• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
22 Ağustos 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Abdullah Öcalan’ın aldığı kararlar doğru

22 Ağustos 2025 Cuma - 12:03
Kategori: Güncel, Manşet
Abdullah Öcalan’ın aldığı kararlar doğru

Fransız teorisyen Nils Andersson, Abdullah Öcalan’ın 3’üncü Dünya savaşı koşullarında akılcı bir yaklaşım sergilediğini vurgulayarak, Abdullah Öcalan’ın savunduğu fikirlerinin önemine değindi

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 27 Şubat’ta yaptığı ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın ardından toplanan PKK 12’inci Kongresi, partinin feshi de dahil olmak üzere tarihi nitelikte kararlar aldı. Hem Abdullah Öcalan’ın bu tarihi çağrısına hem de PKK’nin 12. Kongre kararlarına uluslararası alandan destekler gelmeye devam ediyor. Fransa’nın önde gelen düşünürlerinden, teorisyen, editör ve yazar Nils Andersson, konuya ilişkin ANF’den Serkan Demirel’e konuştu.

“Öncelikle, Abdullah Öcalan figürünün; Antonio Gramsci, Nelson Mandela, Adem Demaci, Georges Abdallah, Marwan Barghouti ve Leonard Peltier’nin mücadelelerinden, onların zindanlarından ve hapishanelerinden ayrı düşünülemeyeceğini söylemek isterim” diyen Nils Andersson, şunları kaydetti:

“Onlar hiçbir zaman boyun eğmediler; halklarının sosyal ve politik özgürlüğü için mücadeleyi sürdürdüler ve sürdürmeye devam ediyorlar. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca biliyoruz ki, bu güncel aşamada Başkan Öcalan, özgürlüğünü bir ön koşul olarak görmüyor ve mücadelesini zindanda sürdürmeyi kabul ediyor. Girişte bu önemli noktayı vurgulamak istedim.”

‘Akla dayalı bir karar’

Geçmişteki silahlı mücadeleye ve 3’üncü Dünya savaşının koşullarına değinen Nils Andersson, Abdullah Öcalan’ın Kürt halkının haklarını elde etmek için başka bir yol seçme yönündeki doğru kararı ortaya çıktığını şöyle belirtti:

“Abdullah Öcalan’ın seçtiği bugünkü aşamaya kültürel varlığın tanınması, Kürt siyasi kurumlarına özerklik verilmesi ve siyasi-hukuki bir çözüm arayışı. Bu, akla dayalı bir karardır; bugünün uluslararası durumuna ve halkların mücadele olanaklarına uygun bir karardır. Bu nedenle, bu hedef adil, makul ve meşru bir amaç olarak anlaşılmalı ve duyulmalıdır.”

‘Öcalan’ın yeni önerisi akılcıdır’

‘Mevcut uluslararası bağlamda, çok sarsıntılı ve altüst olmuş bir dünyada, tarihin hızlanmış bir evresini yaşıyoruz; her şey altüst oluyor’ diyen Nils Andersson şöyle devam etti:

“Ben, dönemlere, anlara ve dünya çapındaki güç dengelerine göre mücadele biçimlerinin ve araçlarının nesnel koşullara uyarlanması gerektiğine inanıyorum. Biliniyor ki, silahlı kurtuluş mücadelesi, üçüncü dünya döneminde, yani ‘fırtınalar bölgesinde’, artık sınırlarına dayanmıştır. Dolayısıyla bu gerçeğe nesnel bir yaklaşım göstermek gerekir. Halklar, emperyalizm ve iktidarlar arasındaki güç dengesinin böyle olduğu bu aşırı şiddet döneminde, Öcalan’ın yaptığı gibi bir davayı savunmak -yani Türkiye bağlamında kültürel kimlik haklarını talep etmek- aslında Türkiye içinde özerklik talebi değil; kültürel kimliğin tanınmasıdır. Kürt kurumlarının var olma hakkı, kendi kurumlarına sahip olma hakkı ve Kürt toplumu içinde bu yapıların varlığı talebidir. İşte bu, gerçek bir barış yoludur. Bence mevcut koşullar içinde bu yol adil bir yoldur, derinden adil bir yoldur. Çünkü bugün savaşın taşıyıcılarına karşı durmak gerekir; onlar son derece aktiftir. Oysa halklar için en kötü şey savaştır. Bu bağlamda düşünüyorum ki, Abdullah Öcalan’ın yeni önerisi akılcıdır, adildir ve içinde bulunduğumuz döneme, siyasi duruma uygun düşmektedir.”

‘Yabancı devletler desteklemeli’

“Kürt meselesi açısından, parlamento bünyesinde böyle bir komisyonun kurulması önemli bir ilerlemedir” diyen Andersson, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu sürecin başarısı için yabancı devletlerin, hükümetlerin ve uluslararası kurumların bu girişime destek vermesi ve barışın sağlanmasına katkı sunması faydalı olacaktır. Var olan durum, sürecin küçük adımlarla ilerleyeceğini gösteriyor. Ama mevcut dünya koşullarında ve mevcut güç dengesiyle böylesi bir girişim; mümkün olan yoldur, gerçekçi olan yoldur ve gidilebilecek tek yoldur. Dolayısıyla, Kürtlerin bu aşamada dışarıdan destek alması hayati önemdedir.”

‘Kürt davası evrenseldir’

“Kürtlerin davası, Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun ötesine geçen önemli bir davadır. Çünkü bugünün dünyasında onların savunduğu düşünceler, aslında evrensel bir davadır” diyen Andersson, “Dünya bir halklar, diller ve kültürler mozaiğidir. Ve şunu iyi anlamak gerekir ki, Kürt halkının davası yalnızca Türkiye çerçevesini değil; Ortadoğu çerçevesini de aşar. Onların mücadelesi evrenseldir; çünkü dünya, dillerin, halkların, kültürlerin ve dinlerin mozaiğinden oluşur ve her birinin kendine özgü bir tarihi vardır. Dünyada, 300’den fazla bölgede bağımsızlık, direniş, kendi kaderini tayin, özerklik, egemenlik ya da kültürel haklar için mücadele eden özgürlük hareketleri var. Çünkü devlet sınırları halklara dayatılmıştır. Dolayısıyla, Kürt davası izole bir dava değildir. O, bugün bir öncüdür; halkların kendi özerkliklerine, bağımsızlıklarına veya kültürel ve sosyal haklarına sahip olma hakkının simgesidir. Ve ben inanıyorum ki, bu anlamda, 21. yüzyılda bu, dünyadaki temel çelişkilerden biri olacaktır. Kürt davası, bu bakımdan yol açıcıdır; bugünün dünyasının bağlamında bir alan açmaktadır. Evet, zorluklar büyük olacak. Küresel güç dengesi Kürtler lehine değil; bu bir engel, büyük bir handikaptır. Ama dava haklıdır ve işte bu haklılık taşınmalı ve savunulmalıdır.”

‘Marksizme yönelik eleştiri haklı’

Abdullah Öcalan, PKK’nin 12’inci Kongresi’ne gönderdiği notlarında Marksizm’e dönük eleştirilerine değinen Nils Andersson şu ifadeleri kullandı:

“Abdullah Öcalan’ın kitaplarının Fransızca baskısı için önsöz yazdım. Bu mesele önemli bir meseledir. Öcalan’ın Marksizm’e yönelik eleştirileri büyük ölçüde haklı. Örneğin, ekonomizme verilen aşırı önemli eleştirisi. Burada Öcalan’ın tamamen haklı olduğunu düşünüyorum. 20. yüzyıl sosyalizmi ekonomiyi ön plana çıkardı. Elbette ekonomi hayati önemdedir. İnsanları doyurmak, yaşam koşullarını iyileştirmek, bunlar birincil bir hedeflerdir. Ancak ekonomizmin tuzağına düşmemek gerekir. Çünkü gerçekte toplumun dönüşümü -ve bugün Rojava’da denenen şey de budur- her şeyden önce bireylerin bilincindeki değişimle gerçekleşir. Bu, sofraya konulan yemekle ya da insanların tatil yapıp yapamamasıyla ilgili değildir. Gerçek dönüşüm insanların bilincindedir. Ve bence Öcalan’ın ortaya koyduğu nokta, yani ekonomizm eleştirisi son derece önemlidir.”

‘İnsan bilinci hesaba katılmadı’

Nils Andersson sözleinin devamında şu ifadeleri kullandı:

“Sonuçta sosyalizmin, Marksizmin, komünizmin amacı, ilk ortaya konduğunda, insanın özgürlüğüydü. Özgürlük elbette toplumsaldır, ama aynı zamanda bireysel, ahlaki ve politiktir. Bu noktada, Öcalan’ın 20. yüzyıl sosyalizmine getirdiği eleştirinin doğru olduğunu düşünüyorum. Bu boyut ya küçümsendi ya da yeterince işlenmedi. Sistemin çöküşü bunun en açık örneğidir. Sadece ekonomik bir çöküş değil, aynı zamanda ideolojik bir çöküştür.
Bu da gösteriyor ki asıl temel mesele -insanların bilinci- gerçekten hesaba katılmamıştı. Elbette propaganda yapıldı, ajitasyon yürütüldü, ama rejimlerin yıkıldığı anda sonuç ortada değildi. Bu yüzden bu eleştiriyi tamamen destekliyorum. Öcalan, Marksizme başka eleştiriler de yöneltiyor; ancak bence bu noktadaki eleştirisi özellikle haklıdır. Çünkü bana göre bu, 20. yüzyılda sosyalizmin ve komünizmin çıkmaza girmesinin başlıca nedenlerinden biridir.”

Komün ve Komünalizm

Abdullah Öcalan’ın komün ve komünalizm vurgularına değinen Nils Andersson sözlerini şöyle noktaladı:

“Komün vurgusu gerçekten önemlidir. Bence bugün yaşananlar, Öcalan’ın inşa edilecek toplum üzerine, kurulacak toplumsal ilişkiler biçimi üzerine savunduğu kavram aracılığıyla ve Rojava’da hayata geçirilen deneyimle açıkça görülmektedir. Bu, komün ilkesine ve tabandan başlayarak zirveye doğru inşa etme anlayışına dayanmaktadır. Şu anda Rojava’da yürürlükte olan pratik tam da budur. Daha şimdiden, bu aşamada bile, Suriye’deki Kürt toplumunda ve hatta bunun ötesinde, çevre halklar içinde insanların ilişkilerini nasıl dönüştürdüğü bilinmekte. Bu son derece önemli bir yaklaşım; çünkü ulusal sorunun ya da yalnızca toplumsal sorunun veya insanların anlık tüketim çıkarlarının ötesinde, önceliği bireylerin bilincinin gelişimine vermektedir. Bu bakımdan, kuşkusuz, komünist projeye ve sosyalist projeye değerli bir katkı sunan bir deneyimdir. Ve bu proje, yani Rojava deneyimi, bugün her zamankinden daha fazla halkların ve toplumların sorunlarına bir yanıt olmaya devam ediyor.”

Nils Andersson kimdir?

91 yaşındaki Frédy-Nils Andersson, genellikle Nils Andersson olarak bilinen İsveç kökenli İsviçreli-Fransız düşünür, editör-yazardır. Özellikle sömürgecilik karşıtlığı ve barış yanlısı duruşuyla tanınan Nils Andersson, Cezayir’in bağımsızlık mücadelesini ve Vietnamlı savaşçıları destekleyen çeşitli yazılar ile Mao Zedung’un düşüncelerini de içeren yayınladığı metinler nedeniyle 1966 yılında İsviçre’den sınır dışı edildi. Daha sonra Fransa’da yaşamaya başlayan Nils Andersson, eğitim ve politik yaşamını burada sürdürmeye devam etti. Çok sayıda kitabı bulunan Nils Andersson, özellikle sömürgecilik karşıtı duruşu ve dünya genelindeki özgürlük hareketlerine desteğiyle entelektüel ve siyasi alanda önemli bir figür. Nils Andersson, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Demokratik Uygarlık Manifestosu” kitabının Fransızca baskısının da önsözünü yazdı.

HABER MERKEZİ

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Topağacı direniyor: Ev sahipleri elektriksiz, susuz bırakıldı

Sonraki Haber

Tutsak yakınlarından İGK’ye tepki: Asıl siz pişman olmalısınız

Sonraki Haber
Amed Barosu’ndan tahliye engellerine karşı 4 kuruma başvuru

Tutsak yakınlarından İGK'ye tepki: Asıl siz pişman olmalısınız

SON HABERLER

Süveyda’da ambargo krizi: 20 çocuğun yaşamı tehlikede

Süveyda’da ambargo krizi: 20 çocuğun yaşamı tehlikede

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

Sakarya’da kadını katletme girişimi

Sakarya’da kadını katletme girişimi

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

Kürtçe konuşmaları engellenen anneler: Çözüm için önce dilimizi kabul edin

Kürtçe konuşmaları engellenen anneler: Çözüm için önce dilimizi kabul edin

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

Barış Vakfı’ndan Kürtçe engeline tepki: Sürecin ruhuna aykırı

Barış Vakfı’ndan Kürtçe engeline tepki: Sürecin ruhuna aykırı

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

Gazze’de kıtlık ilan edildi

Gazze’de kıtlık ilan edildi

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

Amed Barosu’ndan tahliye engellerine karşı 4 kuruma başvuru

Tutsak yakınlarından İGK’ye tepki: Asıl siz pişman olmalısınız

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

Abdullah Öcalan’ın aldığı kararlar doğru

Abdullah Öcalan’ın aldığı kararlar doğru

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır