• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
20 Temmuz 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

‘Atlantik Sendromu’ ya da Kolektif Paranoid Şizofreni-Zafer Yörük

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

George Orwell’in 1984 romanında dünyanın iki süper devleti Okyanusya ve Avrasya sürekli çatışma ve savaş halindedir. Bu uluslararası durum öngörüsünün “Soğuk Savaş” boyunca büyük ölçüde hayata geçtiğine insanlık olarak tanık olduk. 21. Yüzyıl’a gelindiğinde bu küresel kutuplaşma, ideolojik bagajından arınırken coğrafi görünürlülüğe de kavuştu. Jeopolitik “mesleğinin” erbabı, uzun süredir “Atlantik” ve “Avrasya” blokları arasındaki bir kamplaşmadan söz eder oldular.

Türkiye’de kimlik algıları açısından soğuk savaş sürecinde fazla bir sorun yoktu. Cumhuriyet’in kurucu korkusu olan “Sevres Sendromu”, küresel anti-komünist ideolojiyle girdiği kimyasal reaksiyon içinde milli paranoyanın başlıca tezahürünü “komünist tehdit” olarak somutlamayı başarmıştı. Bu ideoloji ile donanmış olan 12 Eylül darbesi, sol hareketi ve emek örgütlenmelerini ülke haritasından adeta sildi. “Dış mihraklar” olarak işaretlenen komünist ülkeler ise 1980’li yılların sonuna doğru ortadan kalkacaktı. Ama bu koşullar, ülkede bir ideolojik rahatlama yerine yeni sarsıntılara neden olacaktı. Cumhuriyetin ideolojik elbisesinin iki önemli söküğü giderek daha çok görünürlük kazanıyordu: İslami kimlik ve Kürt kimliği. “Sevres sendromu”, milli kimliği şiddetle sarsan bu iki fay hattının “iç ve dış mihraklar” retoriğiyle ötekileştirilerek inkârı için artık yetersizdi. Yalnızca popüler sağduyu düzeyinde değil devletin kendi ideolojik netliği anlamında da derinleşen bir kimlik krizi yaşanmaktaydı.

2003 tarihli “Türk Genelkurmayı: Bölünmüş ve Huysuz Bir Koalisyon” başlıklı ABD Ankara Büyükelçilik raporu, yıllar sonra (2011) Wikileaks tarafından yayınlandı. Bu rapor, ordu içinde üç fraksiyon olduğunu belirtiyor: Atlantikçiler, Ulusalcılar ve Avrasyacılar. İttifak içindeki Avrasyacılar ve Ulusalcılar, Rusya ile ittifaka eğilimlidirler çünkü bu ittifakın Türkiye’nin demokratikleşmesini gerektirmeyeceği inancına sahiptirler. Avrasyacı/ulusalcı bakış açısının bir başka özelliği, milli kimlikler içinde dinsel aidiyetleri özellikle de İslami kimliği inkâr etmenin artık gerekli olmadığının kabulüdür. Buna karşılık en büyük tehdit “bölücülüktür” ki Atlantik bloğunun özellikle Avrupa’nın dayattığı demokratikleşme, özellikle bu tehdidin gerçekleşmesine yol açma tehlikesi taşımaktadır.

ABD Büyükelçisi’nin “bölünmüş ve huysuz koalisyon” tanımını, Genelkurmay’la sınırlı olmaktan çıkarıp bütün “devlet aklı” sathına yayarak resmi ideolojiyi ve siyasal ekseni yeniden tanımlama savaşı olarak algılamak doğru olur. Bu durumda da bir yanda Atlantikçi/Avrupacı öte yanda Avrasyacı/Ulusalcı kanatlar arasındaki huysuz koalisyon yerine, özellikle 15 Temmuz “darbesinden” bu yana bir Avrasyacı/Ulusalcı “beton-devlet” gidişatı saptamak daha doğru olacaktır.

Avrasyacı/Ulusalcı beton-devletin harcına en önemli malzeme takviyesi, Aleksandr Dugin’in “Yeni Avrasyacı” görüşlerinden gelmektedir. Dugin, Atlantikçi küreselleşmeye karşı ulus-devlet modelini korumak gerektiğini vazediyor. Komşu ülkeler olarak, Rusya, İran ve Türkiye arasında “karasal” ittifakın gereğini savunuyor. Bu ittifak, komşuların komşularına doğru yayılacaktır; Fars, Türk, Müslüman gibi kimlikler Avrasyacı perspektif açısından sorun oluşturmamaktır. Nihai hedef, Asya ve Avrupa kıtalarını içeren bir coğrafi bloktur.

