Kadın hakları açısından geriye gidişe ve hakkaybına yol açacak‘Nafaka Düzenlemesi’ne kadınların itirazı sürerken,yargı Meclis’ten önce davrandı ve bir boşanma davasında ‘süresiz nafaka verilemeyeceğine’ hükmetti
Kadın haklarıyla ilgili yapılan yasal düzenlemelerde kazanılmış haklarda geriye gidiş AKP hükümeti ile birlikte sürüyor. Meclis gündeminde olması planlanan yasa taslağı paketinde “nafaka düzenlemesi” de bulunması kadın hakları açısından geriye gidiş endişesine yol açıyor ve bu durum kadın örgütleri tarafından “boşanmayı önlemeye dönük” bir hamle olarak yorumlanıyor. “Nafaka düzenlemesi” ile ilgili tartışmalar sürerken İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, bir boşanma davasında “süresiz nafaka verilmeyeceğine” hükmetti. İstinaf mahkemesi, kararında tarafların yaşları ve kısa evlilik süresini gerekçe yaptı. Avukatlar Selay Dağsuyu ve Sevil Aracı Bek, mahkemenin kararını Mezopotamya Ajansı’ndan Hamdullah Kesen’e değerlendirdi. Kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırıların sistematik olarak uzun süredir devam ettiğine dikkat çeken Avukat Selay Dağsuyu, “Boşanmayı araştırmak ve aile kurumunu güçlendirmek” gerekçesiyle 2016 yılında Meclis’te kurulan “Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu”nda yer alan maddeleri hatırlattı. “Kürtaj hakkının uygulamada yok derecesine getirilmesi, boşanmanın zorlaştırılmaya çalışılması, şiddet görmüş/ikinci plana atılmış kadının arabuluculuk uygulamasında eş ile karşı karşıya getirilmesi tasarısı, istismara af konusunun gündemde tutulması ise raporda yer alan diğer maddelerdendir” diyen Dağsuyu, ancak asıl amacın kadınları evliliğin içinde tutmak, ekonomik olarak eve hapsetmek ve susturma olduğunu söyledi. Bu nedenle nafaka hakkının sınırlandırılmasıyla kadınların kazanılmış haklarının kaybının hız kazanarak devam edeceğini vurgulayan Dağsuyu, “Haklarımızın korunması amacıyla kadın, erkek, herkes ‘Nafak hakkıma dokunma’ demek için imza kampanyası yürütmekte” dedi.
Yasal dayanaktan yoksun
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin bir boşanma davasında tarafların yaşları ve kısa evlilik süresini gerekçe yaparak, “süresiz nafaka verilmeyeceği” kararının kabul edilmesinin mümkün olmadığının altını çizen Dağsuyu, nedenini de şu sözlerle anlattı: “Söz konusu karar, henüz süresiz nafaka konusunda yasal bir düzenleme yapılmadan verildi. Dolayısıyla; yasal dayanaktan yoksundur. Son olarak belirtmek gerekir ki söz konusu kararda nafaka hesabında evlilik süresinin ve yaşın esas alınması, bu konuda yasal düzenlemelerin yapılacağının habercisi niteliğindedir. Ekonomik gücünü tamamlayamayan kadınlar ise boşanmayı göze alamamakta ve şiddetle geçen hap solunmuş evliliğine mecbur kalmaktadır.”
Kadını hiçe sayıyor
“Aileyi korumak” adı altında getirilen ve kadını hiçe sayan politikaları desteklemediklerine vurgu yapan Dağsuyu, “Kadınları nafakaya muhtaç etmeyecek politikaların uygulanmasını, eşit işe eşit ücret verilmesini, 6284 sayılı kanunun korunmasını, boşanmada arabuluculuk tasarısından vazgeçilmesini, ücretsiz kreş/ bakımevi gibi uygulamaların hayata geçirilmesini ve okulda, işte, evde, hayatın her alanında kadınları ikinci plana iten zihniyete son verilmesini tüm kadınlar için talep ediyoruz” dedi.
Yargı hükümetten etkileniyor
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 2 yıllık evliliğe 2 yıllık nafaka kararını değerlendiren Sevil Aracı Bek ise, “İstinaf Mahkemesinin verdiği bu kararın mevcut hiçbir yasal dayanağı yok. İktidar tarafından öne sürülen ve esasen henüz kanunlaşmamış bir düzenlemenin bile emir telakki edilerek bu şekilde uygulanması açıkçası çok şaşırtıcı bir durum. Nafakanın süreli olarak bağlanmasına dair kanunda bir yasak yok; ancak böylesi bir uygulama da şimdiye kadar görülmemiş bir durum. Kanun metninden anlaşılan nafakaya süresiz hükmedilmesi ve kaldırılma koşulları gerçekleştiğinde kimi hallerde kendiliğinden, kimi hallerde de hakim kararıyla nafakanın kalkmasıdır. İlk kez verilen bu karar esasen yargının hükümet söylem ve politikalarından ne kadar fazla etkilendiğinin de kanıtıdır” şeklinde konuştu. İktidarın kadınların, kadın örgütlerinin tüm taleplerine kulaklarını tıkadığını söyleyen Bek, “Biz kadınlara düşen ise her alanda karşılaştığımız, haklarımızı tırpanlamaya çalışan, kazanımlarımızı bir bir elimizden almak isteyen bu düzenlemelere karşı mücadeleyi sürdürmek ve kadın dayanışmasını büyütmek” diye konuştu.
5 kriter getirilecek
Avukat Sevil Aracı Bek, kadınların ömür boyu eski eşlerinin maddi desteğini aldığı iddiasıyla yalan yanlış istisnai örneklerle başlatılan tartışmaların, bugün nafaka hakkında yeni bir düzenleme yapılmasına kadar getirildiğini söyledi. Son yargı paketinde nafaka ve tazminata ilişkin düzenlemelere değinen Bek, şöyle devam etti: “Daha önce Adalet Bakanlığı, nafaka hesaplamasına 5 kriter getirecek bir çalışma yürüttüğünü ilan etmişti. Buna göre nafaka, ‘evli kalma süresi’, ‘çocuk olup olmaması’, ‘boşanan kadının yaşı’, ‘gelir durumu’ ve ‘kusur durumu’ dikkate alınarak hesaplanacakmış. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nın birlikte düzenlediği nafaka çalıştayından çıkan ve basına yansıyan sonuçlara göre ise, kısa süreli evliliklerde en az 2 yıl, uzun süreli evliliklerdeyse nafakanın evlilik süresine göre belirlenmesinin benimsendiği söyleniyor. Sürecin seçim nedeniyle uzadığı ifade edildiği açıklamalarda, ‘Nafaka konusunun en yakın süreçte çözümlenmesi bekleniyor’ deniliyor.”
İmza kampanyasına destek büyüyor
Nafaka Hakkı Kadın Platformu, 12 Haziran 2019’da 100 kadının imzaladığı bir metinle, kadınların nafaka hakkına karşı yasa değişikliği ya da yargı kararları yoluyla getirilecek her türlü kısıtlamaya itiraz etti. “Nafaka hakkına dokunma” başlıklı metnin imza sayısı 10 günde 10 bini aştı. ‘Kadınların Nafaka Hakkına Dokunmayın’ başlıklı imza metnine ülkenin her yerindeki birçok kadının desteği devam ediyor. İmza kampanyasına pek çok sanatçı da destek verdi.
ADANA