıkıntıya sokacak her şeyin karşısında olduklarını belirterek, sürecin insan yaşamının esas alındığı bir noktada çözülmesi gerektiğini vurguladı. Hekimlerin ve sağlık örgütlerinin açlık grevlerine yaklaşımını gerek Malta Sözleşmesi’nde gerekse de Dünya Tabipler Birliği’nin hazırladığı bildirgelerde net olarak aktarıldığını ifade eden Demir, ölüm orucu ve açlık grevlerine ilişkin bugüne kadar yaptıklarıtüm çalışmaların sözleşmelerin esasına göre olduğunu aktardı.
Başvurulamız kabul edilmedi
Cezaevlerine bağımsız heyetlerin girmesine izin verilmediğinden kaynaklı bugüne kadar ki geneltakiplerini Açlık Grevleriİzleme ve Takip Platformu üzerinden sürdürdüklerini aktaran Demir,tutukluların sağlık verilerini, avukatları veya aileleritarafından kendilerine aktarıldığı kadarıyla sağlık boyutuyla bilgilendirmeler gerçekleştirdiklerini ifade etti. Demir, “Açlık grevinde olanların da, mahpusların da bağımsız hekim ve heyetler tarafından takip edilmesi gibi bir hakları var. Biz de bunun üzerinden cezaevlerine başvurularımızı yaptık ve gitmek istedik. Yalnız bugüne kadar bize verilen cevaplar da böyle bir gerekliliğin olmadığını ve gereklitüm çalışmalarının yapıldığı üzerinden dönüş yapıldı” diye kaydetti. Demir, “Koğuşlar kalabilecek kişi sayısı üzerinden kat be kat dolmuştur. Sağlık boyutuyla yeterli olması mümkün değil. Bunun içinde açlık grevlerinin olması ve sayının fazla olması nedeniyle cezaevlerinin tek başına bunu takip etmesi imkansızdır. O yüzden yetkililer, Sağlık Bakanlığı, hekimler ve sağlık örgütleri birlikte çalışarak bunun üstesinden gelinebilir” şeklinde konuştu.
Ölüm değil yaşam kazanmalı
Açlık grevlerinin hiç kimsenin bedenine ve yaşamına zarar vermeden çözülmesinin hekimlerin vicdani ve insanitemennisi olduğunu söyleyen Demir, “Gelen aşama ve ölüm oruçları kaygı vericidir. Ölüm oruçları için uzun bir zaman yoktur. Dolayısıyla herkesi duyarlılığa ve insan yaşamını temel alan bir çözüme kavuşmasını diliyoruz. Ölüm değil, yaşam kazanmalı” dedi.
HABER MERKEZİ