ABD, önümüzdeki hafta S-400 teslimatının yapılacağını açıklayan Türkiye’ye yaptırımları hatırlattı. Ankara’nın ise yaptırımları en az hasarla atlatmak için orta yol arayışında olduğu bildirildi.
ABD ile Rusya hava savunma sistemi S-400 aldığı için kriz yaşayan Türkiye, yaptırımları hafifletmek için adımlar atmaya başladı. Ankara’dan Trump yönetiminin 31 Temmuz’a kadar alımdan vazgeçmesi için verdiği mühlete uyulmayacağına yönelik önceki gün de açıklamalar geldi. Önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sonrasında ise Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, S-400 teslimatının bir hafta içerisinde yapılacağını duyurdu. Demir, teslimat nedeniyle ABD’nin CAATSA kapasımdaki yaptırım hazırlığının da sır olmayacağını belirterek, bu konuda tedbir aldıklarını da belirtti. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan da konuya ilişkin açıklama geldi.
S-400’lerin yakın bir zamanda teslim edileceğini ve aktif şekilde kullanılacağını açıklayan Kalın, bu silahın savunma amaçlı olduğunu ve tehdit oluşturmadığını vurguladı. Kalın, S-400’ler’in NATO sistemi içerisinde yer alan güvenlik sistemlerine bir tehdit ya da tehlike oluşturacak bir savunma sistemi olmadığını savunarak, “Nereye konuşlandırılacağı konusunda çalışmaları Milli Savunma Bakanlığımız, Hava Kuvvetleri Komutanlığımız ve kuvvet komutanlıklarımız birlikte yürütüyorlar” ifadesini kullandı.
Orta yol bulma arayışı
ABD Başkanı Donald Trump’tan gelen ılımlı mesajlara rağmen Washington’dan Türkiye’ye S-400’ler nedeniyle yaptırım kararından geri adım gelmezken, ABD yaptırımlarını hafifletmek için Ankara’da S-400’lerin fiilen kullanılmayacağı bir seçeneğin konuşulduğu iileri sürüldü. Cumhuriyet’ten Hüseyin Hayatsever‘in haberine göre, Ankara kulislerinde S-400’lerin Türkiye’de kurulumunun yapılmasının ardından ‘barış mevzilenmesi’ adı altında sadece güvenlik risklerinin arttığı dönemlerde aktif hale getirileceği, diğer zamanlarda kapalı tutulacağı, bu yolla da ABD yaptırımlarından en az hasarla kurtulmanın planlandığı konuşuluyor. Uzmanlar ise S-400’lerin bu şekilde kullanılmasının, Türkiye’nin bu sistemi almasının temel sebebi olarak açıklanan füze tehdidine karşı kesintisiz koruma sağlamayacağını belirtiyor. S-400’lerin tam koruma sağlaması için özellikle 600 kilometre çapında menzili olan radarının aktif olarak açık kalması gerektiğine dikkat çekilirken, radarın aktif olmadığı durumlarda olası bir füze tehdidi fark edilip sistem açılana kadar geçen sürede vurulmanın gerçekleşeceği kaydediliyor.
Yaptırım hatırlatması
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ‘barış mevzilenmesi’ formülünün ABD ile görüşmelerde gündeme gelmediğini dile getirirken “Zaten S-400 bir savunma sistemidir, saldırı sistemi değil. Savunma sistemi, acil bir durum olduğu zaman, Türkiye’ye yönelik füze saldırısı olduğu zaman devreye girecek. Durup dururken S-400’ler niye devreye girsin? Bir kere maliyeti çok yüksek. Biz bunu oyuncak diye almadık ki” dedi. S-400’lerin “Türkiye’ye yönelik bir saldırı ya da tehdit olduğunda, acil bir durumda kullanılacak bir sistem” olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Herhangi bir ülkeye durup dururken saldırı için kullanılacak bir sistem değil. O yüzden bunun detayını konuşmaya gerek bile yok” ifadelerini kullandı. ABD yönetiminden de Ankara’dan gelen bu açıklamalar üzerine yeniden yaptırım hatırlatılması yapıldı. ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin S-400 alması halinde F-35’leri teslim alamayacağını, F-35 programından çıkarılacağını ve CAATSA yaptırımlarına maruz kalacağını tekrarladı.
DIŞ HABERLER