Dugin ile yakın ilişki içinde olmakla övünen Doğu Perinçek gibi “Türk bilgeleri”ne göre; İran, Irak, Suriye ve Türkiye, toprak bütünlüklerini savunmak temelinde ortak davranmalıdır çünkü bu, Atlantikçilerin dayatması “Kürdistan” projesinin hayata geçmemesi için zorunludur. Avrupa Birliği’nin demokratik hak ve özgürlükler diye koştuğu şartlar Perinçek’e göre “sapıklık hakları”dır. ABD önderliğindeki Atlantikçilik, Avrupa Birliği yoluyla bu şartları dayatırken bir yandan da Suriye’de Kürt güçlerini silahlandırmaktadır. Böylelikle “demokratikleştirerek bölme” projesi yanında “ikinci İsrail” olarak birleşik Kürdistan kurma amacı da gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Dugin Avrasyacılığının Türk milli paranoyasına adaptasyonu sonucu Avrasyacılık, tamamıyla Kürt korkusu içinde bir paranoid şizofreni vakasına dönüşmüş bulunmaktadır.

İşte Türkiye, S-400 alımlarıyla bir eksen kayması içine sürüklenirken Ulusolcu/Avrasyacı yeni “resmi ideoloji” de Siyasal İslamcı Erdoğan liderliğinde böyle adım adım şekillenmekte. “Şanlı ordumuza” Patriot füzesi yanında F-35 jetlerini de (üstelik parasını ödediğimiz halde) teslim etmeyi reddederken Suriye’deki cihatçı müttefiklerimize karşı Kürt güçlerine silah ve hava desteği veren; “aziz vatanımızı bölmek” amacıyla “demokrasi” silahını kullanan “dış mihraklar” olarak ABD ve Avrupa Birliği, resmi ideolojinin ve milli kimliğin yeni “Öteki”si olarak formüle edilme aşamasındadır. Başka deyişle, 20. Yüzyıl’ın Türkiye’yi parçalara ayırma kâbusundan müteşekkil “Sevres Sendromu”, 21. Yüzyıl’da yerini “Atlantik Sendromu”na bırakmaktadır.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

İdare ve Gözlem Kurulları sorunların odağında!

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Otuz yılını cezaevinde geçiren Abdullah Yılmaz arkadaşın cezası bitmesine rağmen tahliye edilmedi ve Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla tahliyesi...

Barış bir mücadele sorunudur

Barış ve demokrasiye doğru

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Barış ve demokratik toplum süreci şaşırtıcı bir hızla ve ezberleri bozan adımlarla ilerliyor. Demek ki doğru bir politikaya ve bu...

El koyma, çökme, ele geçirme

Neden duymayız birbirimizi, neden görmeyiz gerçekleri?

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

Sözleri dilediğimiz gibi evirip büküp dilediğimiz yorumu yapmak, algı yaratmak için mi, duyduklarımızı anlamayışımızdan mı kaynaklanmakta? Bilinmez. Yoksa iç sesimiz...

Muhalefet mi dediniz?

Demokrasi, yurttaşlık, sınıf mücadelesi

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

1- Sermaye kendi ihtiyaçlarının bilincinde olan ve onları elde etmeye çalışan, ülkenin gidişi hakkında düşünen ve etkilemeye çalışan yurttaşlar değil,...

Hak savunuculuğunun bedeli!

Zıtların birliği ve kapımızdaki yeni savaş

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

Birbirinin tam tersi gerekçelerle barış yönündeki gelişmelere karşı çıkanlar, zıtların birliği manzaraları oluşturuyor. Boşalan alanların kendilerine kalacağı umuduyla atılan hamasi...

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Barışa giden yolda belirsizlikler

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

9-11-12 Temmuz 2025 tarihlerinde yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin son yıllardaki en kritik siyasal kırılmalarından birine işaret ediyor. Öcalan’ın video mesajı, PKK’nın...

Sonraki Haber

Van Gogh’un Orakçı’sı-Arif Altan

SON HABERLER

‘Türkiye Kıbrıs’ta gasp ettiği toprakları terk etmeli’

‘Türkiye Kıbrıs’ta gasp ettiği toprakları terk etmeli’

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

‘Bebeğim doğmadan polis şiddetiyle tanıştı’

‘Bebeğim doğmadan polis şiddetiyle tanıştı’

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Süveyda’ya saldıran DAİŞ’liler canlı yayında!

Süveyda’ya saldıran DAİŞ’liler canlı yayında!

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Hiçbir düş yarım kalmayacak

Hiçbir düş yarım kalmayacak

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Munzur Festivali başlıyor: İrade gaspına ve zorunlu göçe karşı bir duruş çağrısı

Munzur Festivali başlıyor: İrade gaspına ve zorunlu göçe karşı bir duruş çağrısı

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

İdare ve Gözlem Kurulları sorunların odağında!

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır