• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
30 Haziran 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

ABD’nin güncel Çin politikası üzerine (I)

10 Mayıs 2020 Pazar - 00:44
Kategori: Yazarlar

ABD Başkanı Trump patavatsız üslubuyla Corona-Pandemisine Çin Halk Cumhuriyeti’nin (ÇHC) sebep olduğunu iddia ederek, dünya kamuoyunun dikkatini ÇHC’ne çekmeye çalışıyor. Bu, kanımızca fazlaca spekülatif iddia Trump’ın asıl motivasyonunu gizlemeye yarıyor. Çünkü ABD emperyalizminin ÇHC konusunda – virüsten tamamen bağımsız olarak – uzun vadeli bir ajandası var. Pandemi bu konuda bir fırsat olarak kullanılacağa benziyor. O açıdan Trump’ın çıkardığı patırtının arka planına bakmak, aydınlatıcı olacak.

ABD emperyalizminin ÇHC’ne yönelik politikaları oldum olası muğlak bir görünüm sergilemekte, ama her zaman ÇHC’ni ABD’nin hakimiyeti altındaki emperyalist-kapitalist dünya düzeninin boyunduruğu altına sokma, en azından küresel kapitalizme bağlama hedefini gütmekteydi. Bu hedef sabit bir sütun olarak her ABD başkanının politikalarını belirlemiştir. Örneğin Obama yönetimi 2011’de “Asya’ya açılma” kararını alarak ve bizzat Dışişleri Bakanı Hillary Clinton tarafından “Amerika’nın Pasifik Yüzyılı” ilân edilerek ÇHC açık hedef hâline getirilmişti. ABD o dönemde, donanmasının üçte ikisini 2020’ye kadar Pasifik’te konumlandıracağını açıklıyor ve ÇHC’ne karşı “sınırlama ile bağımlı kılma” stratejisini uyguluyordu.

Yönelim açısından bakıldığında Trump yönetiminin Obama çizgisini devam ettirdiği söylenebilir. Ancak Trump bu noktada Nixon’un 1971’de geliştirdiği stratejiyi farklı biçimde uygulamaya çalışıyor. ABD Nixon döneminde elindeki olanaklarla aynı anda hem Sovyetler Birliği’ne hem de ÇHC’ne karşı adım atamayacağı gerçeğinden hareketle, ÇHC ile yakınlaşmıştı. Bu politika SSCB’nin silahlanma yarışıyla nefesi tüketilene dek Reagan tarafından devam ettirilmişti.

Trump ise tersinden Rusya Federasyonu ile olan ihtilaflı durumu dondurdu – veya Avrupalı müttefiklerine delege etti de diyebiliriz – ve ÇHC’ni hedefine koydu. NATO üyesi ülkelerin silahlanma bütçelerini yurtiçi GSMH’nin yüzde ikisine yükseltme ve ABD’nin “koruma kalkanı” altındaki güvenlik tüketicileri yerine, “güvenlik üreticisi” olmaları konusundaki ısrarlı talepler, tarihsel bir zayıflama sürecinde olan hegemon ABD’nin tüm kaynaklarını ÇHC’ne karşı kullanmak istemesiyle bağlantılıdır. Trump’ın NATO’daki müttefiklerine dayattığı iş ve yük bölümü bu zorunluluğun bir sonucudur.

ABD açısından ÇHC kontrol altına alınması gereken bir meydan okumadır, çünkü Pekin pozisyonlarını kararlı biçimde savunmaktadır. ÇHC yönetimi bir tarafta dünya düzeninin kurumsallaşmış biçimleri içerisinde aktif angajmanını sürdürürken, diğer taraftan da ABD öncülüğünü ve Batılı yaklaşımları tümden reddetmektedir. Bu ise ABD yönetimi ve egemen sınıfları arasında “Çin’in güçlenmesi ABD’nin zayıflamasına neden olacağından, bu, eldeki tüm olanaklarla hemen engellenmelidir” seslerinin yükselmesine neden olmaktadır.

Ancak ÇHC’ni ABD’nin hakimiyeti altındaki dünya düzeninin boyunduruğu altına sokmaya çalışmak, sonuçlarını tahmin edebilmek için bakabileceğimiz tarihsel bir örneği olmadığından, son derece zor bir girişimdir. Nihâyetinde bu girişim, 1945 sonrasında ABD’nin Batı Almanya, Japonya ve Güney Kore’yi küresel kapitalizme dahil etme başarısından çok daha devasa bir adım olacaktır. Kaldı ki, 1945 sonrasının koşullarından bugün söz etmek olanaksızdır.

Günümüzün iktisadî, malî, siyasî ve askeri koşullarının bu bağlamda ne anlama geldiğini haftaya bu köşede irdelemeye devam edelim…

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Dolu bir hayat ve iyi bir final

Sonraki Haber

‘Kürt değil misin, öl!’

Sonraki Haber

'Kürt değil misin, öl!'

SON HABERLER

Cizîr’de 32 yıldır yasaklı olan iki köy barajla suya gömülmek isteniyor

Çığırından çıkmış bir dünya

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Şirnex’te ormanlık alan yüzde 20 yok oldu

Şirnex’te ormanlık alan yüzde 20 yok oldu

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Zulme Karşı Direnmek

İran neden çöküşün eşiğine geldi

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

İpin ucu kaçıyor

Lozan’ı aşmak

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Farkında olmalı ve korumalı

Farkında olmalı ve korumalı

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Kürt aklı ve Kürt ideolojisi

Kürt aklı ve Kürt ideolojisi

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Devlet, sınıf, komün

Devlet, sınıf, komün

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır