Hükümet geçen yıla göre fındık alım fiyatını 17 TL olarak belirledi. Ziraat odalarının hesabına göre 1 kg. fındığın maliyeti en az 14.5 lira. Ortalama olarak 16,5 Lira civarında. 26 Ekim 2018’de dolar 5.63, mazot fiyatı 6.33 liraydı. 27 Temmuz 2019’a geldiğinde dolar 5.61, mazot fiyatı 6.36 lirada seyrediyor. Yine geçen yıl 14 TL’den alınan kabuklu fındığın kg. fiyatı 25 liradan satılıyor. Üreticiden tüketiciye gelinceye kadar oluşan fark yüzde 1.8 civarında; kısacası fiyat, yaklaşık yüzde 100 artmış. Tarladan markete, pazara ulaşan fındık içine gelince, makas daha da açılıyor. Örneğin 1 kg fındıktan ortalama 420 gram fındık içi çıkıyor. Market fiyatlarına göre karşlaştırdığımızda; Migros’ta 200 gram fındık içi fiyatı 19.90 TL. Bu durumda üreticiden 17 TL’ye alınacak bir kg. kabuklu fındıktan elde edilen fındık içi Migros mağazalarında 41.79 liraya satılıyor. Fiyat farkı 2.5 kat. Carrefour’da ise kilosu 54.90 ile 59.90 lira olan fındık içinin 420 gramı 23.06 TL ediyor. Yani üretici 14.5-16,5’e mal ettiği bu fındığı, devletin belirlediği fiyattan tümünü satarsa kilo başına 1 ile 2,5 TL arasında bir kazanç elde etmiş olacak. Buna 2 TL’lik sübvansiyonu da eklersek, toplam 4.5 lira yapar. Bu durumda elde edilen kazanç yüzde 27 ediyor. Oysa tarladan tüketiciye ulaştığında ortaya çıkan fark yüzde 141 düzeyinde. Asgari ücretli 2018 temmuz ayında bin 603 lira ile 133 kg. kabuklu fındık alırken, 2019’un aynı döneminde 101 kg. fındık alabiliyor.
****
Çiftçinin gözü hükümette
Maliyetler nedeniyle zor günler geçiren Tarım kesimi, mevsim normalleriden farklı ve aşırı yağışlar nedeniyle sıkıntıları bir kat daha arttı. Buğday ambarı sayılan Diyarbakır, Mardin, Urfa ve Batman’da yaşanan yüzde 60-65’lik verim kaybı, bölgenin diğer tahıl alanlarında geçerli. Bir diğer tahıl üretim merkezi olan Ağrı, Iğdır, Kars ve Erzurum’da da hasat sonuçları hüsran yaratttı. Bunlardan bir de bölgenin en büyük tarım arazisine sahip olan Hınıs ilçesi geliyor. Hınıs’ta bu yıl üretilen buğdayın aşırı kayıp nedeniyle yemlik olarak ancak kullanılabildiği belirtiliyor. Tanelerin mevsim gereği zamanında yağışlar yağmadığı için istenen dolgunlukta olmadığı, kaydedilirken, önümüzdeki süreçte buğday sıkıntısı nedeniyle yeniden ithalata başvurulması beklentisi artıyor. Hınıs Ziraat Odası Başkan Yardımcısı Sadrullah Gündüz, bölgede kuraklık nedeniyle ciddi bir verim kaybı oluştuğunu belirterek, “Şu an zaten TMO dahi ürün alımına gelmedi. Alınacak nitelikte olmadığını söyledi. Ürün almadı. Gerçekten de öyle” dedi. Gündüz, ayrıca, Hınıs-Karaçabon bölgesinde buğday üretiminde ortalama bin 500 ton gibi bir rekoltenin bulunduğunu hatırlatarak, yaşanan olumsuzluğa dikkat çekti. Buna karşın yem ve saman konusunda bir sıkıntı çıkmayacağını kaydederken, ortaya çıkan bu olumsuz tablo nedeniyle çiftçilerin kredi borçlarının ertelenmesi talebinde bulunduklarını söyledi. Gündüz, Bölge Ziraat odaları olarak bu duruma karşı hükümet nezdinde girişimlerinin de sürdüğünü kaydetti. Aşırı yağış ve mevsim normallerinin dışında seyreden hava koşullarının yol açtığı olumsuzluk ve maliyetlerdeki artış nedeniyle Türkiye genelinde kredi borçlarının ertelenmesi çağrısı yapılmakta. Ancak hükümetten şu ana kadar bir yanıt çıkmış değil. Yeni Merkez Bankası yönetimi enflasyonu 13.9’a düşürse de maliyetlerdeki artış bunun en az iki katı. Çarşı pazarı ise hiç sormayın. Bir tek örnek: Geçen yıl temmuz sonunda 9-9.5 TL olan bir torba çimento, bu yıl aynı dönemde 16-17 TL’den satılıyor. Fiyat artışı yüzde 89.
**
Yeni bir ticaret gelişiyor…
Sağlık sorunlarındaki artışa paralel kentlerde organik gıdaya olan ilgi her geçen gün artarken, bunu temin etmek için memlekete başvurular her geçen gün daha da artıyor. Özellikle de yaz ve sonbahar aylarında tatile gidenler buralarda bulabildikleri köy ürünlerini ihtiyaçları ve imkanları ölçüsünde temin edip beraber kente götürüyorlar. Öyle ki, tatil ya da zorunlu memleket ziyaretleri bu ihtiyaçlar düşünülerek de gerçekleştirilmeye başlandı denilebilir. Bir anlamda yeni bir mevsimlik ticaret oluştu diyebiliriz. Şu anda küçük ölçek gibi görünse de özellikle de köy ürünlerine olan ilgi ve talep zirve yapmış durumda. Nohut, beyaz fasulye, bal, tereyağı, zeytinyağı, kurutulmuş meyveler, çökelek ve peynir, pekmez bunların başında geliyor. Kuru dut, kurutulmuş kayısı, üzüm, dağ sarmısağı de keza öyle. Küçük kentlere gidenlerin en çok ziyaret ettikleri yerlerin başında artık bu tür ürünlere satan dükkan ya da mağazalar geliyor.