• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
18 Ağustos 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Ölüm, hafıza ve nesnelerin hayatı – Christian Boltanski*

22 Haziran 2019 Cumartesi - 00:50
Kategori: Manşet, Yazarlar

Bana öyle geliyor ki Batı kültürü tamamen nesnelerle ilgili. Bir Afrikalı, 16. yüzyıla ait bir maskın korunmasını önemsemez; onun için önemli olan, mask yapma becerisine hâlâ sahip birilerinin olmasıdır. Pek çok gelenekte, nesnenin korunmasına önem verilmez, asıl önemli olan o nesnenin arkasındaki fikrin ya da hikâyenin biliniyor olmasıdır. Japonya’daki Zen tapınakları o kadar narindir ki her on yılda bir yeniden inşa edilmeleri gerekir. Buna rağmen insanlar bu binaları anıt olarak adlandırıyor, çünkü arkalarındaki hikâyeyi biliyorlar. Yani, bir yanda nesne kültürleri var, diğer yanda bilgi kültürleri.Eserlerimin çoğu giysileri içeriyor; bir giyim eşyası, bir fotoğraf ve cansız bir beden arasında dolaysız bir ilişki var bence: bir zamanlar yaşamış olan biri var, ama artık burada değil. Böyle eserler üzerinde çalıştığımda insanlar bana hep bu malzemeleri kullanma şeklimi anlayabildiklerini söylüyorlar, anneleri veya nineleri öldüğünde giysilerini ve diğer eşyalarını ne yapacaklarını bilemediklerini anlatıyorlar. Özellikle ayakkabıların, onları giymiş olan insanla çok özel bir bağı vardır. Kullanılmış giysilerle çalışmanın güzel yanı, bunların eskiden gerçekten birine ait olması. Birisi onları seçmiş, sevmiş, ama şimdi içlerindeki hayat yok olmuş. Bu giysileri sergilemek, onlara yeni bir hayat vermek gibi – sanki onları diriltmek gibi.

İnsanlar genelde eserlerimde hüzün görüyor, ama bence hayli neşeli tarafları da var. Kullanılmış giysilerin yer aldığı büyük bir eser yaptığımda bazı insanlar onu Holokost’la ilişkilendirip ne kadar hüzünlü olduğundan söz ediyor. Halbuki çocuklar böyle bir eseri çok eğlenceli buluyor, bütün o giysileri kendi üzerlerinde denemek hoşlarına gidiyor

Holokost’tan sonra da Holokostlar oldu. Suçluluk veya suçsuzluk meselesi hakkında çalışmıyorum ben. Eserlerim ölüm gerçeğiyle ilgili evet, ama Holokost’la ilgili değil. Birkaç sene önce Sans Souciadlı bir kitap yapmıştım. Berlin’deki bir bit pazarından aldığım bir fotoğraf albümüydü. Albümdeki hoş görünümlü insanların bazısı Nazi olacaktı. Fotoğraflarda Noel ağaçları görüyordunuz, müzik çalıyor, çocuklar… tıpkı bizim gibiydiler. Canavar bizden farklı olmuş olsaydı onunla baş etmek kolay olurdu. Ama canavar bizdik. Bu kitabı Amerika’dayken yapmıştım, Körfez Savaşı’ndan hemen sonra. Televizyonda Ortadoğu’dan dönen pilotları gördüğümü hatırlıyorum; o kadar genç, o kadar tatlıydılar ki, kız arkadaşlarını, bebeklerini öperken görüntülenmişlerdi, oysa daha bir gün önce kadınları ve çocukları öldürüyorlardı! Kitapta metin yok, ama “okuduğunuzda” bir soruyla baş başa kalıyorsunuz. Belki insanın suçlu mu suçsuz mu olduğu sorusudur bu. Kurban mı cani mi, yoksa ikisi birden mi… Fakat bunu ille Holokost bağlamında düşünmek gerekmiyor.

Eserlerim çelişkilerle dolu. Bir sanat eseri açıktır – eseri, kendi yaşantılarından yararlanarak, ona bakanlar yapar. Eserimdeki bir ışık aklınıza polis sorgusunu da getirebilir, ama aynı zamanda dinî bir çağrışımı vardır – mum gibi. Veya tek bir ışıkla aydınlatılan kıymetli bir resmi anıştırır. Esere bakmanın birçok yolu var…

*Derya Yılmaz tarafından çevrilen bu yazı www.e-skop.com adresinden alınmıştır.

 

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Çok gerçek, en çok gerçek – Aytuna Tosunoğlu

Sonraki Haber

Ilısu Barajı önlenmelidir, çünkü yaşamsaldır – Yusuf Gürsucu

Sonraki Haber

Ilısu Barajı önlenmelidir, çünkü yaşamsaldır - Yusuf Gürsucu

SON HABERLER

DEDAŞ Zulmü: Suya set, toprağa kilit, halka mali işkence

DEDAŞ Zulmü: Suya set, toprağa kilit, halka mali işkence

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

Kürt siyasallaşması ve spor

Eşik: Aşmak veya aşılmak

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

Bakanlık 10 cezaevini kaybetti!

Mamak’tan unutulmaması gereken bir anı

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

Suriye’de cihatçı gruplar Suriye Ordusu Tümenlerine dönüştürülüyor!

Suriye’de cihatçı gruplar Suriye Ordusu Tümenlerine dönüştürülüyor!

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

Kadın yaşarsa dünya değişir; kastik katile karşı varoluş mücadelesi

Devlet dönüşür mü?

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

Şenoğlu: Öcalan sosyalizme yeni bir kapı açıyor

Şenoğlu: Öcalan sosyalizme yeni bir kapı açıyor

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

Yazarlar

Kürtleri cehenneme davet ediyorlar, bu mümkün mü?

Yazar: Yeni Yaşam
18 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır