AİHM, tutuklu bulunan gazeteci İdris Sayılğan davasına ilişkin Türkiye’den savunma istedi. Başvuruyu yapan avukatlardan Veysel Ok, ’15 Temmuz’dan sonrası Kürt medyasında çalışan bir gazeteci için Türkiye’den istenen ilk savunma. Bu açıdan çok kıymetli’ değerlendirmesi yaptı.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) avukatları Veysel Ok ve Barış Oflas ile Londra-merkezli medya yasal destek kuruluşu Media Legal Defense Initiative (MLDI) kuruluşundan Padraig Hughes, AİHM’e gazeteci İdris Sayılğan’ın durumuna ilişkin başvuru yapmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yapılan başvurunun ardından dosyanın öncelikli inceleyeceğini belirtmişti. Dosyayı inceleyen AİHM, Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 2 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri İdris Sayılğan davasına ilişkin Türkiye’den savunma istedi.
‘Hızlı karar süreçlerine uygun mu?’
AİHM, Hükümetten açıklama istediği savunmada gazetecinin Anayasa Mahkemesine yaptığı başvuruyla ilgili sürecin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) kişilerin “Özgürlük ve Güvenlik Hakkını” garanti altına alan 5’inci maddesine uygun olarak ele alınıp alınmadığını ve özellikle 5’inci maddede anıldığı şekliyle “hızlı karar” süreçlerine uygun olarak ilerleyip ilerlemediğini sordu.
Mahkeme ayrıca, gazetecinin tutuklu olarak yargılanmasının AİHS’nin 5’inci maddesini ihlal edip etmediğini ve tutuklama sırasında dosyada bulunan delillerin isnat edilen suçun işlendiğine dair bağımsız bir gözlemciyi ikna edip edemeyeceği sorusunu yöneltti.
Siyasi tutuklama sorusu
AİHM, Türkiye’den açıklama istediği bir diğer soru da başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediğini ve tutukluluğunun ifade özgürlüğünü koruyan AİHS 10’uncu maddesine uygun olup olmadığı oldu. Mahkeme ayrıca başvurucunun özgürlüğünden yoksun bırakılmasının 5’inci maddeye uygun olarak gerçekleşmiş olsa dahi ‘Haklar Üzerindeki Kısıtlamaların Kullanımın Sınırlanmasını’ engelleyen 18’inci maddenin göz önünde bulundurulup bulundurulmadığını sordu. Bu, Sayılğan’ın tutuklanmasının siyasi saikle gerçekleşip gerçekleşmediğinin sorgulanması anlamına geliyor.
Avukat Ok: Çok önemli
MLSA Eş-Direktörü ve başvuruyu yapan avukatlardan Veysel Ok, “15 Temmuz’dan sonrası Kürt medyasında çalışan bir gazeteci için Türkiye’den istenen ilk savunma. Bu açıdan çok kıymetli. 5 ve 10’uncu maddenin yanı sıra 18’inci maddenin, yani siyasi tutuklama olup olmadığının sorulması çok önemli. Eğer mahkeme bu yönde bir karar verirse Türkiye’de gazeteciliğin önünü açan bir karar olacak. Hükümet savunmasından sonra kendi savunmamızı vereceğiz. Sonraki süreçte uluslararası örgütlerin de bu davaya katılmasını bekliyoruz. Türkiye’de tutuklu gazetecilerin önünü açacak bir karar çıkacağını umuyoruz” dedi.
Sayılğan’a yöneltilen suçlamalar
“Örgüt üyeliği” ve “Örgüt propagandası” suçlamalarıyla yargılanan ve kanun hükmünde kararname ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) muhabiri Sayılğan, 24 Ekim 2016’da tutuklanarak, Trabzon Cezaevi’ne gönderilmişti. 25 Ocak tarihinde Muş 2’nci Ağır Ceza Mahkemesince Sayılğan’a 8 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Gazeteci hakkında hazırlanan iddianamede suçlamalara kanıt olarak yalnızca yaptığı haberler ve haber kaynaklarıyla yaptığı konuşmaların yazıya dökülmüş kayıtları bulunuyordu.
Kaynak: MA