• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
24 Haziran 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Mustafa Durmuş

‘ABD askeri yardımları’: Kime, nasıl, neden?

5 Ağustos 2024 Pazartesi - 10:39
Kategori: Mustafa Durmuş, Yazarlar
Merkez Bankası’nın enflasyon raporu ve bir kısım muhalefetin entelektüel düzeyi

Orta Doğu’da Hamas’ın geçen yıl 7 Ekim’de İsrail’e karşı başlattığı saldırı ile başlayan savaş Gazze’de bir Filistinli katliamına dönüşürken, Siyonist İsrail devleti savaşı daha da tırmandırarak, İran’da olduğu gibi başka ülkelerin topraklarında üst düzey Hamas liderlerini öldürmeye başladı.

Bu gelişme bir kısım dünya kamuoyunda, “üçüncü dünya savaşının başlamasına ramak kaldığı” biçiminde yorumlanıyor.

Nerede savaş, orada ABD

Dünyadaki sıcak çatışma ya da savaş bölgelerinin hemen hemen hepsinin ortak özelliği ABD’nin (ve bazen de İngiltere, Fransa ve Almanya gibi müttefiklerinin) bu savaşlara bir biçimde dâhil olması. En son Ukrayna savaşında bu çok net bir biçimde ortaya çıktı.

ABD neredeyse 900 milyar dolara yakın askeri bütçesinin (Pentagon Bütçesi) bir kısmını dünyanın geri kalan kısmındaki ülkelerde ya da bölgelerde kullanıyor. “Askeri yardımlar” adı altında, desteklediği rejimlere ya da silahlı muhalif güçlere yaptığı bu yardımlar genel dış yardımlarının çok önemli bir bölümünü oluşturuyor.

Aşağıdaki tablo 1948-2022 yılları arasında ABD’nin diğer devletlere yaptığı bu yardımların dağılımını ve bileşimini gösteriyor.

En fazla yardım İsrail’e yapıldı!

Bu tabloya göre ABD, 1948 yılından bu yana, askeri ve ekonomik yardım adı altında yapmış olduğu yardımların en büyüğünü açık ara İsrail’e yaptı. Öyle ki İsrail’e yaptığı yardım 300 milyar doları aşıyor. İsrail’e yaptığı bu yardımın üçte ikisinden fazlasının askeri yardım olduğu görülüyor.

İsrail’den sonra ABD yardımlarını en fazla alan ülke ise, ironik bir biçimde, 150 milyar doları aşan bir yardım ile Mısır. ABD yıllardır bu ülkedeki askeri diktatörlükleri destekliyor.

Yardımların üçte ikisi askeri yardım biçiminde

Listede en sonda yer alan Türkiye’ye yapılan yardım ise 80 milyar dolar civarında. Ancak bunun da üçte ikisini askeri yardımlar oluşturuyor. Ekonomik yardımların içinde ise örneğin “ABD buğdayını satın alma şartına bağlı”, ABD tarımsal üretiminin ve ihracatını güçlendiren yardımlar ön planda.

Yardımlar ABD askeri-sanayi-finans-teknoloji kompleksine hizmet ediyor

Askeri yardımlar geleneksel olarak daha ziyade askeri araç gereç, silah gibi ayni yardımların yanı sıra, günümüzde askeri robotlar ve yapay zekâ gibi modern teknoloji yatırımlarından oluşuyor. Bu da dev bir sektör haline gelen ve son zamanlarda büyük finans ve teknoloji şirketleriyle işbirliğine giren ABD “askeri sanayi kompleksi”nin gelişmesine büyük katkı sağlıyor.

ABD’de Roberto J. González adlı bir akademisyen tarafından hazırlanan “Büyük Teknoloji ve Silikon Vadisi Askeri-Sınai Kompleksi Nasıl Dönüştürüyor” başlıklı bir rapor, yapay zekâ destekli ölümcül otonom silah sistemlerinin ya da katil robotların tartışmalı yükselişini, Gazze’den Ukrayna’ya savaş alanlarında yapay zekânın nasıl işlevsel bir biçimde ölüm makinalarına dönüştüğünü anlatıyor.

González, 2018 – 2022 yılları arasında, aralarında Lockheed Martin, RTX, Northrop Grumman, General Dynamics, Boeing ve BAE Systems gibi savunma sanayi devlerinin ve Microsoft ve Amazon gibi yüksek teknoloji şirketlerinin, risk sermayesinin ve özel finans şirketlerinin Pentagon ile yaptıkları en büyük beş askeri sözleşmenin “toplamda en az 53 milyar dolarlık sözleşme tavanına sahip olduğunu” belirledi. (1)

Hegemonyayı canlı tutmak

Bu yardımlarla aslında ABD, kendi finansal sermaye, teknoloji ve meta üretimi ve ihracatını sürekli olarak artırırken, aynı zamanda emperyalist bir devlet olarak tek kutuplu dünyada mevcut pozisyonunu da korumaya çalışıyor. Zira başta hızla yükselen Çin olmak üzere BRICS ülkelerinin ayrı bir kutup oluşturma gayreti onun hegemonyasını sarsıyor.

Örnek olarak, ABD Devlet Başkanı Biden, Washington’un kendi emperyalist hesaplarıyla Ukrayna’ya ekonomik ve askeri yardım sağlıyor. Oysa Filipinler’den Vietnam ve Irak’a uzanan uzun emperyalist savaşlar tarihinin de gösterdiği gibi, Washington ulusal kurtuluş mücadelelerinin müttefiki değildir. Washington Rusya’yı zayıflatmayı, Doğu Avrupa’da genişleyen etki alanına müdahale etmesini önlemeyi ve NATO müttefiklerini sadece Moskova’ya karşı değil, NATO’nun tarihinde ilk kez stratejik odak olarak belirlediği Çin’e karşı da birlikte kullanmayı amaçlıyor. (2)

Biden’ın İsrail’in sürdürdüğü soykırım savaşına verdiği desteğin de gösterdiği gibi, ABD tüm dünyada ulusal kurtuluşun ve toplumsal devrimin başlıca düşmanlarından biridir. ABD, sefil bir statükoyu dayatmayı amaçlayan başlıca hegemondur ve bu nedenle uluslararası kolektif kurtuluşun müttefiki değil, rakibidir.

Ayrıca, ABD askeri yardımlarıyla körüklenen iç ve dış savaşlar,  ABD’nin kuklası konumundaki devletlerin yardım gönderilen bölgede ya da ülkede bir savaş aparatı olarak işlev görmesini sağlarken, otoriter rejimlerin ve diktatörlerin ayakta kalmasına hizmet ediyor.

Buna karşılık ABD, bu yardımlarıyla bölgelerdeki halkların katledilmesine, ekonomilerin çökmesine, göçlere, hak ve özgürlüklerinin tamamen ortadan kaldırılmasına neden oluyor ve doğasına büyük zararlar veriyor.

Sonuç olarak

Nasıl ki ABD’yi  “kurtarıcı” ya da “demokrasi havarisi” görme yanlışlığına düşmemek gerekiyorsa, aynı şekilde “düşmanımın düşmanını dostum” olarak görmek gibi tam tersi bir hataya da düşmemek gerekiyor.

Yani çeşitli şekillerde kaba anti-emperyalizm, sahte anti-emperyalizm ya da kampçılık olarak adlandırılan bir pozisyon alarak ABD’nin Çin ve Rusya gibi emperyalist rakiplerini sözde bir direniş ekseni olarak kabul etmemek lazım.

Son olarak, günümüzde ulusalcı soldaki bazılarının yaptığı gibi “jeopolitik indirgemecilik” pozisyonunu da benimsememek gerekiyor. Kısaca, çeşitli emperyalist devletlerin yağmacı doğasını görerek, bunların hiçbirini desteklememek gerekiyor.

Bu emperyalist güçler ezilen halklar ya da uluslar üzerinde çatışmaya girdiklerindeyse, bu halkların özgürlüklerini kazanmak için silahlanma hakları da dâhil olmak üzere, kendi kaderlerini tayin etme haklarını savunmak yerine, bu tür durumları emperyalistler arası rekabetin tek eksenine indirgeme yanlışına da düşmemek gerekiyor. Bu noktada emperyalist güçlerin fail, ezilen uluslarınsa mağdur oldukları unutulmamalıdır. (3)

Elbette emperyalist güçler ulusal kurtuluş mücadelelerini (eğer vekâlet savaşlarından başka bir şey değillerse) manipüle edebilirler. Ancak “jeopolitik indirgemeciler” bu olasılığı günümüzde meşru ulusal kurtuluş mücadelelerine verilen desteği reddetmek için kullanıyorlar. Bu hataya düşmemek gerekiyor.

Dip notlar:

  • https://www.commondreams.org/news/military-industrial-complex-big-tech (17 April 2024).
  • Ashley Smith, https://www.counterpunch.org/2024/05/29/imperialism-and-anti-imperialism-today (29 May 2024).
PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Üniversitelerdeki bin 453 bölümde profesör yok

Sonraki Haber

Elkê kırsalında operasyon: 3 köy ablukada

Sonraki Haber
Elkê kırsalında operasyon: 3 köy ablukada

Elkê kırsalında operasyon: 3 köy ablukada

SON HABERLER

Tüm Bel-Sen’den TİS çağrısı: Tek yol emekçilerin mücadelesi

Tüm Bel-Sen’den TİS çağrısı: Tek yol emekçilerin mücadelesi

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Numan Kurtulmuş, eski Meclis başkanlarıyla görüştü

Numan Kurtulmuş, eski Meclis başkanlarıyla görüştü

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi: Barışa ses vermeye çağırıyoruz

Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi: Barışa ses vermeye çağırıyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Basın meslek örgütleri: Özgür Basını susturamayacaklar

Katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin anısına film çekiliyor

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

DEM Parti’nin Meclis Başkan adayı Çandar oldu

Meclis’te ‘komisyon’ gündemli toplantı başladı

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Pirsûs Katliamı anması davasında 30 kişiye beraat

Pirsûs Katliamı anması davasında 30 kişiye beraat

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Pezeşkiyan: İsrail ateşkesi ihlal etmezse, İran da ihlal etmeyecektir

Pezeşkiyan: İsrail ateşkesi ihlal etmezse, İran da ihlal etmeyecektir

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır