• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
15 Kasım 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Mağdur siyasetinin bugünkü anlamı üzerine-Erol Katırcıoğlu

3 Ağustos 2019 Cumartesi - 00:06
Kategori: Yazarlar

AKP Hükümeti’nin aldığı politik yol “İslami” kimlikçi bir hegomonyaya savrulduğundan bu yana toplumda dayanışma içinde olması gerekenler yalnızca ötekileştirilmiş Kürtler, Aleviler, Ermeniler vs değil aynı zamanda kendini Türk ve “seküler” olarak gören bireylerdir de. Nitekim, özellikle İstanbul seçimlerinde bütün bu farklı kimlik kesimlerinin Ekrem İmamoğlu’nun arkasında yer almış olması da bu yüzden tesadüfi olmadığı gibi zorlama da değildir. O nedenle de bir “mağdurlar siyaseti” bütün bu kesimlerin taleplerini dikkate alan bir yerden kurulmalı.

Bir an için düşünün, bu günkü iktidar, kimliğinden ötürü “mağdur” olan ya da kendilerini “mağdur” hisseden bütün kesimlerin kimlik taleplerini kabul eden bir iktidar olsaydı, bu toplumda örneğin Kürt sorunu, Alevi sorunu vs gibi kimlik sorunları olur muydu? Olmazdı! Olmazdı çünkü herhangi bir kimliğe ait olmak, o kimliğin taleplerinin karşılanmasıyla bir “sorun” olarak ortadan kalkar ve böylelikle bu kimlik mensupları toplumdaki diğer insanlar gibi kendilerini “farklı” ama diğerleriyle “eşit” olarak görmeye başlarlardı.

Hayalimiz bu!

Bu hayali gerçekleştirmek üzere bütün mağdur kimliklerin, kurulmak istenen “dışlayıcı” hegemonyaya karşı ortak mücadelesi her şeyden önce bu farklı taleplerin mensuplarıyla etkileşime girmekle başlar. Biz kimiz ve ne istiyoruz gibilerinden. Çünkü bu topraklar, bu topraklarda bir devlet kurulduğundan bu yana, yan yana yaşayan ve fakat birbirlerini pek de tanımayan farklı kimliklerin olduğu topraklardır. O nedenle de her şeyden önce birbirimizi anlamaya çalışmak ve gerçekte ne istediğimizi, nasıl bir toplumda yaşamak istediğimizi birbirimize anlatmak zorundayız. Ancak böylelikle bir “mağdurlar siyaseti” oluşturabilir ve toplumun daha demokratik bir yere doğru hareket etmesini sağlayabiliriz.

Dolayısıyla bir “mağdurlar siyaseti”nin perspektifinde bütün mağdurlar vardır. Hangi kimlikten olduğuna bakılmaksızın çağrı “hepimiz özgür olmadıkça hiç birimiz özgür olamayız” çağrısıdır. Birlikteliğimiz ise birbirimizin yaralarını sarmak ve birbirimizi iyileştirmek üzere bir birlikteliktir. Çözümü ise gerçek katılımcı bir demokrasinin inşa edilmesidir.

Böyle bir çağrı kimliğinden dolayı ötekilenen bütün kimliklere olduğu kadar, bugüne dek egemen olmuş olmasına rağmen şimdi kendini baskı altında hisseden “seküler Türklere” de olmalıdır. Çünkü onlar da son zamanlarda “ötekileştirilmenin” ne demek olduğunu daha iyi anladılar.

Böyle bir çağrı aynı zamanda mağdur kimliklerin içindeki herkese yönelik olmalıdır. Her hangi bir kimliğin içinde ötekileştirilmiş olan sermaye sahibi de, toprak sahibi de, esnaf da, orta sınıfın herhangi bir mensubu da bu çağrının muhataplarından sayılmalıdır. Örneğin Kürt bir işadamı da Kürt bir işçi de aynı demokrasi talebinde kendini bulmalıdır. Mağdurlar siyaseti ancak böylelikle ete kemiğe bürünebilir.

Önümüzde geniş bir alan var. Çünkü önümüzde çok sayıda mağdur kimlik ve çok sayıda mağdur birey var. Onları da bu yürüyüşe katmamız gerekir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Faşist tehdit paranoyak bir kâbus değil; gündelik bir gerçeklik

Sonraki Haber

Tutku-Ragıp Zarakolu

Sonraki Haber

Tutku-Ragıp Zarakolu

SON HABERLER

Tarihsel yükler ya da yeni ufuklar

İktidar, süreç ve siyasi tutsaklıklar

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
15 Kasım 2025

Tarihsel hakikatten dersim gerçeğine

Tarihsel hakikatten dersim gerçeğine

Yazar: Heval Elçi
15 Kasım 2025

Amed’de çetelere kimler göz yumuyor?

Amed’de çetelere kimler göz yumuyor?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
15 Kasım 2025

Uçak kazaları ve iktidar

Uçak kazaları ve iktidar

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
15 Kasım 2025

45 yıllık darbe rejimine mahkûm muyuz?

23 yılda 36 bin iş cinayeti tesadüf mü?

Yazar: Heval Elçi
15 Kasım 2025

Kasım bir mevsim değil, Dêrsim’in hafızası’dır

Kasım bir mevsim değil, Dêrsim’in hafızası’dır

Yazar: Heval Elçi
15 Kasım 2025

Şam’da art arda patlamalar: Ölü ve yaralılar var

Şam’da art arda patlamalar: Ölü ve yaralılar var

Yazar: Yeni Yaşam
14 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır